Yaz aylarının gelmesi ile kan stoklarında ciddi oranda düşüş yaşanmaya başlanınca Türk Kızılay Batı Bölgesi Müdürü Tufan Ertop, 1 ünite kan veren bağışçının 3 kişiye hayat verdiğini belirterek vatandaşlara kan bağışı çağrısında bulundu.
Yaz aylarında kan bağışı azalıyor
Antalya’da yaz aylarında kan bağışının düştüğüne vurgu yapan Ertop “Yaz ayları özellikle sıcakların başlamasıyla birlikte kan bağışlarında düşüş oldu. Mevsimsel ısı değişiklikleri her zaman için kan bağışını olumsuz etkiler. Bu özellikle çok soğuklarda ya da çok sıcaklarda Türkiye’de ve dünyada kan bağışları düşer. Antalya’da bu sene her sene biraz daha farklı bir sıcaklık seyrediyor. Tabi bu da bizim kan bağışlarımızın durumunu etkiliyor. Bizler sürekli sahada yer alıyoruz. Sürekli kan alma birimlerimiz var. Kan bağış merkezimiz şu an mevcut binamızda. Bunun dışında Mark Antalya’nın önünde bir kan bağış aracımız var. Bununla birlikte kapalı yolda kan alma birimimiz var. Isparta’da ve Burdur’da da kan bağış merkezlerimiz var. Biz otobüsümüz, platformumuz ya da kapalı mekanları kullanarak sürekli ekipler kullanıyoruz. Bu ekipler tabi ki karşı kurumun kendi kabul ettiği, uygun olduğu tarihlerde karşılıklı olarak belirliyoruz ve biz buralara ekiplerde düzenliyoruz. Amacımız daha fazla ekip düzenleyerek en azından bunu törele edebilmektir. Bizler stokları artırabilmek için elimizden geleni yapıyoruz ama sıcak aylarda kurumlarında kan bağışı ekibini kabul etmesi düşüyor. Fazla sıcaklardan dolayı kurumlarda bu kan bağışı kampanyalarını yapmaktan imtina edebiliyorlar” dedi.
‘Bütün vatandaşlarımızı kan bağışına bekliyoruz’
Vatandaşları kan bağışına davet eden Ertop “Kan vermenin önemli olmasının nedeni tek kaynağın insan olmasıdır. Yapılabilen ya da fabrika üretimi olabilen bir ürün değil. Dolayısıyla bizler kan bağışında ulunmadığımız taktirde hastalarımızı belki de ölüme mahkûm etmek demektir. Siz bu insanlara o kanı bulamayacak olursanız ölüme varabilen istenmeyen sonuçlar oluşabilir. Kendi bölgemiz özelinde düşünecek olursak farklılar bulunmaktadır. Bizim bölgemizin özelliği ise Türkiye’nin her yanında hasta alıyor olmamız, büyük merkezlerimiz, hastanelerimiz var. Bunlar organ naklinde, kök hücre naklinde çok fazla sayıda hasta potansiyeli alabilecek ve kabul edebilecek hastanelerdir. Dolayısıyla Türkiye’nin her yerinde hastalara hizmet verdiği için kan ihtiyacı daha fazladır. Ayrıca yöremizde Akdeniz anemisi dediğimiz hasta popülasyonu yüksek. Bu hastalarımız tanı konulduğun andan itibaren kan transferi yapılmaya başlandığı andan itibaren ayda iki dört ünite ortalama kan nakline ihtiyaç duyuyorlar. Bunların yaşamını sürdürebilmeleri bu kan nakline bağlı. Dolayısıyla bu kan bununa bilirse hayatlarına devam edecekler. Ancak bulunamayıp bu hastalıkları ilerleyecek olursa istenmeyen sonuçlar doğabilir. Bu yüzden bütün vatandaşlarımızı biz bir başka insanın kendi kanlarına ihtiyacını şiddetle ihtiyaç duyduğunu, bulunamadığı taktirde de çok ciddi zararlar görebileceğini bilerek kan bağışına davet ediyoruz. Bizim için küçük olan bizim çok az bir zamanımızı alan şey bir başkasına hayat demek. Bu yüzden bütün vatandaşlarımızı kan bağışına bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kan acil değil sürekli ihtiyaçtır’
Bütün dünyada olduğu gibi Antalya’da da sürekli olarak kan ihtiyacı olduğunu dile getiren Ertop “Zaten kan ihtiyacı için bizim kullanmış olduğumuz ‘Kan acil değil sürekli ihtiyaçtır’ sloganımız var. İnsanların kafasında bazen şu algıda olabiliyor. İşte birileri gelsin beni bulsun. Ben öğrenip kan bağışı yapıyım düşüncesi söz konudur. Buna gerek yok. Çünkü kendi yöremizden örnek vermek gerekirse dört tane hastanemiz var. Bu hastanelerin için de üniversite hastaneleri, şehir hastaneleri, devlet hastaneleri, özel hastanelerde dahildir. Yöremizde her gün yüzlerce torba kana zaten ihtiyaç var. İllaki bunu duymanız, görmeniz gerekmiyor. Her daim bunun olduğunu bilin diye biz vatandaşlarımıza bilgi veriyoruz. Empati kurmalarını istiyoruz. Bu durum sizler içinde bizler içinde geçerlidir. Şu anda kan ihtiyacı olan bu hastalarımız günün birinde kendi tanıdığımız birisi ya da biz kendimizde o durumda olabiliriz. O yüzden bizler empati kurarak her gün yüzlerce hastanın bu damarlarımızda dolasan hayatı sıvıya ihtiyacı olduğunu bilerek kan bağışında bulunmaya devam ediyoruz. Aslında kan bağışında bulunmakta çok basit bir işlemdir. Sorulama formunu doldurup bağış ve sonraki dinlenme süresini de içine katarsak yarım saat sürmektedir. Zaten vücudumuzda fazlalık olan bu sıvıyı alıyoruz. Yani sizin eğer ki kan hücreleriniz yeterli seviyede değilse biz zaten kabul etmiyoruz. Sizin kendi ihtiyacınızın üzerinde bir kan hücreniz var ise biz bunu alıyoruz. Sizin için son derece basit olan bu işlemle aslında 3 kişinin hayatı kurtuluyor. Çünkü her bir kan bağışıyla sizin kanınız üç ayrı kişiye gidiyor. Bizim için kendi damarlarımızda dolaşan, bizim için fazla olan ve maksimum yarım saatimizi alacak işlemle bir işlemle aslında üç kişiye hayat veriyoruz.
‘Kişinin kan vermeye uygun olması gerekiyor’
Kan bağışında bayılma durumunun çok nadiren geliştiğini söyleyen Ertop “Biz zaten her kan bağışı yapmak isteyen kişiden kan almıyoruz. Kişinin kan vermeye uygun olması gerekiyor. Bununla ilgili parametrelerimiz var. Öncelikli olarak kan bağışı sorgulama formu dolduruluyor. Sonrasında hemoglobin ölçümü yapılıyor. Onun dışında tansiyon ölçümü yapılıyor. Kilogram ölçümü, ateş ölçümü, nabız ölçümü yapılıyor. Kişinin kilosundan tutun bütün kriterleri değerlendiriliyor. Bu işler eğitimli hekimler tarafından kan bağışı alınıp alınamayacağına karar veriliyor. Bundan sonrasında kan bağışı kabul ediliyor. Kan bağışı sonrasında da gerekli uyarılarımızı yapıyoruz. Bunların içinde bol su alınmasından gibi birçok uyarı yapılıyor” diye ifade etti.
Hatice Şeyma BİLGİN