Cumhuriyet Bayramı'nı coşkuyla kutluyoruz. Çünkü hepimiz, bu göreve hazırız. Öyle değil mi? Bu göreve hazır mıyız? Cumhuriyetin evlatları, hazır mısınız? Biliyorsunuz ki siz; cumhuriyetin, bu devletin, bu milletin, bu canım toprakların, bu vatanın sahipleriyiz. Çünkü biz, en zor zamanlarda birbiriyle kenetlenmeyi bilen, yeniden doğmayı başaran bir milletiz. Biz bunu çok başardık. Kendi koltuklarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen siyasetçilerin, bizi, 'şu, bu' diye birbirinden ayıranlara inat, günü geldiğinde tek yürek olmaya hazır mıyız? Tek yürek olmayı başardık. Dün başardık. Bir kez daha başarırız. O gün gelmiştir. Bundan sonra size tavsiyem; ruhunuzu temizleyin.
Bundan sonra her sabaha özgürlük, eşitlik ve adalete bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bundan sonra her sabaha, gelecek endişesi duymadan, insan gibi yaşayacağımız yeni bir hayata, bir gün daha yakınız diye uyanacağız. Bu umutla, bu inançla daha çok çalışacağız ve mutlaka başaracağız. Ben sizlere çok güveniyorum. Her biriniz kendinize çok güvenin. Çünkü sizler, Cumhuriyetin güzel evlatlarısınız. Herkesi kendi gibi, eşit ve değerli kabul eden milyonlarsınız. Sizler, kimsenin hakkını yemezsiniz. Hakkınızı da yedirmezsiniz. Öyle değil mi? Cumhuriyet sizleri, bu ülkenin, bu devletin sahibi yaptı. Gücünüzün farkında olun. Sahip olduklarınızın değerini bilin. Bir avuç insanın sizi bir kenara itip, bu ülkeyi kendi bildikleri gibi yönetmesine asla izin vermeyin. Çünkü bugün yapılan her yanlış, sizin geleceğinizi sıkıntıya sokuyor.
Onun için Cumhuriyet, korkuya ve tehdide dayanan rejimlere benzemez. Cumhuriyet; onurlu, öz güvenli, erdemli insanların rejimidir. Cumhuriyet; bizim karakterimiz, en değerli mirasımızdır. Bu yürüyüş, milletin yürüyüşüdür. 86 milyon yurttaşımızın yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, hepimizin ortak yürüyüşüdür. Omuz omuza, birlikte ve inançla yapacağımız gelecek yürüyüşüdür. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da hazır mıyız? Başaracak mıyız? Bu bayram, doğru bir sürecin başlayacağı, ikinci yüzyılın ilk bayramdır. Yürüyüşünüz, geleceğiniz aydınlık olsun. Hepinizi çok seviyorum. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın tam bağımsız ve güçlü mutlu Türkiye.
29 Ekim'de Cumhuriyeti ilan edenlerin, çok net bir hedefi vardı. Kurucusu, bu uğurda ömrünü adamış Mustafa Kemal Atatürk'e -ki ruhu şad olsun, ona minnet duyuyoruz- o büyük lidere teşekkür ediyoruz. İşte Atatürk, o hedefi şöyle tanımlıyordu: 'Toplumda en yüksek özgürlüğün, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması…' Bakın, ne diyor 100 yıl önce Atatürk. Dünya bu kelimeleri daha bilmiyordu. Diyor ki, 'Özgürlük, eşitlik ve adalet…' Cumhuriyet, işte bunları en yüksek seviyede ve herkes için sağlamak üzere kuruldu.
Cumhuriyet, tarihi derinliği olan muazzam bir tasarımdır. Atatürk'ün mimarı olduğu bu muazzam tasarım, milletçe verdiğimiz savaşlar ve mücadeleler sonrası, ortak irademizle şekillenmiştir. Milletin iradesiyle şekillenmiştir. O yüzden bu tasarım, hepimizin, her birimizin… Benim sizden farkım yok. Sizin benden farkınız yok. Bu memleketin eşit hissedarıyız. Eşitiz. Hakkımız, hukukumuz aynı. Bunu bize veren Cumhuriyettir. Bunu bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun için çok güzel bir tasarımdır.
Her birimiz gurur duymalıyız. Çünkü, Türkiye'deki cumhuriyet, demokrasiden ayrı düşünülemez. Çünkü Atatürk, onu milletiyle kurdu. Dünyanın en organik cumhuriyetidir Türkiye Cumhuriyeti. Ülkemiz kurulduğu andan itibaren, demokrasi ve cumhuriyetin bütünlüğü üzerine inşa edilmiştir. Cumhuriyet, sanıldığı gibi sadece devleti değil, aynı zamanda bizleri, aynı devlet içinde, özgür irademizle bir arada olmamızı temsil eder. Yani birlikteyiz. Devletimiz; bu birliğimizin, bu birliğin kurumsal çatısını oluştururken, milletimiz de neyini oluşturur biliyor musunuz? Ruhunu oluşturur. Cumhuriyet ve demokrasi, asla ve asla güçler ayrılığı olmadan, ulusal bütünlüğü sağlayamaz. Yaşamanın ve hayatın en önemli unsurudur. Bu yönüyle, işte o güçler ayrılığı ne der? Yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirinden ayrılması demokratik cumhuriyetimizin en büyük güvencesidir. Bunun da başka bir yolu yoktur. Her güç bir kişinin elinde olabilir mi? Olmaz. Olursa, halka bu güzel yansımaz."
İmamoğlu'nun Yenikapı'daki sözleri siyaset kulislerini de hareketlendirdi. Gazeteci İsmail Saymaz, "Ekrem İmamoğlu, bugün 29 Ekim konuşmasıyla cumhurbaşkanı adaylığını fiilen ilan etti" yorumunda bulunurken Sözcü TV yorumcusu Altan Sancar da o konuşmayı şöyle değerlendirdi; "Ekrem İmamoğlu 29 Ekim 2024'te Cumhuriyet Bayramı'nda hem cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti hem de paradigmasını ortaya koydu. 29 Mayıs 2023 sabahı, 'değişim' dediğinde "İmamoğlu'nun uzun yolculuğu başlıyor" diye bir tweet atmıştım. Yolculuğun ikinci aşaması başladı."