HALK: E-DEVLET VAR MUHTARLIĞA GEREK YOK
Ekonomik parametrelerin istenilen düzeye erişmesi noktasında kemer sıkma politikalarının farklı sektörler içinde hayatımıza dahil olması zorunlu harcamaların yeniden gözden geçirilmesine neden oluyor. Vatandaşların resmi evraka yönelik işlemlerini çoğunlukla ‘e-devlet’ uygulaması üzerinden halledebiliyor olması, Türkiye’de sayısı 50 bini aşkın muhtarın aldığı maaşın, hizmet verdikleri binaların, bina içi harcamalarının (elektrik, su, internet, kırtasiye malzemeleri, bilgisayar, yazıcı vb.) tartışma kalemi olmasının önünü açıyor.
YILMAZ: “AKLA MANTIĞA UYGUN KONUŞULMALI”
Konunun yeniden gündeme gelişi sonuç bakımından halen belirsizliğini korurken konuya ilişkin görüşlerini Akdeniz’de Yeni Yüzyıl Gazetesi ile paylaşan Türkiye Muhtarlar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı & Kızıltoprak Mahalle Muhtarı Mustafa Yılmaz, muhtarlık biriminin gerekli olduğuna vurgu yaptı. Vatandaşların çıkan haberlere itibar etmemesi gerektiğini belirten Yılmaz, kampanyayı başlatan isimlere yönelik verdiği mesajlarda akla mantığa uygun açıklamalar yapılmasının gerekli olduğunu hatırlattı.
“MUHTARLIK SADECE İKAMETGAH VERMİYOR”
Çalışmalarının büyük bir kısmında postacılara katkılarının olduğunu söyleyen Yılmaz, “Vallahi başta şunu söyleyeyim. Muhtarlığın kalkması mümkün değil. Çünkü yalnız bir ikametgah vermiyoruz. Önceden sadece ikamet veriyorduk. Kimlik belgesi, nakil belgesi gibi evraklarla ilgileniyorduk. Şimdi bunların hepsi kalktı. Biz şu anda ne yapıyoruz? En büyük oranda yaptığımız iş, başta Türk Telekom, PTT aracılığıyla resmi kurumlardan gelen evraklarımızı gelen giden defterlerimize kaydediyoruz. Postacının ulaşamadığı belgeleri, onlar bize bırakıyorlar. Onlar da vatandaşa, ‘Resmi evrakın var. Git al’ diye haber kağıdı bırakıyorlar. O evrakla, haber kağıdı ile bizlere geliyorlar. Bizler de bunları veriyoruz. Ancak bu bahsettiğimiz evraklar yüzlerce geliyor. En fazla gelen evraklar arasında icra kağıdı ve trafik cezaları yer alıyor. Bunun dışında da birçok belge tarafımıza iletiliyor. Biz sözü edilen bu evrakları, 3 ay süre ile burada muhafaza ediyoruz. 3 ay içerisinde vatandaş gelip evrakını almazsa imha ediyoruz. Bize verilen talimat bu. Eğer muhtarlar olmasa bunu kim yapacak? Bir kere vatandaş mağdur olacak ve haberdar olamayacak” dedi.
“DEVLET NELERE MASRAF ETMİYOR?”
Ele alınan konunun sadece muhtarın aldığı maaş olarak değerlendirmemesi gerektiğini belirten Yılmaz, “Bizim muhtarlık ofisimizin tüm giderleri kendimize aittir. Gider kalemleri arasında; elektrik, su, telefon, kırtasiye, bilgisayar, internet yer alıyor. Muhtarlık binası olmayan bazı arkadaşlarımız kiralarını kendileri vererek hizmetlerini yerine getiriyor. Bunların haricinde kendi iş yerinde muhtarlık hizmetini yürüten arkadaşlarımız var. Türkiye’de toplamda 52 bin civarı muhtar var. Maaşımız ise asgari ücret düzeyine yeni geldi. Bugün aldığımız maaşlar tartışılır oldu. Devlet nerelere masraf etmiyor? Eskiden mühür parası alıyorduk. Verdiğimiz evrakların karşılığında 3 TL, 5 TL gibi ücret alıyorduk. Şimdi onlar bitti artık. Ancak postacılık yapıyoruz. Ofisimizi mecburen bekliyoruz. Sabah sekizde açıyoruz akşam 17.00’de muhtarlığımızı kapatıyoruz” diye konuştu.
“ASILSIZ HABERLERE İTİBAR ETMEYİN”
Muhtarlıkların kaldırılmasını ‘mümkün değil’ sözleri ile yorumlayan Yılmaz, vatandaşlara da bir çağrıda bulundu. Yılmaz, “Bence muhtarlığı mümkün değil kaldıramazlar diye düşünüyorum. Asılsız haberlere itibar etmemelerini isterim. Hiç gerek yok. Önce mantık var. 1800’lü yıllardan beri muhtariyet kavramı ile başlayan muhtarlık vazifesi günümüzde halen devam ediyor. Bugüne kadar ne çeşitli hükümetler geldi geçti. Bu sürece Gazi Mustafa Kemal Atatürk de dahil. Bu zamana kadar muhtarlık hizmeti devam etmiş. Bundan sonra da kalkacağını düşünmüyorum. Hatta kaldırılacağına hiç ihtimal vermiyorum” şeklinde konuştu.
“GÜNDÜZ MUHTARLIK GECE TANIKLIK YAPIYORUZ”
Muhtarların vermiş olduğu hizmetlerin sadece masa başı işlerle sınırlı olmadığının altını çizen Yılmaz, “Biraz önce zabıta memurları geldi. Kaçak yapılanmış bir yeri kapatmaya geldiler. Ancak bu konuda, ‘Biz burayı kapattık sizin de bilginiz olsun’ düşüncesi ile bizim de imzamız alınıyor. Gerekirse işlem yapılacak bölgeye gidip çalışmaları yerine takip ediyoruz. Bu süreci de devletin ilgili birimleri ile beraber yürütüyoruz. Polisler geceleri mahallede araması olan kişilerin savcılık talimatıyla peşine düşüyor. Bu çalışmayı sürdürürken yanına muhtar ve aza da çağırıyor. Gecenin o saati bizi de tanık olarak götürüyor. Biz bunlara da katlanıyoruz mesela. Mahallesini en iyi bilen; kendi köyünü kendi mahallesini en iyi bilendir.
“MUHTAR, DEVLET İLE MİLLET ARASINDA KÖPRÜDÜR”
Mesleğinde 30 yılını geride bıraktığını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti; “Yaptığım her işte nokta atışı yaparım. 100 küsur tane sokağım var. Caddelerim, bulvarlarım var. Parseli ile resmi binası ile resmi kurumları ile numaratajı ile hepsine hakimim. Benim mahallemi benden iyi bilen olmaz. Her muhtar da benim gibidir. Muhtarlar, resmi kurumlar ve vatandaş arasında bir köprüdür. Bugün vali, kaymakam ya da başka bir birim gelse benim mahallem ile ilgili bir sorun varsa önce muhtara gelir. ‘Muhtarım biz bu adrese gideceğiz. Bizlere yardımcı olun’ denilir. Onlara da elimden geldiğince yardımcı olurum. Sadece yetkililere değil bunların dışında ihtiyacı olan herkese yardımcı oluyoruz. Muhtar, devlet ile millet arasında bir köprü vazifesi görüyor. Bu yıllardan beri süren bir gerçek.”
“YEDİARIK BÖLGESİNDE HER TÜRLÜ PİSLİK OLUYOR”
Kızıltoprak Mahalle Muhtarlığı görevini de sürdüren Yılmaz, saha çalışmalarına da ağırlık verdiğine değinerek mahallesinde gözlemlediği olumsuzlara göz yummadığının altını çizdi. Yılmaz, şunları kaydetti; “Yediarık Bölgesi diye bir yer var mesela.. Suriyeliler, Afganlar burada bulunan metruk evleri kiralıyorlar. Yabancı uyruklu insanlar, benim mahallemde çöp topluyor. Sadece benim mahallemde değil başka mahallelerde de böyle insanlar var. Tabii ki mahalle sakinlerim, bu görüntüden rahatsız oluyor. Artı bunu da yalnız çöp toplama bahanesi ile yapıyorlar. Bunun yanında uyuşturucu maddeler de satıyorlar. Uyuşturucu kullanıyorlar. Ben gözümle görmedim ama affedersiniz fuhuşa varan olaylar duyuyoruz. Bu yerde her türlü pislik oluyor. Hırsızlıklar da sahil olmak üzere hepsi burada yapılıyor.”
“SUÇLULARI TESPİT ETTİRMEK BENİM GÖREVİM”
Suç yuvası haline gelen metruk evleri tespit ettiklerinin bilgisini veren Yılmaz, önümüzdeki günlerde mahalle polisine tutanak tutturarak, fotoğraflayarak yıkımını gerçekleştireceklerini söyledi. Yılmaz, “Bahsi geçen metruk yapılar; elektriği, suyu, kapısı, penceresi olmayan kullanılmayan binalardan oluşuyor. Suçlu kişilerin tam arayıp da bulamadığı yerler bunlar. Buralarda barınıyorlar. Bunları da tespit ettirmek benim görevlerim arasında. Bende ilgili amirlerimize, ilgili kurumlara bu durumları iletiyorum. Onlardan da destek alarak mahallemizi daha temiz daha şeffaf bir mahalle görünümüne getirmek benim görevim. Benim yaklaşık 30 bin nüfusum var. 18 bin seçmenim var. Bunlar 6 dönem bana oy vermiş. Neden? Kendilerinin menfaatlerini en iyi şekilde korumam için” ifadelerine yer verdi.
“BİZ İLGİLENMEZSEK YUKARDAKİLERİN HABERİ OLMAZ”
İşini severek yaptığını kaydeden Yılmaz, muhtarlık birimlerinin kaldırılması halinde resmi prosedür gerektiren birçok işlem takibinin vatandaş tarafından aynı titizlikle yürütülmesinin zor olduğuna dikkat çekti. Konuyu bir örnekle açıklayan Yılmaz, “Yol açtırmak üzere çalışmalara başladım. Açtıracağım yolun üzerine zamanında trafo konulmuş. O trafo kalkmadan da o yolu açtıramıyorum. Fen İşleri trafoyu kaldırmam gerektiğini söylüyor. O kendisine göre haklı. Bu kez TEDAŞ’a gidiyorum. TEDAŞ trafoyu kaldıracak yerlerinin olmadığını söylüyor. Kendilerine yeri de temin ediyorum. Bunları plan değişikliği yaparak yeni taşımak istediğim yere öbür trafoyu kaldırıp karşı tarafa bir yere konmasını sağlıyorum. TEDAŞ’dan ve Fen İşleri’nden ekipler geldi. Muratpaşa Belediyesi’nden zabıtalar geldi. Vatandaşın teller ile çevirdiği yeri boşalttık. Önümüzdeki hafta içerisinde trafoyu yeni yerine taşıyacağız. Dolayısıyla o yolu da açmış olacağız. Ben bunlarla ilgilenmezsem yukardaki kimsenin bu durumdan haberi olmaz. Bunu yaşayan benim. Mahallemin şikayetlerini alan benim. Bende gidip yerinde tespit ediyorum. Buna benzer birçok durum yaşanıyor” ifadelerini kaydetti.
“TABELADA İSMİMİ GÖRMEK EN BÜYÜK ONURUMDUR”
1994 yılında başladığı mesleğinde imza attığı çalışmalara da açıklamalarında yer verdi. Yılmaz; “Mesela ben 1994 yılında muhtar olduğumda bende acemi bir muhtardım. Ne yapmam gerektiğini çok da iyi bilemiyordum. Ancak burada 6 dönem geçince bütün resmi kurumların açılmayan kapılarını açmaya çalışıyorum. Toplam 24 sene mücadele verdim. İlk muhtar olduğumda sağlık ocağımız bile yoktu. 57 odalı Halk Sağlığı Merkezi yaptırdım. İçinde uzman doktorlarının, aile hekimlerinin, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nin, laboratuvarların olduğu bir tesis yapımına vesile oldum. İl Sağlık Müdürlüğü de sağ olsun kapının girişine, ‘Kızıltoprak Mahalle Muhtarının katkılarından dolayı teşekkür ederiz’ diye yazmışlar. O da benim en büyük onurumdur. Başka bir okul ihtiyacımız var. O girişimlerde de bulunduk. Şimdi de mahallemde bir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yaptırma peşindeyim. Öncelikli olarak mülkiyet ve arsa problemini çözmeye çalışıyoruz. Bir sonraki dönem de seçilirsem Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yaptırmayı hayal ediyorum. Arsa problemini çözersem Allah’ın izniyle onu da yapacağıma inanıyorum. Mahallenin, yolu, sokağı, kaldırımı, asfaltı, parkı vs. yapılırken muhtarlar taleplerini ilgili kurumlara götürerek gerçekleştiriliyor” dedi.
Yılmaz, iyi bir gözlemci olarak ifade ettiği mahalle sakinlerinin kendisini devamlı çalışır halde gördükleri için 6 seçimde de oylarını esirgemediklerini sözlerine ekledi.
Haber: Duygu TEKİN