Şehrin ortasında ölüler şehri

Antalya’nın şehir merkezinde çok fazla tarihi eseri olmamasından dolayı bulunan Nekropol bölgesinin çok önemli olan Doğu Garajı’ndaki Nekropol Alanı 30 Eylül tarihinde açılıyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Dairesi arkeologlarından Onur Nugay, Doğu garajında 2008 yılında tesadüf eseri bulunan erken Roma Dönemine ait Nekropol alanındaki kazı çalışmalarının bittiğini açıkladı.

Arkeolog Onur Nugay, Antalya’nın şehir merkezinde çok fazla tarihi eseri olmamasından dolayı bulunan Nekropol bölgesinin çok önemli olduğunu aktardı. Arkeolog Nugay, ‘’şehir merkezinin ortasında böyle bir tarihin fışkırması hem bizim için hem de gelecek kuşaklar için muazzam bir şans. Böyle bir yerin müze alanı ilan edilmesi ve kamuoyuna ait bir alan haline getirilmesi bizden sonra ki 50, 100 yıl içinde çok önemli. Arkeolojik kazılarda yüzlerce yıllık oda mezarlar, çoklu ölü gömme gelenekleri ve defin edilenlere sunulan ilginç hediyeler gün yüzüne çıkarıldı.’’ ifadelerini kullandı.

‘siyaset üstü bir proje, evrensel bir miras’

Alanın müze, teşrif tanziminin yapılması konusunda bilim kurulunun karar verdiğini ifade eden Nugay, "Doğu Garajı Nekropol Alanı içerik olarak da çok zengin bir müze. Antalya'nın kültür ve turizmine çok önemli katkı sağlayacak. Burası siyaset üstü bir yer. Arkeoloji insanlık tarihi için çok önemli bir bölüm.’’ sözlerini kaydetti.

‘’kurtarma çalışmaları iki sene sürdü’’

2008 ve 2010 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji bölümü, Antalya Müzesi Ekibi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Ekipleri ile birlikte iki sene boyunca kurtarma kazıları yaptıklarını söyleyen Onur Nugay,’’2008 yılında burada bir alışveriş merkezi projesi vardı. Projenin yapım aşamasında mezarlık kalıntılarına denk gelince birkaç ekip buraya gelerek kurtarma kazısı yaptık. Toplam 9 bin 136 metrekarelik bir alanda 5 metre aşağıda çıktı mezarlar. 866 adet mezarlık tespit ettik. Yürütülen projede kazı esnasında 35-40 kişi çalıştık bazen 15 kişiye düştük çok çalıştık burada çok büyük bir emek var.’’ açıklamalarını yaptı.

400 yıllık mezar alanı

Mezarlıkların antik dönemlerde şehrin dışına kurulduğunu ve gelecek nesillerinde bu geleneği sürdürdüğünü ifade eden Arkeolog Onur Nugay, ‘’Burası, 2 bin- 2 bin 200 yüzyıl önce Attaleia Antik Kenti’nin 300-400 yıllık mezarlık alanıydı. Mezarlıklar antik dönemlerde şehrin dışına kurulurdu. Hatta bizlerde bu geleneği hala sürdürüyoruz. Nasıl ki eskiden Andızlı mezarlığı şehrin dışındaydı erken Roma Döneminde de Attaleia Antik Kenti’nin çıkış kapısı üç kapılardı. Üç kapılardan sonrası şehrin dışı olarak sayılıyordu.’’ dedi.

İncelemelerden sonra sergilenecek

Mezarlıklardan çıkarılan iskeletlerin Antropoloji laboratuvardan inceleme aşamasında olduğunu aktaran Nugay, insanların o dönemler de şimdiki gibi uzun süre yaşamadıklarını en fazla 35-40 sene yaşadıklarını söyledi. Onur Nugay, ‘’İskeletler önce Antalya müzesine sonrasında da incelenmesi için Antropoloji laboratuvarlarına gönderildi. Burada iskeletler incelenerek raporlar düzenlendi. Örneğin; kaçı kadın, kaçı erkek, neden öldüler, kaç yaş aralığında öldüler gibi. İncelemelerin ardından da Antropoloji laboratuvarlarının ön gördüğü yerlere konulacak iskeletler.’’ dedi.

Aile mezarlığı 866 mezarlığın bulunmasına neden oldu

Arkeolog Onur Nugay,alışveriş merkezi projesi esnasında buranın bir antik mezarlık olmasının fark edilmesini ‘dramos mezarlığı’ adı verilen bir mezar sayesinde olduğunu kaydetti. Nugay,’’Kazının bulunmasına dramos adını verdiğimiz bir aile mezarlığı sebep oldu. Dramos mezarlarının içerisine aile üyeleri, onların eşyaları ve öldükten sonraki yaşamda işlerine yarayacak bazı eşyalar konurdu. İlk önce mezar kazılır, sonrasında da o mezara yine taştan bir kapı yapılırdı. Bu kapı bir sonraki aile üyelerinin gömülebilmesi için konurdu.’’ ifadelerini kullandı.

‘’hırsızlık olayları yaşanmış’’

Mezar kapılarının çok zor açılmasına rağmen gömülerden çok sonra hırsızlık olayı yaşandığını fark ettiklerini söyleyen Nugay, ‘’Döneminde bazı mezarların soyulmuş olduğunu gördük. Mezar açılmış dağıtılmış hangi medeniyetin gelip yaptığını bilemiyoruz tabi. Mezarların dağılmasından dolayı içeriye hırsız girdiğini anlıyoruz. Kapıları bu dönemin teknolojik koşullarını kullanarak vinçle kaldırdık. Hiçbir insan gücü bu kapıları kaldıramaz.’’ sözlerine dikkat çekti.

Mezardan çıkan en önemli eşya, gözyaşı şişesi

Pagan inancında mezarlara eşya gömmenin bir gelenek olduğunun altını çizen Nugay, ‘’Attaleia Antik Kenti’nin Nekropolünde bulduğumuz eşyalar; pişmiş topraklardan yapılmış gereçler, kadınların kullandıkları takılar, cam koku şişeleri ve kaseleri,bronz ve gümüş sikkeler, aynalar, iğnelerdi. Mezarlara en çok nişler ve kandiller koyuyorlar. Ölülerin öbür dünyadaki karanlıkta yollarını bulmalarını istiyorlar. Ama bunların arasında mezarda ölen kişinin ne kadar sevildiğini anlayabildiğimiz bir eşya var o da gözyaşı şişesi. Bir kişinin mezarında ne kadar çok gözyaşı şişesi varsa kişinin o kadar sevildiğini ve arkasında çok fazla gözyaşı döküldüğünü anlıyoruz.’’ bilgisini verdi.

Lahit kapaklı aile mezarları

Nekropol de büyük lahit mezarlarının olmadığını ama lahit kapaklı aile mezarlarının bulunduğunu kaydeden Onur Nugay, ‘’Lahit mezarların birinde 3 kişi bulduk. Burada lahit mezarlar yok ama lahit kapaklı mezar taşları ve kayalar var. Dönemin insanları oyuk yapmış ve blok taşlarla çevirmişler mezarları. Ana kayayı kullanarak üzerine bir lahit kapağı yapıyorlar. Bizde bunlara lahit kapaklı mezarlar diyoruz. Mezarların içerisine ilk önce hareket çukuru koyuyorlar kişi burada gömülü oluyor sonrasında da sağa ve sola gömü yapılıyor. Hareket çukurunun baş kısmındaki bölüme ise nişler, kandiller ve mumlar konuyor. Etrafına da kişinin değerli eşyaları.’’ dedi.

Üst katta bambaşka bir dünya

Nekropolün üst kısmına da yine yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekebilecek, Antalya’yı Karain döneminden Cumhuriyet tarihine kadar anlatacak bölmelerin olduğunu aktaran Onur Nugay, ‘’Üst katın başında ilk önce bilet ofisi gelecek. Hemen yanındaki bölüme Antalya’yı Karain’den başlayıp günümüze kadar geldiği anları anlatan bir alan olarak yaratacağız. Tematik bir sergi alanı olacak. ‘Antalya nedir? Antalya’nın tarihi nereye gider?’ Kronolojik olarak sergilenerek anlatılacak insanlara. Arkadaki odaya ölümden sonraki yaşam yapmayı planlıyoruz. Burası bir takım dijital desteklerle kapkaranlık olacak ve insanlara ölümden sonra yaşamı ve gömü kültürünü yaşatacak bunu hissettirecek.’’ ifadelerini kullandı.


www.haberseri.com


15.09.2022 18:20:00