“İthal mamaya mahkûm edildik”

Çevre ve Hayvan Dostları Derneği Başkanı Gamze Benzer, ekonomide meydana gelen dalgalanmalardan mamaların da nasibini aldığını söyledi. Yerli mama üretiminin mutlak suretle desteklenmesi gerektiğini altını çizen Benzer; “İthal mamaya mahkûm edildik” dedi.

Tüketici Konfederasyonu’na (TÜKONFED) bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Çevre ve Hayvan Dostları Derneği Başkanı Gamze Benzer, artan mama fiyatlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Konu başlıklarını; cins hayvan üretimi, yerli mama üretimi, mama maliyetleri, dışarda beslenen canlılar, beslenme çeşitleri, zehirlenme, canlıların yanlış beslenmesi sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar, veteriner hekimlerin görüşleri, hayvan severlerin karşılaştıkları zorluklar, imza kampanyaları, canlı bakımında sergilenmesi gereken profil olarak belirleyen Benzer, önemli mesajlar verdi.

“CİNS HAYVAN ÜRETİMİNE DEVAM EDİLİYOR”

İlk olarak üretimin çok yanlış noktalarda yapıldığını belirten Benzer, cins hayvan üretiminin hala devam ettiğine dikkat çekti. Benzer; “Biz hala üretim yasak olduğu halde gizli, el altı cins hayvan üretimi olarak devam ediyoruz. Mama ya da ürün olarak kendimiz bir şeyler üretmeye kalktığımız zaman zayıf kalıyoruz. Neden zayıf kalıyoruz? Yerli bir kedi ya da köpek maması kullanamıyoruz. Çünkü zaten öyle bir lüksümüz de olmuyor. Denemeye de kalkamıyoruz. Veteriner hekimlerimizin daha önce ürettiği cihazlar hakkında bilgi aldık ve bizler de bu konu ile ilgili cihazlar araştırdık. Her şey pahalı olduğu gibi bu cihazı temin etmek, iyi bir hekim ayarlamak, o hekimin hakkını vermek, bunu üretmek de çok pahalı. Kısacası her şey çok pahalı” dedi.

“MAMA FİYATLARINA 6 AYDA YÜZDE 50 ZAM GELDİ”

Çevre ve Hayvan Dostları Derneği başkanı olarak kuru mama için bir cihazla görüşme yaptığını söyleyen Benzer; “Maalesef bunun için yeterli derecede maliyetimiz yok. Şu anda ülkemizde her şey pahalı. Bir şekilde hepimiz el mahkûm mama almak zorunda kalıyoruz. Mamaları değiştirmek zorunda kalıyoruz. Neden? Çünkü mamalara 6 ayda yüzde 50 zam geldi. Bu pandemi sürecinden beri bu böyle. Pandeminin bitmeye yakın olan döneminden beri çok hızlı bir şekilde önüne geçilemeyen, ilerleyen bir süreç söz konusu. Sadece kedi, köpek mamaları değil burada bahsettiğimiz. Elektriğe, mazota gelen zam tabii ki ister istemez orayı da etkiliyor. Çünkü biz ithal ürün kullanıyoruz. Daha çok dışardan alıyoruz. Hepimizin kullandığı belli başlı markalar var” diye konuştu.

“EVDEKİ VE DIŞARDAKİ CANLIYI AYIRT ETMİYORUZ”

 

Özenerek alınan evcil hayvanlara eskisi gibi yeterli düzeyde bakım gösterilemediğini ifade eden Benzer, “Çünkü benim gibi gönüllü isimler, bu konuda çok büyük zarar görüyor. Biz canlıları eşit görüyoruz. Dışardaki canlının ve evdeki canlının mamasını asla ayırt etmiyoruz. Evdeki canlının ihtiyacı olan mamayı, dışardaki canlıya da aldığımız için en uygun mamayı tercih etmek durumunda kalıyoruz. Bazı hayvanların organları yeterli düzeyde çalışmıyor. Daha önceden gelen birtakım hastalıklar var. Bu hastalıklar anneden de geçmiş olabiliyor. Bu hayvanların iyi beslenmesi lazım. İyi beslenmesi için iyi mama tüketmesi lazım. Evimde 3 tane kedim var. Dışardan da sürekli hayvan alıyorum. 1 aylık mamanın bana maliyeti toplamda 2 bin lira” şeklinde konuştu.

“MAMA FİYATLARINDA ÇOK HIZLI BİR ARTIŞ OLDU”

Evcil hayvanlarını sağlıklı bir şekilde beslemek için aylık 2 bin lira sabit bir ödeme yapması gerektiğini belirten Benzer, şöyle devam etti; “Ben bunu yaparken dışardaki havanları nasıl yok sayabilirim? Dışardaki canlılara alınan mamanın en düşük fiyatı da 700 lira. Mama fiyatlarında o kadar çok hızlı bir şekilde artış oldu ki, hepimiz zarara uğradık. Aslında bakıldığında şu anda hepimiz eşitlendik. Sokaktaki canlı ile evdeki canlı artık aynı kategoride yer alıyor. Her ikisi içinde aynı mamayı kullanmak durumunda kalıyorum. Çünkü vicdanen rahatsız oluyorum. Birine iyi bakarken ötekine kötü şekilde bakmak istemiyorum.”

“YERLİ MAMA ÜRETİCİSİNE KAZANDIRAMIYORUZ”

“Artık evdeki canlılarımıza da iyi bakamaz olduk” diyen Benzer, mevcut mamaların canlıların besin değerlerini tamamen karşılamadığının alını çizdi. Benzer, “Biz buna mahkûm kılınıyoruz. Zaten yerli bir şekilde üretim yapan arkadaşlarımız var. Fakat yerli mamalarımızın reklamını iyi yapamıyoruz. Maalesef onlara kazandıramıyoruz. Belli başlı, yıllardır kullanılan mamaları tercih etmeye ile devam ediyoruz. Bu yüzden maddi açıdan da çok zorlanıyoruz” dedi.

“ZEHİRLENME SORUNU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Canlıları beslemek için mama vermek yerine kemik ve et haşlayan, kasaptan aldıkları etleri paylaşan kesimi de gündemine alan Benzer; “Antalya’da hava sıcaklıkları zaten normalin üstünde. Burada da şöyle bir sorun ortaya çıkıyor; zehirlenme! Çünkü zehirlenme durumları da var. Çünkü o et ya da kemik belli bir süre sonra onu tüketen canlıyı zehirlemeye başlıyor. Bunu hayvan bilinçsizce yiyor, gidiyor geziyor ve tekrardan yiyor. Bunun sonucunda zehirlenmeler oluyor. Yanlış düşünceden sadece bir hayvan değil o bölgede beslenen birçok canlı da nasibini alıyor” diye konuştu.

“BU KONUNUN İÇERİSİNE SİYASET DE GİRİYOR”

Mahkûmiyet durumuna da dikkat çeken Benzer, “Bu duruma zoraki olarak mahkûm kılınmak çok üzücü bir durum. Keşke bu üretimi çok doğru bir şekilde yapabilsek. Baktığınızda göreceksiniz, insanlar hala cins hayvanlar üretmeye devam ediyor. Hala bir sürü mamaya para veriyor. Cins hayvanlarda ve üretilen hayvanlarda gözle görülür sağlık sorunları var. Onların zaten ne mamasına ne de kliniğe yetişilebiliyor. Bugün bakıldığı zaman klinikler de çok maliyetli. Sokaklarda bizlere ihtiyacı olan, bakmak durumunda kaldığımız çok canlı var. Belediyelerin de durumunu biliyoruz. Onlar da bir yere kadar yapıyorlar. İşin içerisinde siyaset var.  Bir yerden sonra destek de olamıyor. Onların hakkını savunmak onların yaşam koşullarını iyileştirmek başta mama ile beraber bu yükler de bize kalıyor” şeklinde konuştu.

“EV YEMEĞİ İLE BESLENEN CANLILAR ÇOK DAHA SAĞLIKLI”

Mama fiyatlarında cepleri yakan artış sonra hayvan severlerin ev yapımı tariflerle canlıları beslemesini de konu alan Benzer, şöyle devam etti; “Bu aslında iyi bir çözüm. Bu konuda kesin de konuşabilirim. Linç yemeye de hazırım. Ben gördüğüme inanıyorum. Benim annem, babam daha ağırlıklı olarak Korkuteli’nde Bozova denilen bir bölgede kalıyorlar. Bu bölgede hava şartları güzel. Oradaki hayvanların durumu da iyi. Her ne kadar köylüler ve kırsal kesim bu canlıları sevmese de biz Çevre ve Hayvan Dostları Derneği olarak kendilerine elimizden gelen desteği yaptık. Oradaki hekimi değiştirdik. Suç duyuruları yaptık. Asıl konu ise şu; oradaki hayvan bahçe işleri ile uğraşan annem tarafından yapılan yemekler ile besleniyor. Bunun içinde kereviz de var. Patlıcan yemeği de var. Bu hayvanlar benim şehirde yaşayan mama ile beslediğim hayvanlarımdan çok daha sağlıklı. Hatta daha uzun ömürlü oldu. Benim burada baktığım, iyi mama aldığım, elimden geleni yaptığım ve sürekli veterinere taşıdığım hayvanım 7 yaşında ölürken; sağlıksız dediğimiz, küçücük, anneden hastalık geçmiş, bünyesi sağlıklı olmayan, sağlam olmayan, annemin koruma altına aldığı ve baktığı hayvan 10 yaşında. Üstelik çok da sağlıklı.”

“VETERİNER HEKİMLER ‘YANLIŞ DÜŞÜNÜYORSUN’ DİYOR”

Hazır ve tüketim odaklı mamalara yönelimin herkes için geçerli olduğuna değinen Benzer; “Çünkü yoğun bir tempo içerisindeyiz, çalışıyoruz, koşuşturuyoruz, bir sürü sorumluluk altındayız. Aynı zamanda ailemiz, yuvamız, ebeveynlerimiz var. Son yıllarda sağlık problemleri de arttı. Dünya bambaşka bir yere gidiyor. Hazır tüketime iyice yöneldik. Hepimiz bu mamaların sağlıksız olduğunu bilsek dahi, zaman probleminden ve sorumluluklarımızdan dolayı bunu yapmak durumunda kalıyoruz. Bu gerçekten çok sağlıksız. Bizler için de hayvanlar için de. Çünkü hayvanlar için yaptığımız bir makarna, içine et suyu konulmuş bir lapa çok daha sağlıklı. Çünkü bunun gözümün önünde örneği var. Ben bunu bir veteriner hekime dediğim zaman, görüşümü bir veteriner arkadaşımla paylaştığım zaman, ‘Hayır yanlış düşünüyorsun’ deniliyor. Veterinerler hayvanların, iyi ve kaliteli bir mama ile beslenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Fakat ben bu durumu kendim gözlemliyorum. Yıllardır hayvan severim ve bir sürü sokak hayvanının elinden tuttum ve onları iyileştirdim. O yüzden de ben kesinlikle mamaya karşıyım. Aslında şu anda zorunlu kılındık. Vakit problemimiz var. Sorumluluklarımız var. Ebeveynim sağlık problemi yaşıyor. Onlarla ilgileniyorum ama yolda da dağ başında da besleme yapıyorum. Bu yüzden mama kullanmak zorundayım. Başka bir çarem yok. Şu anda Antalya sıcaklarında bile yapılan etlerin çok fazla ya da süpermarketlerden tarihi geçmiş etler alınıyor ve hayvanlara veriliyor. Bu tip eylemler çok tehlikeli. Çünkü hayvanlar zehirlenebilir” ifadelerini kaydetti.

“BAŞLATILAN İMZA KAMPANYALARI İŞE YARAMIYOR”

Mevcut noktada yapılması gerekenlere odaklanılarak yerli mama üretiminin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Benzer, şunları kaydetti; “Çünkü bu bir maliyet gerektiriyor. Bu nedenle sponsor bulmak gerekiyor. Yaş mama ve kuru mama içinde görüşmeler yaptım ama maalesef eksik kalıyoruz. Çünkü her şey çok pahalı. Bize bir destek gelmesi gerekiyor ve bu konuda bilinçli insanlar ile yola çıkmak gerekiyor. Bu da toplumun enerjisine bakıyor. Bizde başlatılan imza kampanyaları bile çok işe yaramıyor. Bugün baktığınızda bir Rusya, aşı ile hükümete kafa tuttu ama bizim burada herkes benzini, mazotu konuşuyor. Kimse memnun değil. Zengininden tutun orta sınıf vatandaştan dar gelirliye kadar hiç birisi bu durumdan memnun değil ama bu durumun önüne geçemiyor. Bir ürünü ne kadar çok alıyorsak (dikkat edin!) o ürüne o kadar çok zam geliyor. Bunun da önüne geçmek için ne yapacağız?  Hepimiz bilinçli bir şekilde hareket edip sisteme kafa tutacağız. Karşı durmamız halinde geri çekilip neler olabileceği gözlemleyebiliriz.”

“EVCİL HAYVANLARIMIZ İÇİN BİLİNÇLİ KOŞUŞTURMALIYIZ”

Yurt dışında gösterilen bilinçli tutumun ülkemizde gösterilmediğine işaret eden Benzer, şu noktalara değindi; “İthal ürün tercih ediyoruz. Aslında hepimiz bunu yapıyoruz. Zamanımızdan 10 dakika ayırıp evdeki malzemeler ile canlılara yiyecekler hazırlayabiliriz. Hayatta 10 dakikayı neye ayırmıyoruz ki? Toplum olarak da üşengeç bir toplumuz. Eski Anadolu insanlarında üşengeçlik yoktur. Herkes üzerine düşen sorumlulukları yapar ve bu yaparken de üşenmez. Eskilerde vardır; şifa ve bilinç. Biz gittikçe ve bir şeyler öğrendikçe körelmeye başladık. Biz kolay olana kaçıyoruz ve bunu hep yapıyoruz. Hem kendi sağlığımız hem evcil hayvanlarımızın sağlığı için daha bilinçli koşuşturabilsek çok daha yararlı olacağımıza inanıyorum. Bu sadece mama konusu ile sınırlı değil. Bir hayvanı kurtarırken de bir hayvanı tedavi ettirirken de aynı durum geçerlidir. Besleme yaparken de bu durum geçerli. İnsanlar besleme yapıyor ama çiğ et alıyor. Süpermarketlerden günü geçmiş et alıyor. Bu sıcakta o etler hayvanlara verildiği zaman canlılar zehirleniyor. Bu durum aynı zamanda çevre kirliliğine de sebep oluyor. Tuhaf tuhaf böcekler, değişik sinekler ortaya çıkıyor. Bu durum hastalıklara ve salgınlara davetiye çıkarıyor. Her konu birbirine pamuk ipliği gibi bağlı. Ancak bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturuyor. Aynı zamanda birbirini tamamlıyor. Bu konuda çok başarılı olduğumuzu düşünmüyorum.”

 

Haber: Duygu TEKİN


10.08.2023 16:34:32