Antalya'da bazı binalar, yaşlarını ve yapısal ömürlerini doldurmuş olmalarına rağmen hâlâ kullanılıyor. Bu binalarda oturanlar ve çevresinde dolaşanlar, adeta büyük bir tehlikenin gölgesinde yaşamlarını sürdürüyor. Özellikle bazı binaların balkonlarının her an çökebileceği, bu durumun da hem bina sakinleri hem de yoldan geçenler için ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor.
Çürük Balkonlar, Paslı Demirler
Antalya'nın çeşitli semtlerinde, bu türden yapıların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Görünen en büyük tehlike ise çürümüş balkon demirleri ve dökülmeye yüz tutmuş beton parçaları. Bazı binaların balkonları, adeta bir çöküşü haber verircesine eğilmiş durumda. Bu tür balkonların altından geçenler için ise büyük bir tehlike söz konusu. Özellikle rüzgârlı ve yağmurlu havalarda, beton parçalarının koparak düşme riski, hem binalarda oturanların hem de sokakta yürüyenlerin hayatını tehdit ediyor.
Bina Altındaki İş Yerleri ve Çevre Güvenliği
Bu binaların altında yer alan iş yerlerinde çalışanlar ve alışveriş için girip çıkan müşteriler de büyük risk altında. Her an yıkılabilecek durumda olan bu balkonlar ve binalar, yalnızca bina sakinlerinin değil, çevredeki insanların da güvenliğini tehlikeye atıyor. Birçok bina sakini ve esnaf, bu durumu yetkililere bildirdiklerini ancak henüz bir sonuç alamadıklarını dile getiriyor.
Maddi Yetersizlikler ve İlgisizlik
Binalarda oturanların büyük çoğunluğu, bu tehlikenin farkında olmalarına rağmen maddi yetersizlikler ve ilgisizlik nedeniyle önlem alamıyor. Özellikle kiracılar, durumu ev sahiplerine bildirseler de çoğu zaman gerekli bakım ve onarım yapılmıyor. Bazı ev sahipleri ise bu binaların yeniden yapılmasının maliyetini karşılayamayacak durumda olduklarını belirtiyor.
Denetim Yetersizliği
Antalya’da yerel yönetimlerin bu binalara yönelik denetimlerinin yetersiz kaldığı da sıkça dile getirilen şikâyetlerden. Özellikle eski mahallelerde, risk taşıyan binaların tespit edilmesi ve bu binalar için gerekli önlemlerin alınması konusunda gecikmeler yaşanıyor. Oysa ki, bu tür binaların acilen kontrol edilip, can ve mal güvenliğini tehdit edenlerin yıkılması veya güçlendirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, meydana gelebilecek herhangi bir olumsuz durumda çok sayıda insanın hayatı tehlikeye girebilir.
Geçmişte Yaşanan Üzücü Olaylar
Türkiye genelinde benzer durumlar geçmişte büyük acılara yol açtı. Yıllarını doldurmuş binaların çökmesi sonucu birçok insan hayatını kaybetti veya yaralandı. Antalya'da da benzer bir durumun yaşanması an meselesi olabilir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların bir an önce harekete geçerek, bu tür yapılara müdahale etmesi büyük önem taşıyor.
Halk Endişeli, Yetkililer Sessiz
Bu tür yapılarda yaşayan ve bu yapılarla iç içe yaşayan insanlar, günlük yaşamlarında sürekli endişe içinde olduklarını belirtiyor. Her gün çökme korkusuyla evlerine girip çıkan vatandaşlar, yetkililerden acil çözüm bekliyor. Ancak, tüm bu çağrılara rağmen, yetkililerin konuyla ilgili sessiz kalması ve henüz somut bir adım atmamış olması, vatandaşların umutsuzluğunu artırıyor.
“Önlem Alınmazsa Facia Kaçınılmaz”
Uzmanlar, bu tür binalar için acil önlem alınmaması durumunda büyük bir facianın yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle depreme dayanıklı olmayan ve yaşı geçmiş binaların herhangi bir doğal afet veya dış etken karşısında ayakta kalmasının imkânsız olduğunu belirtiyorlar. Geçmişte yaşanan acı deneyimlerden ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bir an önce kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışmasının başlatılması gerektiğini söylüyor.
Kentsel Dönüşüm ve Güçlendirme Çalışmaları
Çözüm ise oldukça net gibi görünüyor. Antalya genelinde riskli binaların tespit edilip, bu binaların ya güçlendirilmesi ya da kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Özellikle depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılıp yerine modern ve güvenli yapılar inşa edilmesi, can kayıplarının önlenmesi açısından hayati önem taşıyor. Bunun yanı sıra, vatandaşların da bu konuda bilinçlendirilmesi ve eski binalarda yaşamaktan vazgeçip, daha güvenli yerlere taşınmaları teşvik edilmeleri kaçınılmaz.
Haber: Yalçın KÜÇÜK
30.09.2024 15:23:51