TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, depremin ardından enkaz kaldırma çalışmalarının yürütüldüğü Hatay’da, toprak ve su varlıklarından alınan örneklerde salgın hastalıklar ve kanser gibi ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açma riski olan asbest, ağır metal ve bakteriyolojik kirlenme tespit edildiğini kaydetti.
Mehmet Aslan, ülkemizi derinden etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay’da çalışmalar yürüten TEMA Vakfı, ulaştığı çarpıcı sonuçları depremin 1. yıl dönümünde kamuoyuyla paylaştı. Aslan, depremin ardından enkaz kaldırma çalışmalarının yürütüldüğü Hatay’da, toprak ve su varlıklarından alınan örneklerde salgın hastalıklar ve kanser gibi ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açma riski olan asbest, ağır metal ve bakteriyolojik kirlenme tespit edildiğini kaydetti.
TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, 11 ilde yıkıma ve on binlerce can kaybına sebep olan depremlerin neden olduğu enkaz atıklarının, toprak ve su üzerinde yarattığı kirliliği tespit etmek üzere, yıkımın en çok yaşandığı illerden biri olan Hatay’daTEMA Vakıfı olarak çalışma başlattıklarını dile getirdi. Aslan, çalışma kapsamında 2023 yılının haziran, eylül ve aralık aylarında Hatay’a yapılan ziyaretlerde toprak ve su örnekleri alınarak asbest, ağır metal ve bakteriyolojik analizler yapıldığını kaydetti.
ASBEST VE AĞIR MEDAL TESPİT EDİLDİ
Asbest, ağır metal ve bakteriyolojik kirlenme tespit edildiğinin altını çizen Mehmet Aslan, “Hatay’da planlı olmadığını düşündüğümüz değişik noktalara dökülmüş enkaz atıklarından ve yakınlarındaki tarla ve bahçelerdeki topraktan aldığımız 7 örneğin 5 tanesinde asbest tespit edildi. Ayrıca Samandağ deniz kenarında bulunan Mileyha Kuş Cenneti Sulak Alanı’ndan ve Antakya Serinyol’da bulunan kuyu suyundan alınan 3 örneğin 2’sinde de asbeste rastlandı. Güneysöğüt, Samandağ ve Serinyol’dan aldığımız 3 adet su örneğinde ise bakteriyolojik üreme tespit edildi. Bu sonuçlar Hatay’da kullanılmakta olan suya, kanalizasyon suyunun karışmış olma ihtimalini gösteriyor. Bu durum zehirlenmelere ve salgın hastalıklara yol açabilir. Yine Defne ve Samandağ Mileyha Kuş Cenneti yakınlarından aldığımız su örneklerinde bazı ağır metal miktarlarının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hk. Yönetmelik’le belirlenen sınır değerlerin oldukça üzerinde olduğu tespit edildi. Bu nedenle halk sağlığı açısından endişeliyiz” diye konuştu.
Asbest ve ağır metaller ciddi hastalıklara yol açabileceğini kaydeden TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, asbestin, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC) en önemli kanser nedenleri listesinde yer aldığını hatırlattı.
CİDDİ HASTALIK RİSKİ MEVCUT
Mehmet Aslan, “Deprem sırasında ve sonrasında binaların yıkılmasıyla etrafa yayılan yüksek miktardaki asbest lifleri, halk sağlığı açısından ciddi tehlike yaratıyor. Maalesef daha önce bazı Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan asbest ölçümleri sonucunda havada sınır değerlerinin çok üstünde asbeste rastlandı. Asbestin, özellikle solunum yoluyla insan vücuduna alındığında; akciğer fibrozu, akciğer ve gırtlak kanseri vb. ciddi hastalıklara yol açtığı biliniyor. Sindirim yoluyla vücuda alındığında kansere neden olup olmadığı konusunda kesin bir sonuç olmamakla birlikte kansere yol açabildiğine yönelik çalışmalar da mevcut” ifadelerini kullandı.
HAVAYA YAYILAN ZEİRLİ GAZLAR VAR
Hatay’da halk sağlığını tehdit eden tek etkenin asbest olmadığını söyleyen Aslan, “Moloz yığınlarından havaya yayılan zehirli gazlar, tozlarda bulunan inorganik ve kimyasal atıklar ile sulara karışan mikrobiyolojik atıklar da söz konusu. Bunların içinde en tehlikelisi ise ağır metaller. Bazı ağır metaller su ve toprakta biriktiğinde; nörolojik hasar, böbrek yetmezliği, kanser gibi sağlık sorunlarına neden olabilir” diyerek diğer etkenlere de dikkat çekti.
İKİNCİ FELAKET YAŞANMASIN!
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlatan TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, depremlerin ikincil felaketlere yol açmaması için afet sonrası yönetimin de çok önemli olduğunu, bu nedenle il afet atık planlarının acilen hazırlanması gerektiğini ifade etti.
Aslan, “Elbette depreme karşı alınabilecek en büyük önlem zemine uygun, depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi ve var olan yapı stoğunun güçlendirilmesidir. Bu sayede bugüne kadar yaşadığımız üzücü kayıpların sayılarını azaltmak mümkün olacaktır. Deprem sonrasında oluşacak milyonlarca ton enkaz atığının, çevreye ve insan sağlığına vereceği zararların önüne geçilmesi için yapılması gereken ise; il afet yönetim planlarının yanı sıra il afet atık planlarının hazırlanıp, kamuoyuyla paylaşılması ve afet sonrası hayata geçirilmesidir. Bu planlarda, ormanlık alanlar, sulak alanlar, tarım arazileri ve meralar gibi önemli doğal varlıklarımızı korumak için enkaz atıklarının nerelere dökülmeyeceğine dair katı kuralların konulması gerek” diye konuştu.
Mehmet Aslan, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde; hayatını kaybeden yurttaşların yakınlarına, depremden etkilenen herkese ve tüm ülkeye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini de bir kez daha yineledi.
Haber: Yalçın KÜÇÜK
06.02.2024 11:13:10