28 Şubatlar şu sebepten olmuştur,bu sebepten olmuştur diye birçok ifadeler kullanılabilir.Hatta bunların hemen hemen tamamına yakınında kısmi gerçeklik payları da olabilir.Fakat böyle bir ortamın oluşmasına engel olabilmek için geleceği iyi gören ve bu öngörülerine inanan milletin olması gerekliliği ortadadır.
Şunu söyleyebilirsiniz, herkes gibi belki ben de yuvarlak ifadeler kullanıyor olabilirim. Ama somutlaştırmak gerekirse, Hz. Yusuf zindanda ve etrafında kendisine inanan ama sadece dünyalık hedef gütmeden ahirete yönelik hesaplar yapan bir grup oluşturmuştur. Yine Hz. Peygamber efendimiz insanlara dünyalık olarak hiçbir vaatte bulunmadan sadece Allahın birliğine çağırarak birliktelikleri kısa sürede maddi çıkarlar çerçevesinde zarar görmeyecek ve dünyalık hesabını bir kenara bırakabilecek ana kadro oluşturmayı başarmıştır.
Bütün bunlardan benim anladığım, önce inanç gerekli ve bu inancın harekete dökülmesi yani yaşanılır olarak gösterilmesi gerekli ve bu yaşantının içinde, bulunulan topluma faydalı olması için ve evrensel olabilmesi için düşünen insanların ortaya çıkması gereklidir.
Bugünkü eğitim sistemimizleve toplumsalhedeflerimizle çok fikir üreten ve çok konuşan ama ürettiği fikirleri hayata geçiremeyennesiller ve topluluklar ürettik.Bir şeyler elde etmek için zorlanmadan amacına ulaşan topluluklar haline dönüştük. Çok rahat yaşamak ve bunun için çok para kazanmak gerektiğini zihnine kazımış ve bunun için inanç ve ölçü değerleri ortadan kalkacak kadar basit düşünebilen bir toplum oluşmasına hep birlikte çaba sarf ettik.
Kısacası çok fikir üretip çok konuşan ama fikirleri üzerinde yaşamayan ve ürettiği fikirleri hayata geçirmekten aciz aynı zamanda neye inandığından tam manası ile haberdar olmayan ve bir müddet sonra yaşadığı gibi inanmaya başlayan bir toplum haline dönüşebiliriz.
Oysa Allah Rasulü insanlara ruh huzurunu, dünyada doğru ve ilkeli yaşamayı ve bu inançları doğrultusunda öle bilmeyi öğretmiştir. Asla,dünyalık küçük çıkarlar için kendisini,ailesini, vatanını ve milletini satan bir nesil yetiştirmemiş, böylelikle dünyayahakim olabilecek bir sistem ortaya koymuştur.
Allaha(cc), ahirete ve peygamberin ortaya koymuş olduğu hayat tarzına ve insanlığın huzurunun bu prensiplerden geçeceğine inanmış bir nesil ve bir toplum yetiştiremedikten sonra dünyadaki bütün hedeflere ulaşılsa, varılmış olan nokta doğru bir nokta olmayacaktır.
Doğru bir hayat tarzına, doğru bir ekonomik yapıya, doğru bir iç ve dış ticarete, doğru bir sağlık sistemine, doğru bir kültür ve kültür mirasına sahip çıkmaya, doğru bir Ziraat ve tarım anlayışına velhasıl hayatın tamamını kapsayan doğru yaşayış şekline inanan bir nesil ve bir toplum oluşturmak gerekmektedir.Ve bunları inandıkları gibi yaşayabilen ve bu yaşadıklarını insanlığa anlatabilen ve insanlığın huzurunun bu düsturlardan geçtiğini anlatabilmek için düşünebilen, düşündüğünü projelendiren ve bu projeleri hayata geçirebilen ve her türlü teknik gelişmelere açık aynı zamanda bu teknik gelişmeleri kendisi düşünebilen ve yapabilen bir genç nesle ihtiyacımız olduğu açıktır.
Bazen zor olan şeyleri yapmaktan önce başlamak gerekmektedir. Bütün bunların ortaya çıkabilmesi için eğitim sistemimizi ve toplumsal algılarımızı yeniden kurgulamamız, geleceğe doğru bakabilmek için gerekli olan çabalardır. Bütün bunları da devlet aklı ile yapmak işin en doğru boyutudur. Ancak böylelikle 28 Şubatlara, 15 Temmuzlara ve içimizdeki satılmışlara rağmen toplumumuzun ve insanlığın huzuru için mücadele edebilelim.