Küfün şakası yok

Antalya Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Ali Manavoğlu, küf ve çeşitleri hakkında “Şakası olmayan bir durum küf. Avrupa bir ürünü alırken kıstas olarak, küfün toksini var mı yok mu? Yani üründe toksin varsa hiçbir şekilde kabul etmiyor. O yüzden denetimini

Ekmek, peynir, sebze ve meyve gibi gıdaların küflü kısmını kesip kalanını yemek pek çok kişinin yaptığı bir şeydir. Peki küflenen gıdaların kalan kısmını tüketmek sağlığa zararlı mıdır ? Ekmeğinizin yüzeyindeki, meyvelerinizin içerisindeki noktacıklı veya gruplar halindeki küfün arkasında aslında sandığınızdan çok daha fazlası bulunmaktadır.
Manavoğlu konuşmasında küflerin yerine göre yararlı yerine göre zararlı olduğunu anlatarak,  “Küflere indiğimizde bazılarından faydalanabiliyoruz. Fermantasyon yapma özelliği olsun. Penisilin dediğimiz ilacı oluştururken penisilin küflerinden yararlanıyoruz. Bazı peynir çeşitlerinin üretiminde olgunlaştırılmasından olsun gibi çeşitlerinden faydalanarak biz bunların ilaç sanayinde bu küflerden faydalanıyoruz. Tabi bunlar yararlı olanlar. Bunun yanı sıra zararlı küflerde mevcut; aslına baktığımızda küfleri koloni haline geldiklerinde göre biliyoruz. Gözle görülebilir şekilde karşımıza çıkıyor özellikle ekmek, salça ve peynirde ambalajı düzgün yapılmamışsa ve uzun süre yanlış saklama koşullarında bu küfler ortaya çıkıyor” dedi.
Doğrudan imha ediniz
Küflü ürünlerin kullanımından “Çok büyük bir yanlış yapıyoruz” diyen Manavoğlu, “Peynirde ya da salçada küf oluştu. Küf olan kısmı sıyırıyoruz. Kalan kısmı tüketiyoruz. Bu yapılan büyük yanlıştan bir tanesi. Milyonlarca küf bir araya gelmiş ve gözle görülebilenler hale gelmiş. Artık bizim gözle göremediğimiz arka tarafında da küf üremeleri var. Bu en büyük yapılan yanlışlardan bir tanesi bu tarz küflü ürünleri hiçbir şekilde yememiz gerekiyor. Doğrudan imhasını gerçekleştirmek gerekiyor” diye konuştu.
Küf masum değil
Manavoğlu, küflerin çok masum varlıklar olmadığını bunun yanı sıra küflerin çok ciddi hastalık yapıcı etkileri de olduğunu anlatarak, “Bağışıklık sistemi kötü kimselerde hastalık yapıcı etkiye sahip. En kötü tarafı ise mikotoksin üretmesi. Mikotoksin dediğimiz ise bu küflerin üretmiş olduğu zehir. Mikotoksin çeşitlerimiz de ‘aflatoksin’ bu kuru incir kuru yemişlerde kuru gıdalarda çokça karşımıza çıkıyor. Örnek veriyorum kuru inciri doğru bir şekilde depolamasını transferini ambalajını nakliyesini yapmaz isek burada küf oluşumu sonrasında da ne yazık ki aflatoksin oluşumu gözlenebiliyor. Ne gibi sorun yaratıyor. Çok ciddi toksikolojik etkiye sahip bu da bağışıklık sistemi düşük insanlarda bazen ölüme kadar götürebilecek bir toksin. Bizim yurtdışı ihracat kanallarımızda bu ürünleri Avrupa ülkelerine ihraç edildiğinde tespit edilip ya geri gönderiyorlar. Ya imha ediyorlar. İç pazarda tarım ve orman bakanlığı numuneler alıyor ama ne yazık ki bu numunelerin biz sonuçlarını göremiyoruz. Bakanlık bizimle taklit ve tağşiş listesini paylaşıyor. Bu şekilde toksin çıkıp çıkmadığını, bir mikrobiyolojik üreme olup olmadığını göremiyoruz. Piyasa denetimlerindeki numunelerde bir bu sonuçları göremiyoruz. Bunların kamuoyuyla paylaşılması çok iyi olacaktır” dedi.
Doğru şekilde saklamak gerek
Küflerin halk sağlığını tehdit ettiğini belirten Başkan Manavoğlu, “Küflerin genel olarak baktığımızda bu özellikle mikotoksinler dediğimiz üretim aşamasına geçmesi halk sağlığı için kamu sağlığı için tehdit. O yüzden tüketici şunu yapması gerekiyor; az porsiyonlarda ürünler alıp tüketmesi gerekiyor. Özellik bu kuru gıdaların gerçekten kuru bir ortamda nemli olmayan ortamda saklaması gerekiyor. Eğer nemli bir ortamda saklarsa küf oluşumu kaçınılmaz olacaktır. Doğru şekilde saklamak gerekiyor” diye kaydetti. 
Avrupa’da hiç kabul edilmiyor
Manavoğlu küfün Avrupa’da hiç kabul edilmediğine dikkat çekerek “Sakası olmayan bir durum küf aslanda. Avrupa bir ürün alırken bir kıstas olarak üründe baktığı; küfün toksini var mı yok mu? Yani varsa hiçbir şekilde kabul edilmeyen bir ürün. O yüzden denetimiçok iyi yapılması gerekiyor. Baktığımızda aflatoksin, ciddi bir zehir etkisi gösterebiliyor. Felçte yapabilen bir bakteri, öldürede bilen bir bakteri alerjik reaksiyonlarda gösterebilen bir mikroorganizma. Hiçbir şekilde bu tarz küflenmiş ürünlerde risk almamak gerekiyor” diye kaydetti.
Alım gücü artırılmalı
Küf oluşumunu önlemek ve bu tür gıdalar tüketmemek için tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Manavoğlu şunları kaydetti:
“Örneğin 3 kilo değil de 1 kilo alarak kısa zamanda tüketileceği için besleyici özelliğinide kaybetmeyerek taze şekilde tüketmek için alışveriş alışkanlıklarını birazcık değiştirmek gerekiyor. Mevcut durumlar peynirin kilosu 155 lira oldu. Eti geçti. Aslında ne yazıkkı işin temeline döndüğümüzde güvenilir ve besleyici gıda tüketmek için mutlaka insanların alım gücünün artırılması gerekiyor.”
MÜHÜBE TAŞKIN


12.12.2022 17:13:16