Depremde yaşanan can kayıplarıyla ilgili olarak “Deprem öldürmez, kötü mühendislik ve kötü müteahhitlik öldürür” diye ifade eden Çandır, “Kaybettiğimiz canlarımız; yerine konulamaz kayıplarımızdır. Eskiden olduğu gibi; ‘farklılıklarımız zenginliğimizdir!’ ve ‘birlikte hareket etmek çözüm getirir!’ tespitlerinin hayata geçtiği bir dönemi yeniden hayata geçirebilmeliyiz. Ortak amacımız ve paydamız; bu büyük felaketi birlikte aşmaya çalışmaktır” diye konuştu.
Kalıcı toplu konut projesi
Çandır, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından; bir ay süreli bir maddi yardım kampanyası başlatıldığını ve iş dünyasını ve tüm hayırseverleri kampanyaya destek olmaya davet etti.
Başkan Çandır “Birliğimiz tarafından başlatılan diğer kampanya ise deprem bölgesine kalıcı konut yapımıyla ilgilidir. Borsa olarak kurumsal açıdan kalıcı konut seferberliğinde de üzerimize düşeni yapacağız. Detayları önümüzdeki günlerde açıklanacak olan kampanyaya üyelerimizi ve kentimiz iş dünyasını destek olmaya davet ediyoruz” diye kaydetti.
Deprem bölgesine tarımsal destek verilmeli
Çandır felaketi yaşayan 10 ilin ülkede üretim bakımından Türkiye’deki yerini anlatarak “Ülkede bitkisel üretim değerinin yüzde 20’sini, işlenen tarım alanlarının yüzde 14’ünü, büyükbaş hayvan varlığının yüzde 12’sini, küçükbaş hayvan varlığının yüzde 16’sını oluşturuyor.Rakamlardan da anlaşılacağı gibi bölge hem tarımsal üretim hem hayvancılıkta ülkemiz tarımı için önemli bir konumdadır” dedi.
Depremden hasar gören köylerde genel hayatı etkileyen yardım ve faaliyetlere ek olarak tarım ve hayvancılığın devamlılığı için 2023-2024 yıllarını kapsayacak şekilde destekler ve teşvikler verilmesi gerektiğini savunan Başkan Çandır, “Doğrudan gelir desteği, girdi, enerji, sulama, alet-ekipman ve mekanizasyon destekleri sunulmalıdır. Yine bu iki yılı kapsayan BAĞ-KUR ve sigorta primleri kamu tarafından üstlenilmeli ve bankalara olan borçlar silinmelidir. Tarım alanları imara kesinlikle açılmamalıdır.Kalkınmayı hızlandıracak krediler ve hibeler sunulmalıdır.Kamu eliyle ortak ihtiyaca cevap verecek projeler uygulanmalıdır” diye konuştu.
İhtiyaçlar sürdürülebilir şekilde karşılanmalıdır
Antalya, en çok depremzede ağırlayan kentlerin başında geldiğini hatırlatan Ali Çandır “ Resmi kayıtlara göre, Antalya’ya yaklaşık olarak 150 bin depremzede geldi.Başta kentimiz olmak üzere pek çok kentte depremzede kardeşlerimize yardımcı olmak ve acılarını paylaşmak çabası hat safhadadır. İnsanlar ve kurumlar destek olmaya ve görev almaya çabalıyorlar. Ancak belirtmek gerekir ki yüzbinlerin ve milyonların günlük iaşeleri ve ihtiyaçları sürdürülebilir şekilde karşılanmalıdır. Bu konuda en büyük yük doğal olarak yerel yönetimlerin üzerindedir. İvedilikle ve yeterlilikle başta deprem bölgesindeki yerel yönetimlerimiz olmak üzere depremzede ağırlayan tüm yerel yönetimlere hiçbir ayırım yapmaksızın hazine, bütçe ya da İller Bankası gibi kamu kurumlarından ilave maddi destek sağlanmalıdır. Bu kapsamdaki kaynak aktarımlarının kamu ile sürekli paylaşılması şarttır. Bu paylaşım hepimize ilave motivasyon sağlayacaktır. Hangi kaynaktan ne kadar kaynak nereye aktarıldı bilmek hepimize şevk verecektir” dedi.
Depremden hasar alan kentler yalnızlaştırılmamalı
Deprem bölgesindeki yerlerin gerek tarım gerekse sanayide ekonomik potansiyeli yüksek olan bölgenin üretim gücü ayakta tutulması gerektiğini belirten Çandır, “Bölgede güvenli yaşam alanları oluşturulmalı, zemini sağlam tüm yerleşim yerlerine yaygınlaştırılmış konteyner kentler ve kalıcı konutlar inşa edilmeli, insanlarımız yaşadıkları yerlerden koparılmamalıdır. Yerleşik hafızayı unutmalarına yol açılmamalıdır. Kentlerimiz, tarihi ve medeniyet zenginliği itibariyle kadim kentlerdir. Hiçbirinin yalnızlaştırılmasına ve yabancılaştırılmasına izin verilmemelidir” diye konuştu.
Merkezi ve yerel yönetimler gerçekçi düzenleme yapmalı
Çandır, merkezi ve yerel yönetimlerin etkili ve gerçekçi düzenlemeleri ile vatandaşların duyarlılığı artırılması gerektiğini ifade ederek, “Hepimiz bu konuda birbirimizi olumlu yönde etkilemeli ve motive etmeliyiz. Yani afete duyarlılığı, yeni bir insani itibar kaynağı olarak kabullenmeliyiz. Afete hazırlıklı olma konusunun bizler için en canlı göstergesi, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak ezberimize almamızdır. Bunu başarabilirsek ancak o zaman bu tür afetlerdeki kayıplarımızı en aza indirmemiz mümkün olacak ve birbirimize çok daha etkili destek olabileceğiz diye düşünmekteyim” dedi.
Antalya’da da ömrünü tamamlayan binalar var
Antalya’da ömrünü tamamlamış binalar olduğuna dikkat çeken Çandır, “Her ne kadar 2.derece deprem bölgesi olsa da Antalya’da özellikle şehir merkezinde ömrünü tamamlamış binaların varlığı, herkesi tedirgin ediyor. Antalya’daki binaların depreme dayanıklılık durumu değerlendirilmeli, olası bir depremde can kaybı olmadan afeti atlatmamız sağlanmalıdır. Bu konuda hazırlanacak Deprem Master Planı yol göstericimiz olacaktır. Şubat ayı, hepimiz için tarifi imkansız acılarla tarihteki yerini alıyor. Bu yaşadıklarımızı unutmayacağız. Allah, bir daha böylesi acıları milletimize yaşatmasın inşallah. Fakat biz de artık gerekli adımları zamanında ve doğru bir biçimde atmayı öğrenmeliyiz ve bu konuda çalışmalıyız” diye konuştu.
Ahmet AYÇİÇEK
23.02.2023 10:10:56