Kumluca, Finike ve Demre’de sel afetinin etkileri tartışılırken Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu’ndan sakınım planlarının hızla yapılmasına yönelik çağrı geldi.
Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu, afetleri önlemek veya riskleri en aza indirmeyi amaçlayan sakınım planlarının hayata geçirilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı. İmar ve Planlama Çalışma Grubu, “En son yaşanan Kumluca, Finike ve Demre’deki sel felaketi kentimizin kentsel risklere açık, korumasız kent olduğunun en büyük kanıtıdır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada, “Geçmiş yıllarda yaşanana büyük boyutlu afetler, küresel ısınma, iklim değişikliği kavramları gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır sorgulanmakta ve kentsel planlama boyutunda her türlü risklere karşı dirençli kentlerin oluşumunu sağlayan yeni bir planlama anlayışı oluşturmuştur. Her türlü risk faktörünü değerlendiren koruma esasına dayalı doğal ya da insan kaynaklı afetler yaşanmadan önlemlerini alan sakınım planlaması çalışmaları gerek havza gerek kentsel ölçekte yapılmaktadır” denildi.
‘ANTALYA TROPİK İKLİM KOŞULLARI GÖSTERİYOR’
Antalya’nın hızla tropik iklim koşulları özellikleri gösterdiğinin vurgulandığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Bu tropik iklim koşulları göz önüne alınarak son dönemde yaşanan dış göç yoğunluğunun yaratabileceği sosyal ve ekonomik afetleri de değerlendiren sadece deprem odaklı değil, her türlü afeti kapsayan bir sakınım planlaması yapılmalıdır. Bu planlama sistematiğinin kamu yararı ve dirençli kent yaratılması amacı üzerine oturtulması için çoğulcu katılıma açık bir sürecin başlatılması gerekmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı, Suriye, Afganistan’da yaşanan gelişmeler ve yaşanan çatışmaların yarattığı göç ülkemizi iltica odağı haline getirmiş, özellikle Rus ve Ukraynalı vatandaşlar açısında da ilimiz önemli bir göç merkezi olmuştur. Ülkesel ölçekte tutarlı bir göç politikamızın olmayışı Antalyalıları ekonomik ve sosyal boyutta savunmasız duruma düşürmekte merkezi idarenin devlet organlarını kullanarak yaşanan barınma sorunlarına aradığı yöntemde TOKİ aracılığı ile arsa ve konut üretmek olarak görülmektedir.”
‘MERKEZİ KARARLAR AFET RİSKLERİNİ ARTTIRABİLİR’
“Afetlere açık, direnci düşük kentlerde merkezi kararla oluşturulacak yeni kentsel alanların da bu sürecin bir devamı olacağı, barınma ve ekonomik sorunları çözmeye çalışırken sosyal ve doğal afet risklerini arttıracağı düşünülmektedir. Yasal düzenlemeler ile gerek merkezi müdahalelerin önünün açılması, gerekse Bütün Şehir Yasası ile yerel, çoğulcu katılımcı, demokratik yönetim anlayışından uzaklaştırılan kentler yeni dünya düzeninde globalleşme kültürünün bir parçası olarak yerel kimliği eritilen ekonomik bir olgu haline getirilmektedir. Bunun son örneği olarak 27 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Antalya Büyükşehir İmar Yönetmeliğinde de görülmektedir.”
‘SAKINIM PLANLAMASI BİR SİGORTA NİTELİĞİNDE’
Açıklamada sakınım planları için Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne şu çağrı yapıldı: “Coğrafi olarak farklı kotlarda ve iklimsel koşullarda oluşan ilçe merkezleri ile Antalya Ovası’nda oluşan kentsel alan uygulamalarında bir farklılık gözetmeyen yönetmelik yine kentsel mahalle ile kırsal yaşamın sürdüğü mahallelerde uygulamalarda bir farklılık görülmemesi, planlı ve kimlikli kent ilkesi ile yola çıkan yönetimin de bu globalleşme furyasına yenik düştüğünü göstermektedir. Sakınım planlaması anlayışı, doğası gereği tüm bu olumsuzlukları göğüsleyerek bertaraf edebilecek bir bilimsel sistematiğe sahip olup, afetleri önceden öngören ve tedbir alan bunun yanında kent ve kentin alt kimliğini koruyan, geliştiren bir sigorta niteliğindedir. Mevcut yasal mevzuatta da bu planın uygulamasının önünü açan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gibi bir uygulama aracı da mevcuttur. Bu açılardan bakıldığında Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı çalışma takdire değer görülmelidir. Ancak bu konuda sadece birim oluşturmak ve bir yerel çalışma yürütmek yeterli olmayacaktır. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ sloganından yola çıkarak ilgili kurum kuruluş ve meslek odalarının danışmanlık için görüşlerini de alarak ulusal ve hatta uluslararası uzmanlardan oluşan Danışma Kurulu danışmanlığında plan çalışmalarını hızla sürdürmesi zorunluluktur.”
21.12.2022 10:07:05