‘Zaman, tarıma tutunma zamanı’

Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Kur artıyor, bazı ürünlerde üretim açığımız var. Yeni ekimlerde de girdi maliyetleri nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Kur artıyor, bazı ürünlerde üretim açığımız var. Yeni ekimlerde de girdi maliyetleri nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

2021 yılında dünyada ve ülkemizde gıda fiyatlarının son yıllarda görülmeyen bir şekilde sürekli arttığına dikkat çeken Başkan Alp, “Ekim sezonunda bulunduğumuz bu günlerde tarımsal üretim seferberliğine girmemiz gerekiyor. Ekilmemiş bir karış toprak bırakmamalıyız. Bütün imkânları üretim için seferber etmeliyiz. Üretimden vazgeçme noktasına gelmiş çiftçilerimiz cesaretlendirilmeli, tarlasına dönmesi sağlanmalıdır. Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacaktır” ifadelerini kullandı.

VERİM VE KALİTEDE SORUNLAR YAŞAYABİLİRİZ

“Önümüzdeki dönem için alınacak tedbirler acilen açıklanmalıdır” diyen Alp, “Çiftçimizin artan maliyetlerini hasatta yüksek fiyat vererek karşılama düşüncesi yetersiz kalacaktır. Çünkü geçen yıl yaşanan kuraklık, gelirlerinde azalma, girdi maliyetlerindeki anormal artışlar nedeniyle üreticilerimiz girdi temini ve finansmanında zorlanacaktır.Üreticilerimiz ya gübreyi ve diğer girdileri daha az kullanacak, ya maliyet hesabı yaparak üretimden uzaklaşacak, ya da daha az maliyetli gördüğü ürünleri ekecektir. Verim ve kalitede ciddi sorunlar yaşayabiliriz. Ekimden hasada kadar olan süreci doğru yönetirsek hem üretici hem de tüketicilerin en az zararla bu olumsuz süreçten kurtulduklarını görmüş oluruz” şeklinde konuştu.

BAZI ÜLKELER GİRDİ FİYATLARINI SABİTLEDİ

Nazif Alp, “Bir diğer önemli bir hususa da değinmeliyiz. Türkiye’de aile işletmeleri, ülkenin gıda güvencesinin ve güvenliğinin sağlanmasında çok önemli bir görevi yerine getirmektedirler. Maliyet artışları, büyük işletmelerin bile üretimde zorlandığı mevcut konjonktürde, küçük aile işletmelerini tamamen üretim dışı bırakacak bir duruma gelmiştir. Bu da hem büyükşehirlere göçe neden olacak hem de üretimin düşmesi sonucunda daha büyük gıda krizi ve enflasyonu ile ülkemizi karşı karşıya bırakacaktır.Tarımsal üretimin gerçekleştirilmesi sürecinde önemli bir yere sahip olan aile işletmelerini ayakta tutacak tedbirleri hiç vakit kaybetmeden hayata geçirmeliyiz. Eğer bunu başaramazsak yarın çok geç kalmış olacağız, ancak son pişmanlık fayda etmeyecektir. Birçok ülke bu süreçte gerekli önlemleri alıyor ve ek destek paketleri açıklıyor. Bazı ülkeler ise gübre fiyatlarını sabitledi. Ek girdi destekleri açıklayıp üreticimize çok geç kalmadan ulaştırılmalıdır. 4-5 ay sonra verilecek desteklerin bir anlamı olmaz. Bakanlık, hububat ve soya gibi ürünleri ithal edip sanayiciye veriyor, gübreyi de ithal ederek üreticiye uygun koşullarda ödeme kolaylığı sağlayarak vermelidir. Üretimin sürdürülebilirliği açısından üreticimize gelir garantisi verilmelidir” açıklamasında bulundu.

Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp ayrıca şunları söyledi: “2022 yılı tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemli bir yıl olacak. Uluslararası piyasalarda ham madde ve tarım ürünleri fiyatları artmaya devam ediyor. Kur artıyor, bazı ürünlerde üretim açığımız var. Yeni ekimlerde de girdi maliyetleri nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. Gerekli tedbirleri acil olarak alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunları başaramazsak, üreticimiz de tüketicilerimiz de daha zor günlere hazır olmalıdır. Bu nedenle zaman tarıma tutunma zamanıdır.”

“TÜKETİCİ ÜRÜN FİYATLARINA YÖN VERME VE MÜDAHALE ETME GÜCÜNÜ KULLANMALI”

Ülkemizdeki fiyat artışlarının maliyete bağlı artışlar olduğuna dikkat çeken Başkan Nazif Alp, “Gıda sektöründe ise özellikle meyve ve sebze sektöründe maliyet artışının yanında talebe bağlı artışlarda görülmektedir. Tüketicilerimiz her türlü ihtiyaçlarını ertelerken karnını doyurmak için gıdaya olan talebini erteleyemiyor. Yani serbest piyasa koşulları çalışmıyor. Bu manada gıda sektörü meyve sebze başta olmak üzere spekülasyonlara açık bir sektördür. Bu sektörde tüketicilerimize de düşen görevler vardır” dedi.

Nazif Alp, “Girdiği marketten fiyatlarını sorgulamayarak meyve sebzesini günlük hayatta kullandıkları diğer ürün çeşitlerini de satın almaktadır. Hâlbuki semt pazarlarından meyve sebzesini daha uygun fiyattan temin edebilir. Kaldı ki pazarlarda daha fazla ürün görme ve seçme imkânı vardır. Günlük hayatta çok fazla kullandıkları ürün çeşitlerini uygun fiyattan farklı marketlerde bulabilir. Bir markanın aynı ürünleri değişik satış yerlerinde farklı fiyatlarla satılabiliyor. İnternet ortamında dahi bu bilgilere ulaşmak mümkündür. Tüketici ürün fiyatlarına yön verme ve müdahale etme gücünü kullanmalı, alışverişini bölüp, fahiş fiyattan ürün satan marketlerde alışveriş yapmayarak cezalandırmalıdır. Tüketicilerimiz fiyatlarından şikâyet ettikleri marketlerde ayak alışkanlığını bahane ederek ısrarcı olmamalıdır. Normal fiyatların bile tüketiciyi zorladığını düşündüğümüzde fahiş fiyatlara tüketicinin dayanma gücü yoktur” ifadelerini kullandı.


 Yalçın KÜÇÜK


11.11.2021 11:10:00