Miran: ‘Özgür Eğitim Hakkından Mahrumlar’

Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gençlerin üniversitelerde halen inançları nedeniyle derslere giremediğini....

Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gençlerin üniversitelerde halen inançları nedeniyle derslere giremediğini, Anayasa’da teminat altına alınan ‘her vatandaşın özgür eğitim alma’ hakkından mahrum bırakıldıklarını savundu.

‘İhlallere sessiz kalmadık’

İnsan olmanın insanla ilgili hiçbir şeye kayıtsız kalmamak için yeterli olduğunu söyleyen Başkan Miran, hak ihlallerinin minimum seviyeye çekilmesi noktasında bireysel gayretlerin yanında sivil toplum kuruluşlarına da büyük sorumluluk düştüğünü dile getirdi. Miran,“Eğitim-Bir-Sen olarak bugüne kadar, hakki ihlal edenin ya da hakki ihlal edilenin kimliğinebakmaksızın insan hakları ihlallerine sessiz kalmadık, kalmayacağız. Zulmü sona erdirmek adına zalimle mücadele etmek, ayağakalkması için mazluma destek vermek konusundaki kararlılığımızı bir defa daha tekrarlıyoruz” dedi.

‘62 yıla rağmen adaletsizlik sürüyor’

İnsanhaklarınınkorunması ve geliştirilmesi, öncelikli hedefleri arasında olduğunu vurgulayan Miran, Evrensel değerler olarak nitelenen bu hak ve özgürlüklerin, onurlu bir yaşamın vazgeçilmez unsurları olduğunu fakat 10 Aralık 1948’de imza altınaalınanİnsanHakları Evrensel Beyannamesi ile anılmayabaşlanan ‘Dünya İnsanHakları Günü’nün üzerinden 62 yıl geçmesine rağmen hala birçok alanda haksızlık, adaletsizlik ve ayrımcılığın sürdüğünü kaydetti.

‘Ayrımcılık imza atanlar tarafından yapılıyor’

Miran sözlerini şöyle sürdürdü: “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, aynı zamanda insan hakları için mücadele ve dayanışma günüdür. İnsanHakları Evrensel Beyannamesi ile ilân edilen ve günümüzde artık bütün çağdaş anayasalarda yer alan hak ve özgürlükler, insani en yüksek değer olarak kabul eden bir anlayışın ürünüdür. Buna rağmen, ‘Demokrasi götürmek’ adıaltında Irak ve Afganistan’da yaşanan insan hakki ihlalleri hala gözlerimizin önündedir. Afrika’da bir dilim ekmek için birbirini ezip geçen insanlara uygulanan ayrımcılık da yine, İnsanHakları Evrensel Bildirisi’ne imza atan ülkeler tarafındanyapılmaktadır. Kimin hayatta kalıpkalmayacağına karar verme konumunda bulunanlarınikiyüzlülüğünü her gün yeniden ibretle seyretmekteyiz.

Türkiye’de, en temel insan haklarından biri olan kadınlarıneğitim ve çalışmahayatınakatılması, çeşitli bahanelerle engellenmektedir. Özgürlüklerin genişletilmesiesasınadayalı sivil anayasa istek ve çalışmalarınınyoğunlaştığı bir dönemde, ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişiminde lokomotif rol üstlenmesi gereken üniversitelerimizden bazılarının hala eski yasakçı zihniyetin etkisinden kurtulamadığını görmekteyiz. Gençlerimiz hala, özgür eğitiminyapılması gereken üniversitelerde inançları nedeniyle derslere girememekte, Anayasa’da teminat altınaalınan ‘her vatandaşın özgür eğitim alma’ hakkından mahrum bırakılmaktadır. Bu sorun, kadınlarımızı ve kızlarımızı üretimden ve toplumsal hayattan koparmakta, onlarıyalnızlaştırmaktadır. Bu sorun artık köklü bir çözüme kavuşturulmalı,kadınlarımız, inançlarındandolayı ötelenmeden, hem eğitimhayatında hem de çalışmahayatında özgürce yer alabilmelidir

Devletin katı ideolojik yapısından kaynaklanan ve özgürlüklerin önünü tıkayanyasalarınvarlığı da bir sorundur. Başta darbe ürünü Anayasa olmak üzere, kişiye göre farklı yorumlanan yasalar insanımıza güvensizlik vermekte, özgürlük alanlarımızıdaraltmaktadır. Ülkemizde insan haklarıalanındayaşanan pek çok sorun bulunmaktadır. Bu sorunların ortadan kalkmasının en temel yolu,insani merkeze alan yeni bir Anayasa’nın ve kanunlarınyapılması ve uygulamanın da bu yönde yürütülmesinden geçmektedir”

 


10.12.2021 14:09:00