Prof. Dr Naci Görür’ün Antalya’da 7 büyüklüğünde deprem beklendiği şeklindeki açıklamasının ardından üst üste yaşanan depremler halk arasında paniğe neden olurken “acaba” sorusunu sordurmaya başladı.
Antalya'da son günlerde art arda yaşanan depremler, bölgede yaşayan halk arasında tedirginliğe neden oldu. Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Antalya, doğrudan büyük fay hatları üzerinde yer almasa da çevresindeki aktif fay hatları nedeniyle deprem riski taşıyor. Uzmanlar, bölgenin jeolojik yapısının sismik hareketliliği artırabileceğine dikkat çekiyor.
Antalya’nın Jeolojik Yapısı ve Fay Hatları
Antalya, Helenik Dalma-Batma Zonu ve Fethiye-Burdur Fay Hattı gibi aktif fay hatlarının etkisi altında bulunuyor. Şehir merkezi 2’nci derece deprem bölgesinde yer alırken, çevresindeki fay hatlarının oluşturduğu sismik hareketlilik, Antalya’yı deprem riski taşıyan iller arasında konumlandırıyor. Antalya’nın kuzeyinde Eğirdir Fay Sistemi, batısında Fethiye-Burdur Fay Sistemi, güneyinde Kıbrıs-Helenik Fay Hattı ve doğusunda Akşehir Körfezi'ne kadar uzanan bir fay ağı bulunuyor. Bu faylar, şehirde zaman zaman hissedilen sarsıntıların kaynağı olarak öne çıkıyor.
MTA ve AFAD Raporları Ne Diyor?
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve AFAD'ın yayımladığı diri fay haritalarına göre, Antalya'nın farklı bölgelerinde önemli fay sistemleri bulunuyor
Bunlardan bir tanesi Kale-Kekova Fay Sistemi. Kaş ve Demre ilçeleri arasında uzanan bu fay hattı, bölgenin sismik aktivitesini etkileyen önemli bir yapı.
Bir diğeri Kıbrıs-Helenik Fay Hattı. Antalya Körfezi’nden başlayarak Rodos Adası’nın güneyine ve Fethiye Körfezi’ne kadar uzanıyor.
Burdur Fay Sistemi de bulunuyor. Holosen dönemine ait olan bu fay, yüzey kırığı şeklinde sismik aktiviteye neden olabiliyor.
Eşen Fay Sistemi de kısa bir süre öncesine kadar hareketli idi. Fethiye bölgesinde yer alan bu fay hattının aktifliği konusunda belirsizlikler olsa da potansiyel riskler arasında değerlendiriliyor.
Antalya Depremlere Ne Kadar Dayanıklı?
Antalya, tarih boyunca deprem ve tsunami gibi doğal afetlere maruz kalmış bir bölge. Şehirdeki aktif fayların sayısının az olmasına rağmen çevresindeki tektonik hareketlilik Antalya’yı riskli bölgelerden biri hâline getiriyor. Özellikle geniş ovalara kurulmuş yerleşim alanlarında, yapıların zemin dayanıklılığı konusu dikkat çekiyor.
Yerel yönetimler, yapı stokunun güncellenmesi ve olası risklerin azaltılması için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak uzmanlar, eski ve depreme dayanıklılığı düşük yapıların yenilenmesi gerektiğini vurguluyor.
Deprem Riskine Karşı Önlemler
Antalya ve çevresinde yaşanan sismik hareketlilik, yapı güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar, riskli yapıların yenilenmesi, zemin etütlerinin hassasiyetle yapılması ve halkın afet bilinci konusunda eğitilmesi gerektiğini belirtiyor.
Vatandaşların kişisel güvenliklerini sağlamaları için AFAD tarafından önerilen acil durum çantalarını hazır bulundurmaları ve deprem anında doğru davranışları öğrenmeleri de önemli adımlar arasında yer alıyor.
Haber: Yalçın KÜÇÜK
09.12.2024 10:32:10