Pandeminin başlamasıyla birlikte cezaevlerindeki mahkumların cezalarında esnetmeye giden tasarıda, 5 yılın altında cezası kalanlara covid izni verildi. Covid-19 pandemi sürecinde tedbir ve önlemlere devam edilmesinin önemine karşın; 7256 sayılı kanununa göre açık ceza infaz kurumlarında bulunan veya açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlülere yönelik yaptırımlar yürürlüğe konuldu. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak şartıyla cezalarının infazına karar verilen hükümlülerin, yasanın 13 Mart 2020 tarihinde resmî gazetede yayımlanmasıyla izinleri onaylandı. Yasadan yararlanan mahkumlar ilk etapta 2 aylık izne gönderildi. İzne gönderilenler arasında 13 cezaevi görmüş hükümlü Murat Erdem de vardı.
Covid izni halkın tepkisine yol açarken mahkûm ve mahkûm yakınları tarafından sevinçle karşılandı. Çeşitli suçlardan ceza alan ve farklı şehirlerde toplamda 13 tane cezaevinde yatmış olan 44 yaşındaki Murat Erdem izne ayrılan binlerce hükümlülerden biriydi. Antalyada bir restoranda aşçılık yaparak geçimini sağlayan Murat Erdem farklı suçlardan dolayı mahkemede yargılandı. İlk suçu 2004 yılında kayda geçen Erdem çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmaktan dolayı tutuklandı. Erdem, sahte çek, senet, tahsilat gibi yasadışı işlerin olduğu örgütte aktif olarak 3 yıl boyunca rol aldı. Yurtdışından kaçak yollarla getirilen araçları sahte evraklarla piyasaya süren bu örgüt beraberinde yakalanan Erdem 6 buçuk ay cezaevinde kaldı. Cezaevine ilk defa 27 yaşındayken giren Murat Erdem, 44 yıllık yaşamının 14 yılını cezaevinde geçirdi.
Polislerin gözü önünde 17 aylık kaçış
Uyuşturucu ticaretinden dolayı aldığı 7 yıllık cezasının yargıtayda onaylandığını avukatı vasıtasıyla öğrenen ama teslim olmayan Erdem, sahte kimlikle 17 ay boyunca firari olarak dolaştı. Erdem, 17 aylık firari süresinde şehir şehir gezdiğini, kimlik kontrollerinden sahte kimliğiyle rahatlıkla geçtiğini, karakolda arkadaş ziyaretine gittiği zamanların da olduğunu itiraf etti. Polislerle aynı masada yemek yediğini de dile getiren Erdem, sahte kimlik üzerinden HES kodu bile aldığını ama fark edilmemesinin nedenini sistemdeki açıktan dolayı olduğunu iddia etti. Bu kaçışın sonunda yakın bir arkadaşının ihbar etmesiyle yakalanan Erdem,ıslahlarla geçireceği cezaevi günlerine tekrardan döndü. Cezaevini bazen ekmek bazen de televizyon kumandası için koca adamların birbirine düşürebilecek bir yer olarak tabir eden Erdem, dışarıdan içeriye madde temin edilip mahkûmlara satıldığını söyledi.
Cezaevinde herhangi bir gün
Cezaeviyle çok genç yaşta tanışan Erdem 6 aylık hapis hayatının ilk gününü: Kendimi öylesine boşlukta ve yalnız hissettim ki... Nerede olduğumu, neden burada kaldığımı kavrayamıyordum. Benim burada ne işim var diyordum. O zamanlar madde kullandığım dönemlerdi. Nitekim içeride de kullanmaya devam ettim. diyerek aktardı. Cezaevine yeni gelenler için ayrıştırma adı altında tecrit denen bir koğuşlarda toplatıldığını anlatan Erdem, hayatının en belirsiz ve korkulu zamanlarını bu bir haftalık tecrit sürecinde yaşadığını aktardı. Suça göre yeni gelen suçluların koğuşlara dağıtıldığı bu tecrit sürecinde her acemi mahkûm için endişeli bir süreç olduğunu aktaran Erdem, o an tek korkumuz işkence görmekti. Zaten yakalandığım gün karakolda polisler tarafında birkaç gece fiziksel şiddet görmüştüm. dedi. Koğuşlarda hemen hemen aynı suçla yargılanan kişilerin kaldığını belirten Erdem, tacizden veya tecavüzden içeri girenlere diğer mahkumlar iyi bakmadığını, psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kaldıklarını ve mahkemenin onlara verdiği cezanın içerde perçinlendiğini söyledi
Konuşmasının devamında Erdem şu sözlerle cezaevindeki herhangi bir günü aktardı: Hapse ilk defa girmiş biri için cam kenarında olan birkaç saksıdaki çiçek bile yapay gelebilirdi. Ama gittiğim birçok cezaevinde çiçek bile yoktu. Tek yaşam belirtisi sigara dumanıyla ortaya atılan kirli nefeslerdi. O nefeslerden biri de bana aitti. Herkesin ötekileştirdiği, kapısının önünden geçerken bile adımlarını hızlandırma gereği duyduğu o soğuk, sarı ve gri duvarlar benim evimdi, çatımdı, barkımdı. Yıllarca her sabah yeni evimin kırık duvarlı labirent gibi koridorları arasında yürüdüm. Her sabah ayrı bir insan trafiği olurdu. Bazen yeni gelenler bazen de tahliyesi gelmiş mahkumların telaşı olurdu. Bunların olmadığı günlerde tatlı heyecanlarımız olurdu cuma günleri. Ziyaret günü için 6 gün 12 saatlik bir bekleyiş sarardı bizi. 1500 kişiye ev sahipliği yapan cezaevlerinde gün her zaman aynı saatte aynı kişiler tarafından başlatılırdı. Gardiyanlar. Her sabah saat sekizde idari memurlar tarafından mahkûm sayısı alınırdı. Sayımdan sonra bahçe kapıları açılırdı bizler için. Gün içinde dört duvar arasında volta atarak, kantinde oturarak, televizyon izleyerek ya da el işi şeyler olan boncuktan kuş ya da ahşaptan gemi yaparak bize ayrılan birkaç metrekarede zaman geçirmeye çalışırdık. Elbette kavgalar olurdu ama rutin olan şeylerdi.
Hiçbir zaman koğuş ağası sıfatını almadım
İdare her ne kadar cezaevi yönetiminde söz sahibi olsa da koğuşlarda da ayrı bir hiyerarşinin olduğunu öne süren Murat Erdem, her koğuşta koğuş ağası karakterinin var olduğunu belirtti. 90lı yıllara kadar bu ağalığın idare tarafından maddi durum ve güçlü statüye göre atandığını ifade eden Erdem, 2000li yıllara gelindiğinde yönetimin ve idarenin kanunlara daha bağlı kaldığını öne sürdü. 18 aylık hapis cezasını koğuşta mümessil olarak geçiren Erdem: Ağalıktan ziyade koğuş mümessilliği yaptım. Koğuş ağalığı parayla, mahkûmdan sürekli bir şeyler almakla ya da ona satmakla,borca harca sokmakla, idarenin koğuşlardaki gözü kulağı olmakla olunurdu ama mümessil öyle olmazdı. Adaletli bir adamdım, kim olduğu fark etmeden her mahkûmun yanında olurdum. Burada nizamı sağlayanlar da mümessiller olurdu. Koğuşlarda bu tarz söz sahibi kişiler şart. diyerek cezaevlerinde statü sahibi olduğunu da dile getirdi. Cezaevi şartları her ne kadar iyileştirilse de önüne geçilemeyen durumlar arasında intiharın da olduğunu söyleyen Erdem gençlerin intiharına tanık olurdum. Cezaevinde olmayı yediremezlerdi gururlarına. 3 genci ölümden döndürdüm. dedi.
Şartlar bunu gerektirdi
Hapiste geçirdiği yıllarda koğuşlarda çokça iç karışıklık çıkartan Erdem günlerce hücre cezasına tabi tutuldu. Cezaevine ilk girdiği zamanlarda koğuşlarda yatabileceği yatak olmadığını iddia eden Erdem,10-15 kişiyle birlikte yerde karton üstlerinde yattığını savundu. İdarenin durumu görüp düzeltmesini beklerken üstüne yeni kişileri koğuşa gönderilmesinden dolayı hazırladığı şikâyet dilekçelerinin görmezden gelindiğini öne süren Erdem deli zamanlarımdı yaşım daha 27. Sadece yatakta yatabilmek için kendi koğuşumda birbirine düşman olan iki ağır abiyi birbirine düşürdüm ve idarenin önüne çok zor geçebildiği bir kavga çıkarttırdım. Tabi bu durumda bana hiçbir şey olmadı. Çıkan kavga sonucunda koğuşu dağıttılar ve birçok yatak boşa çıktı. Hatta cezaevine maddi durumu bizden daha iyi biri girmişti. Bana yatağımı vermem karşılığında 5 bin lira vermeyi teklif etmişti. Reddettim. Zaten zor olan şartları daha da zorlayamazdım. Artık yıllarca yatmanın verdiği bir yorgunluk vardı üstümde. Ama başka bir mahkûmun uğraşmaya cesaret edemeyeceği biriydim. Argo kullanırsak eğer ağır abi diye tasvir edilen karakterlerdendim. Çünkü şartlar bunu gerektirdi. diyerek kendisi için zorlu geçen cezaevi günlerini aktardı.
Hukukun nezdi̇nde aklandım, i̇nsanların gözünde aklanamadım
Hükümlü Murat Erdem Türkiyenin Doğusundan Batısına doğru uyuşturucu sevkiyatı yapma, sahte çek, senet, tahsilat, gasp,sigara kaçakçılığı, yurtdışından yasadışı yollarla araba getirip yine sahte belgelerle piyasaya sürme suçlarından dolayı yargılandım ve ceza aldım. Uyuşturucu sevkiyatı yaptığım dönemlerde madde de kullanıyordum. 2014ten bu yana tüm bu kötü alışkanlıklarımı geride bıraktım. Kendi içimde kendimi aklamaya çalıştım. dedi.
En çok ceza almasına sebep olan suçun ise uyuşturucu ticareti olduğunu dile getiren Erdem, bu suçtan dolayı 7 sene boyunca hüküm aldığını belirtti. Cezaevinden çıktıktan sonra insanların kendisine yaklaşma şekillerden dolayı zor zamanlar geçirdiğini ifade eden Erdem, bu zorlu süreci arkadaşlarının yardımıyla atlattığını dile getirdi. Erdem cezaevinden çıktıktan sonra sabıka kaydım işverenleri beni ötekileştirmesine neden oldu. Halbuki hukukun nezdinde aklanmıştım ama insanların gözünde aklanamıyordum. Bu zorlu süreç beni tekrar suç dünyasına itmişti. diyerek 2014 yılına kadar suç dünyasında bilfiil olduğunun altını çizdi.
Hayallerimi gerçekleştireceğim
Yatması gereken 18 ay cezasını kalan Erdemin covid izni 31 Temmuz 2023e kadar uzatıldı. İlkokul mezunu olarak girdiği cezaevinde ortaokul diplomasıyla çıkan Erdem, bugün bilfiil lise diploması almak için çabalamakta. Çocukluk hayali olan Gastronomi bölümünün diplomasını almak için çaba sarf eden Erdem, işlediği suçlardan dolayı geç kaldığı hayatını yakalamak istediğini dile getirdi. 13 yaşında ekonomik kaygılardan dolayı ailesinin yanından ayrılıp farklı şehirlere zengin olmak hayaliyle göç eden Erdem, girdiği suç dünyasında hayatından 14 yılını kaybettiği için pişmanlık duyduğunu sözlerine ekledi.
Dilan ANDIÇ
24.08.2022 12:37:00