“Ecdadımız Malazgirt’te, İstanbul’un fethinde, Mohaç Meydan Muharebesi’nde nasıl tarih yazdıysa aynı tarihi Çanakkale’de de 7 düvele karşı bir kez daha net bir şekilde ortaya koymuştur. Çanakkale’yi geçerek İstanbul’u ele geçirmeyi planlayan İtilaf Devletleri, tarihte eşine az rastlanan bir mağlubiyete konu olmuşlardır ve üzerinden 108 yıl geçmesine rağmen hala bu durumu sindiremediklerini de belli etmekten kendilerini alamamaktadırlar. Nusret Mayın Gemisi, Seyit Onbaşı, 52’nci Alay, Mehmet Çavuş, Nezahat Onbaşı ve Çanakkale’nin çocuk kahramanları gibi 252 bin vatan evladı dönmeyi düşünmeden topraklarımız ve ay-yıldızlı bayrağımız için canlarını feda ettiler. Çanakkale’de yaşanan kahramanlıklar, yiğitlikler, milli birlik ve dayanışma ruhu hala tefsirini kaybetmemiştir. Her karışının şehitlerimizin kanıyla sulandığı bu toprakları sonsuza kadar vatan kılmak, bağımsız bir şekilde gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin borcu ve görevidir.
Birlik ve dayanışma vurgusu
Bizlerde Ötüken’denAnadolu’ya kadar asırlar süresince bağımsızlığımızı her şeyin üzerinde tuttuk ve tutmaya da devam ediyoruz. Çanakkale Zaferi halkımıza verdiği azim ve umutla Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini ateşlemiştir. Aziz milletimiz bu azim ve kararlılıkla Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Bugün bize düşen görev, şehitlerimizin kanıyla sulanan kutsal vatan toprağına sahip çıkmak, bayrağımızın özgür bir şekilde dalgalanmasını sağlamak için birlik ve beraberlik içinde asırlardır verilen mücadelemizi devam ettirmektir. Kutsal vatan topraklarımızı bizden sonra gelecek nesiller için daha yaşanılır kılmak, daha huzurlu bırakmak hepimizin boynunun borcudur. Bizlere bu Cennet vatanı canları pahasına savunarak bırakan, bu büyük zaferleri bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Çanakkale Kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum.”