ALLAH-U TEALA’NIN DOSTUNA YALANCI! DEME HOYRATLIĞI

  • SUR YAPIIIIIII

Yalan kelimesinin Arapça karşılığı olan kezib (kizb) eski sözlüklerde “doğruluğun (sıdk) karşıtı, bir konuda gerçeğe aykırı haber veya bilgi vermek, söz vâkıaya uygun olmamak” diye tanımlanır. İslam dininin ana kaynağı Kuran-i kerime baktığımız zaman yalan konusu iki şekilde ele alındığını görüyoruz.1-Allah-u Teâlâ’ya karşı söylenen yalan(ankebut/68) 2. insanların kendi aralarında söyledikleri yalan. Allah-u Teâlâ hac suresi 30. Ayetinde İnsanların birbirlerine karşı söyleyecekleri yalanlar için şöyle uyarıyor. YALAN SÖZDEN KAÇININ.

     Dinin ikinci kaynağı olan Hadisi şeriflere baktığımız zamanda yalanın mahiyeti hakkında; “Yalandan sakının, çünkü yalanla günah yan yanadır ve ikisi de insanı cehenneme götürür.”  “Sizi yalan söylemekten menederim; çünkü yalan söylemek günaha, günah da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye nihayet Allah(cc) katında kezzâb diye yazılır” şeklinde yalanın dinen kabul görmeyen bir söz olduğu anlatılır.

     Yalanın kötülüğü hakkında bu kadar hadisi şerif olmasına rağmen, ne hikmetse bazı hadisi şeriflerde sadece Hz İbrahim’in yalan! söylediğine dair ifadelere rastlıyoruz. Bir hadise göre İbrahim üç defa yalan söylemiştir: Kavmi tarafından çağrıldığında hastayım demesi, putları kimin kırdığı sorulduğunda, “Bunu büyükleri yapmıştır” cevabını vermesi ve eşini kız kardeşi olarak tanıtması, Başka bir hadiste nakledildiğine göre kıyamet günü insanlar, Hz. Âdem’den başlayarak bütün peygamberlerden şefaat dileyecekler, fakat her peygamber diğerine gönderecek, Hz. İbrahim de üç yalanı sebebiyle buna yetkili olmadığını söyleyip gelenleri Hz. Mûsâ’ya yollayacak, sonuçta sadece Hz. Muhammed (s.a.v) şefaate yetkili olacaktır.

    Lakin tüm bu ifadelerin aksine Kuran’da, geçmiş peygamberler içinde özellikle Hz İbrahim’in öğretisine kalıcı bir değer yüklendiği görülür. Nitekim İslâm Peygamberi’ne(s.a.v), “Doğru yola yönelerek İbrahim’in dinine uy” diye emredilmiş (Âl-i İmrân 3/95) Din bakımından en güzel yolun İbrahim’in dinini benimsemek suretiyle izlenen yol olduğu ifade edilmiştir (Nisâ 4/125). Bu sebeplerle İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda müminler için güzel örnekler bulunduğu bildirilmiştir.

     Hz İbrahim de bulunan güzel hasletleri öven birçok ayet bulunmasına ve kuran-ı kerimde Hz İbrahim’i yeren, yalan söylediğinden dolayı uyarılan hiçbir ayete rastlamamamıza rağmen saffat suresi 88,89 ayetini açıklayan tefsir âlimlerinin Hz İbrahim’in yalan! söyleyip söylemediği konusunda iki gruba ayrıldıklarını görüyoruz.

    Said Havva ya atfedilen bir söz vardır. Kuran-ı Kerimden başka hiçbir kitap, hatadan beri değildir. Yalan konusundaki İslami kaynaklardaki bilgileri alt alta üst üste koyduğumuzda şu sonuç çıkıyor: Kuran ve hadislerde kötü olarak bildirilen, bırakın peygamberi, normal bir insan için uygun görülmeyen yalan fiili, birçok tefsir kitabında Allah-u Teâlâ’nın Halilullah diyip kendine dost edindiği ve inananların örnek almasını istediği bir peygambere uygun görülüyor. Buda yetmezmiş gibi, Hz İbrahim hiçbir ayette yalan söylediği için uyarılmadığı halde, tefsirlerde Hz İbrahim’in yalan! Söz söylediği kabul edilerek söylenen yalan! için geçerli sebep ve sebepler bulunarak işlenen suça geçerli mazeret bulunmaya çalışılıyor.

     Peygamberlerin kuran-ı kerimde anlatılan hayatlarına baktığımızda; insan olmaları sebebiyle hata veya zelle yapanlar olmuştur. Âdem, Süleyman, Yunus (a.s) gibi. Onlar Allah-u Teâlâ tarafından kabul görmeyen bu hareketleri veya davranışları için uyarılmışlardır. Uyarılmanın akabinde hemen tövbe etmişlerdir. Lakin Hz İbrahim için Kuran-ı Kerimde ne bir ikaz veya uyarı ayeti olmamasının yanında söylediği sözden dolayı da tövbe ettiğini bildiren hiçbir ayete de rastlamıyoruz. Tüm bu bilgilere rağmen hala İbrahim (a.s) yalan! Söylemiştir fikrine sahip olmanın anlaşılır bir yanı yoktur.

   Bunların yanında Allah-u Teâlâ kitabında  yalanı yasaklayacak, lakin yalan! söyleyen bir kişiyi hem kendine dost edinecek hem de inananlara örnek gösterecek. Böyle bir davranış (haşa) çelişki olurdu. Allah-u Teâlâ’nın kitabında çelişki ol(a)mayacağına göre (Nisa/82) ;Var olduğunu sandığımız çelişkilerin sebebini: ilk önce mevcut bazı tefsirlerde, tercümelerde ve yorumlarda aramakla birlikte;İnanç, bilgi ve zihin dünyamızda da aramalıyız
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.