Tavan fiyat önerisi

Dünyadaki zeytin üretiminin iklim krizinin etkisiyle ağır bir darbe aldığı ifade edilirken zeytinyağı fiyatlarındaki tırmanış sürüyor.

Aşırı sıcakların etkisiyle iklim krizi Akdeniz ülkelerini vurdu. Krizin vurduğu Akdeniz ülkelerinde zeytin üretimi ise neredeyse durma noktasına geldi. Türkiye’de de durum aynı seviyede ve bu yıl üretilen zeytinin büyük bir kısmı ihracata gidiyor.

 

Antalya’daki zeytin üretimi ve zeytinyağı konusunda değerlendirmede bulunan Antalya Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, “Antalya, Gazipaşa, Serik, Kumluca, Kemer, Kaş, Aksu, Alanya, Manavgat ve Merkez ilçelerinde yoğun bir zeytin üretimi gerçekleşmektedir. Ancak, Ulusal Zeytin Konseyi ve yerel üreticiler ve üyelerimiz geçen yıla kıyasla düşük ürün miktarı, halkalı leke hastalığına bağlı yaprak dökümleri ve zeytin sineği zararı gibi sorunlarla karşılaştıklarını belirtmektedir” dedi.

 

ZEYTİN YÜZDE 48, ZEYTİNYAĞI YÜZDE 57 AZALDI

2023-2024 sezonu için Antalya'da toplam 5 milyon 039 bin 595 ağaçtan 38 bin ton zeytin elde edilmesi beklendiğini kaydeden Halil Bülbül, “Ancak, önceki üretim sezonuna göre zeytin miktarında yüzde 48'lik yani yüzde 73 bin ton ve zeytinyağı miktarında ise yüzde 57'lik bir düşüş yani yüzde 14 bin ton tahmin edilmektedir. 2023-2024 Sezonunda Antalya’da elde edilen 38 bin ton zeytinin 5 bin tonunun sofralığa, 33.000 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5,5 randıman ile 6 bin ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmektedir. Geçtiğimiz sezonuna göre toplam zeytin miktarının yüzde 48 yani 73 bin ton zeytinyağı miktarının ise yüzde 57 azaldığı yani 14 bin ton tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.

 

 TÜRKİYE’DE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜNE DAİR GÜNCEL DURUM

Ülkemizde ise 170 milyon meyve veren ağaçtan 1.3 milyon ton zeytin elde edilecek bunun 900 bin tonunun zeytinyağı üretimine ayrılacağını ve 179.000 ton zeytinyağı üretimi olacağı tahmin edildiğine dikkat çeken ATB Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, “Geçtiğimiz yıl 3 milyon ton zeytin üretimimiz bulunmaktaydı. Bu üretimin yaklaşık 2.2 milyon tonunu zeytinyağı üretiminde kullanmış ve 421 bin ton zeytin elde etmiştik. Sonuç olarak periyodisite yayın kullanım olan “yok yılı” olması, yaz ve sonbahar aylarının çok kurak geçmesi nedeni ile zeytin ağacının yeterli beslenememesi, yağlanmanın tam oluşamaması gibi nedenlerle, bu yıl randımanda ve dane zeytin tonajında azalma olmuştur” açıklamasında bulundu.

 

 

GEÇEN YIL REKOR ÜRETİM OLMUŞTU

ATB Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, “Ülkemiz geçtiğimiz yıl yapmış olduğu rekor üretim ile sofralık zeytinde dünya birincisi yani 735 bin ton, zeytinyağı üretiminde ise dünya ikincisi yani 421 bin ton olmuştu. Geçtiğimiz yıl dönem başı 30 bin ton ve 421 bin ton gerçekleşen rekolte ile 450 bin ton’luk bir arz ile dünya 2’ncisi olmuştu. Bunun yaklaşık 150 bin tonu iç tüketimde kullanılmış 150 bin tonu da ihraç etmiş ve bu sezona 150 bin ton dönem sonu stok devretmiştir. Buna afrinden ihraç kaydı ile ülkemize giren 30 bin ton zeytinyağı da eklendiğinde bu dönem başı stok miktarı 180 bin ton olmuştur. Bu sezon için yapılan tahminlere göre 180 bin olan zeytinyağı rekoltesi de buna eklendiğinde toplam 360 bin ton arzı ile dünya 2’nciliğimiz devam edeceği görülmektedir. Buna göre geçen yıl kırdığımız 150 bin tonluk zeytinyağı ihracatı ve 150 bin ton iç tüketimden oluşan miktarın bu yıl 60 bin ton fazlası bir arz miktarımızın olacağı hatta Afrin’den yine 30 bin ton zeytinyağı gelirse 90-100 bin ton dönem sonu stok olabileceği görülmektedir” ifadelerini kullandı.

 

ZEYTİNYAĞINDA SIKINTI YOK

Zeytinyağı noktasında sıkıntı olmadığının altını çizen Halil Bülbül sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi 150 bin ton civarında bir ihracat hem de 150 bin ton civarında iç tüketim için yeterli ve hatta ciddi miktarda stok olarak devredecek zeytinyağımız vardır. Zeytinyağı talebini karşılayacak arzımız mevcuttur. Bu konuda iki önerimiz vardır. Bunlardan birincisi; özellikle perakende satışlarda yağ fiyatlarının kontrolü önemlidir. Hatta gerekiyorsa bir tavan fiyat uygulaması bile getirilebilir. Çünkü son dönemde tüketicinin zeytinyağına olan ilgisinin sektörün sürdürülebilirliği için kırılmaması gerekiyor. İkinci olarak; markalı ve ambalajlı ihracatımızı sürdürmeli ve artırmalıyız. Kamunun rolü, sektörün gelecekteki istikrarını sağlamak adına bu iki konuda kritik bir öneme sahiptir. Kamu, iç piyasayı sıkı bir biçimde kontrol etmelidir. Ancak diğer taraftan, ihracatı kesmeden katma değeri artıracak biçimde gerekirse ilave sübvansiyonlar sağlayarak ihracatı teşvik etmeli ve ani bir kararla kesinlikle durdurmamalıdır.”

 

Haber: Yalçın KÜÇÜK


28.11.2023 11:48:04