‘Kanun korumazsa maden yaşatmaz’

Türkiye’de 24 ilde 20 bini aşkın maden ruhsatının bulunduğunu ve bu sayının her geçen gün arttığına işaret eden TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, “Doğamızı, su ve toprak varlığımızı, gıda sağlığımızı ve gıda güvencemiz tehdit altında” dedi.

 

“Kanun korumazsa maden yaşatmaz” diyen Mehmet Aslan, statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumaya yetmediğine dikkat çekti.

 

“Çevre ve insan sağlığı için önlenemez riskler barındıran vahşi madencilik son bulmalı, siyanür, sülfürik asit gibi zehirli kimyasallarla yapılan yığın liç yöntemi yasaklanmalıdır” diyen TEMA Vakfı Antalya İl Temsilcisi Mehmet Aslan, “Ne yazık ki mevzuatımız bu durumu önlemek, bu tehdidi ortadan kaldırmak için herhangi bir önleyici, sınırlayıcı, korumacı bir tedbir öngörmüyor, aksine her yerde madencilik faaliyeti yapılabilmesine izin veriyor. Bu tehdidi ortadan kaldırmanın, ekosistemi korumanın ve yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamanın tek bir yolu var; maden yapılamayacak yerleri belirlemek ve kanunla koruma altına almak. Çünkü biliyoruz ki; kanun korumazsa maden yaşatmaz” diyerek Vakfın talebini yineledi.

 

KALICI SORUNLARA YOL AÇIYOR

Mehmet Aslan, “Madencilik çalışmalarına yönetmelikler ve ilke kararları ile kısıtlamalar getirilmeye çalışılsa da, kolayca değiştirilebilen bu düzenlemeler doğayı ve insan sağlığını güvencesiz ve korumasız bırakmaktadır. Madencilik çalışmaları, binlerce yılda oluşan üst toprağın, geliştiği ana kayadan bağlantısının koparılması, işletme sırasında kullanılan yoğun su tüketimi ve neden olduğu kimyasal kirlilik ile; bulunduğu bölgede kalıcı sağlık sorunları, sosyo-ekonomik ve kültürel yaşamda olumsuz etkiler bırakmaktadır” ifadelerine yer verdi.

 

TEHDİTLERİN ÖNLENMESİ ZOR DEĞİL

Madencilik faaliyetlerinin neden olduğu bu tehditlerin önlenmesi ormanların, korunan alanların, verimli tarım ve mera arazilerinin, içme suyu havzalarının, yerel kültürün ve yerleşim bölgelerinin madenciliğin zararlarından korunmasıyla mümkün olacağına dikkat çeken Aslan, “Birleşmiş Milletler Çevre Ajansı (UNEP) tarafından belirtildiği ve birçok ülke tarafından da uygulandığı gibi madenciliğe kapalı alanları kanunlarla belirleyip, belirlenen bu alanlarda arama faaliyetleri de dahil herhangi bir madencilik çalışmasına izin vermemek, doğal varlıkları, biyolojik zenginliği, yaban hayatını, tarım ve mera alanlarını, kıyıları ve içme suyu havzalarını madencilik faaliyetlerinden korumanın tek yoludur” şeklinde konuştu.

 

Haber: Yalçın KÜÇÜK

 

 


04.09.2024 12:09:18