Ünal, hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun, gelir dağılımında ve vergide adaletsizlik, işsizlik, güvencesiz ve kayıt dışı istihdam, iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi kronik sorunların başta işçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırdığını vurguladı.
Ünal, "Ücretlerden vergilere, sendikal haklardan iş güvencesine, kıdem tazminatından iş sağlığı ve iş güvenliğine, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden sendikal örgütlenmenin önündeki engellere, sosyal güvenlikten halen uygulanmakta olan ekonomi politikalarına kadar çalışanlar tam bir çıkmaz içindedir. Son yıllarda giderek büyüyen gelir ve servet eşitsizliği, toplumsal sorunlarımızın da temel nedenini oluşturmaktadır. Mevcut ekonomik ortamda emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da zayıflamaktadır. Ücretleri enflasyonun sebebi gören yaklaşım kabul edilemez. Ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil mağdurudur" dedi.
Türk-İş’in talep ve önerilerini aktaran Cemil Ünal, Ücretlilerin vergilendirilmesinde mevcut tarife ve artan oranların çalışanları mağdur ettiğini belirten Ünal, vergi sisteminin gelir adaleti dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Gelir vergisi tarifesinin ilk basamağının yıllık asgari ücret brüt tutarı toplamının bir miktar üzerinde tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
Türk-İş Antalya İl Temsilcisi Cemil Ünal, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarının yaşanan enflasyonu yansıtmadığını belirtti. Ünal, ücretlerin enflasyonun temel nedeni olarak görülmemesi gerektiğini ve bilimin ışığında enflasyonla mücadele edilerek fiyat artışlarının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebinin dar ve sabit gelirli işçiler olmadığını ifade eden Ünal, asgari ücretin Temmuz ayından itibaren artırılması gerektiğini vurguladı. Ünal, Nitelikli ve kıdemli işçilerin asgari ücretin çok az üzerinde ücret aldığını belirten Ünal, kamuda oluşan ücret dengesizliğinin sona erdirilmesi gerektiğini ifade etti.
En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması gerektiğini söyleyen Ünal, emekli aylıkları arasındaki dengesizliğin giderilmesi için intibak düzenlemesi yapılmasını talep etti. Sendikal hakların kullanımının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini belirten Ünal, çalışanların sendikal haklarını işten atılma ve mobbing endişesinden uzak bir şekilde özgürce kullanabilecekleri hukuki düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
696 sayılı KHK kapsamında taşeron işçilerin daimi kadroya geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Ünal, kamuda taşeron uygulamasına tamamen son verilmesi gerektiğini ifade etti. Kamu kaynaklarının israf edilmemesi gerektiğini belirten Ünal, tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücret ve sosyal haklar yönünden bir sınırlandırmaya gidilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Çalışma ortam ve koşullarını iyileştiren, ölümlü iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltan bir yaklaşımın esas alınması gerektiğini belirten Ünal, kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı yaratılması gerektiğini vurguladı. ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından da onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması gerektiğini ifade eden Ünal, işçi sınıfının önündeki engellere ve yaşadığı sorunlara karşı üç işçi konfederasyonunun ortak tutum alması gerektiğini belirtti.
Haber: Yalçın KÜÇÜK