AĞIZLARINDAN SELAMI DÜŞÜRMEYEN SELAM'SIZLAR

  • SUR YAPIIIIIII
Halk arasında Çok meşhur olan bir fıkra vardır. Namaz kılmayan birisine sormuşlar:“Sen neden namaz kılmıyorsun? diye” o kişi “Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîm'de 'Lâ takrabü's-salâte/Namaza yaklaşmayın!' buyuruyor ya. Ben de O'nun emrini yerine getiriyorum" demiş.“Ayetin öncesinde ne yazıyor onu da okusana!” demişler. Adam gayet rahat bir şekilde: “Ben hafız değilim. Hepsini bilmem.” demiş. Bu diyalog yaşanmıştır veya yaşanmamıştır. Belki de bir kısım insanları karalamak için uydurulmuş bir hikâyede olabilir. Lakin Hikâye uydurulmuş olsa dahi hemen hemen her insanın fıtratında olan bir özellik mizahi olarak eleştiriliyor. Bizde bu yazımızda bu özellik hakkında iki hadisi şerif özelinde konuyu detaylandırmaya çalışacağız.
   Tarih boyunca insanlar gerek politik gerek ekonomik gerekse içtimai sebeplerden dolayı ayetlerden veya hadislerden kesitler/parçalar alarak kullandıkları bir gerçektir. Bu şekilde kullanım her zaman kötü niyetli olarak yapılmamıştır. Çoğunlukla bulundukları şartlar ve ortamdan dolayı insanları hayra sevk etme adına yapılmıştır. Her ne kadar iyi niyet çatısı altında bu şekildeki ayetleri veya hadisleri bölmeler kısa süreli işe yarasada uzun zaman geçtikten sonra geri dönülmesi zor anlayışlara ve davranışlara sebep olmuştur. Böylelikle vaaz edilirken amaçlanan toplumsal değişim ve fayda elde edilmemiş olmasının yanında istemeden de olsa yanlış bir İslami anlayışında yerleşmesine zeminde hazırlanmış olunmuştur.   
    Bu konuya verebileceğimiz en güzel örnek hepimizin bildiğini düşündüğüm başta Müslim olmak üzere tirmizi ve ibn mace gibi hadis kitaplarında yazan bir hadisi şerif vardır. Hadisi şerif “Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız” şeklindedir.
   Bu yazının kaleme alınmasında fikir bazında yardımcı olan, 2002 yılında dini araştırmalar dergisinden yayınladığı hadise dayalı bazı problemlerin günümüze yansımaları adlı makalesinde Doç Dr. A. Kadir EVGİN bu hadisle alakalı şöyle diyor :Günümüzde karşılaşılan dini problemlerin birçoğu, ayet ve hadislerin Şari' inmaksadına uygun olarak anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Dini hayatıntanziminde ayetlerin en iyi tamamlayıcısı olan hadisler yanlış anlaşıldığı zaman, ayetlerin yanlış anlaşılması da kaçınılmaz olacaktır. Günümüze kadar devam edegelen yanlış anlama süreci, çeşitli gayretlerle durdurulmaya çalışılmış, ne yazık ki istenilen sonuçlar elde edilememiştir.
  Dindar cahillerin mevcut olduğu toplumlarda da gerekli sonuçların alınması ihtimal dahilinde görünmemektedir. Mesela Peygamberimiz bir hadisinde: "Selamı aranızda yayınız ... "
 buyurmaktadır. Hadiste geçen "selam" kelimesinin, yolda giderken karşılaştığımızbütün insanlara selam vermek, manasında olduğunu düşündüğümüzde, bunun günümüzde imkânsız olacağı ortadadır. Hâlbuki kelimenin sözlükte "barış ve güven" anlamında da kullanıldığını dikkate aldığımızda Peygamberimizin "aranızda barışı, güveni yayın" demek istediği sonucuna hemen varırız(Sayfa-5).
    Selamı yaymak gerek kuran-ı kerimin ayetleri ile gerekse hadisi şeriflerle tavsiye edilmiştir. Lakin bir insan selamün aleyküm dediği zaman, böylelikle  hem dinin bir cüzünü yerine getirmiş olarak sevap kazanırken, hem de karşı tarafa bir söz veya mesaj vermiş olur. Bundan dolayı selam vermek birbirini tamamlayan, lakin biri olmadan diğeri olmayan iki parçadan oluşan bir bütün gibidir. Kısmet olursa bir sonraki yazımızda olması gereken bu bütünlük ilişkisinin zamanla nasıl içeriğinden kopartılarak değiştiğini asrı saadet ve günümüz örnekleri ile açıklamaya çalışacagız.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.