ASKON Antalya olarak başlatılan Tarımda Ar-Ge Projesinin 2.toplantısı TÜRSAD (Türkiye Otel Satınalma Yöneticileri Derneği) ev sahipliğinde gerçekleşti. Konu Başlığı Maliyet Arttırıcı Unsurlar ve Sektörlerce Belirlen
ASKON Antalya olarak başlatılan Tarımda Ar-Ge Projesinin 2.toplantısı TÜRSAD (Türkiye Otel Satınalma Yöneticileri Derneği) ev sahipliğinde gerçekleşti. Konu Başlığı Maliyet Arttırıcı Unsurlar ve Sektörlerce Belirlenecek Kalite Standartları olan toplantıda Antalya Tarımı ve Ekonomisi üzerinde istişarelerde bulunuldu.
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Gökhan KARACA, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü MüdürüAbdullah ÜNLÜ, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Antalya İl Başkanı Cahit URFAN, Türkiye Otel Satınalma Yöneticileri Derneği Başkanı Bülent BİLGİÇ, Antalya Turizm Tedarikçileri Derneği Başkanı Cihan ÇELİK, Antalya Gastronomi Eğitimcileri Birliği Başkanı Mustafa EROL, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Ali ÖZTOP, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği İl Başkan Yardımcısı Yakup MERMER, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği İl Başkan Yardımcısı Onur KAÇAR, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Gıda ve Tarım Sektör Başkanı İbrahim ŞAHİN, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Sektörler Başkan Yardımcısı Ali İhsan Burak AYKUT,Antalya Komisyoncular Derneği Genel Sekreteri Mutlu EKİNCİ, Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Genel Sekreteri Sebahattin EMÜL, TÜRSAD Başkan Yardımcısı Hüseyin YILMAZ, TÜRSAD Başkan Yardımcısı Mutlu SUÇİÇEK ve TÜRSAD Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz YEDİKULEnin de katılımları ile gerçekleşen toplantıda; bütün katılımcılara verilen söz hakları ile Gündeme dair konular masaya yatırıldı..
ASKON Antalya İl Başkanı Cahit URFAN ve TÜRSAD Başkanı Bülent BİLGİÇ moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda gündem yorumları şu şekilde yapıldı;
ASKON (Anadolu Aslanları İşadamları Derneği) Başkanı Cahit URFAN: Tarımın Dünya gündeminde çok önemli bir yeri var. Bundan sonraki süreçte tabii daha da önemli hale gelecek. Bu noktada bizler Antalya Tarımı nereye taşıyabiliriz, tarımda sorunlarımız neler. Bunları konuşacağız. Bu noktada Tarım İl Müdürümüz bizlere eşlik ediyor. Bununla beraber Komisyon Başkanımız, Tohumcular, Gübreciler hepimiz bu nokta itibari ile bir araya gelmiş bulunuyoruz. Birinci noktamız sorunlarımız, sorunlarımızdan sonra bu sorunlarımızı çözebileceğimiz önerilerimiz. Sonra bunu Komisyon içerisinde, Ar-Ge çalışmamız içerisinde,fizibiletisini çıkarıp, en nihai son noktaya getirip, inşallah rapor haline getireceğiz. Arkasından da bu sorunlara nihai çözüm olarak neler gerçekleştirilebilir. Gerekirse bir teknoloji ofisi kurulması ya da bir yatırım yapılması gerekiyorsa bir yatırım aracı olarak hangi noktalarda bulunmamız gerekiyorsa; gerekli olan yatırımları da Antalyamıza kazandıracağız. Tarımsal üretimde verimlilik olsun, kalite olsun bu konularda istişarelerde bulunup,yapılması gerekenleri listeledik ve konular üzerinde gerekli çalışmaları başlattık. Bu birlik ve beraberlik kapsamında başlatmış olduğumuz Tarımda Ar-Ge Projemizin, başta Antalyamız akabinde ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, katkı ve katılımlarından dolayı tüm Paydaşlarımıza saygılarımı sunuyorum.
TÜRSAD (Türkiye Otel Satınalma Yöneticileri Derneği) Başkanı Bülent BİLGİÇ: Antalya, her ne kadar Türkiyenin turizm başkenti ise şüphesiz ki; Tarımın da başkentidir. Bu duruma istinaden bu coğrafyada Tarım da hak ettiği ilgiyi görmeli ve daha efektif hale getirilmelidir. ASKONun başlattığı böylesine anlamlı bir projenin; Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü, BATEM, AGEB gibi ana damarlarından olmak ve TÜRSAD (Türkiye Otel Satınalma Yöneticileri Derneği) olarak ikinci toplantısına ev sahipliği yapmak bizleri ayrıca mutlu etmiş ve bizlere güç katmıştır. Antalyada Tarım ile ilgili neler yapabiliriz, nasıl artı değer katabiliriz,Antalya ekonomisine Türkiye ekonomisine nasıl katma değer sağlayabiliriz; onun mücadelesi içerisindeyiz. Diğer sivil Toplum Kuruluşları ve Kurumlar ile birlikte güç birliği içerisinde böyle bir girişimde bulunduk. Ve tabii ki ilerleyen zamanlarda da bunların meyvelerini alacağımızı düşünüyoruz. Gönül birliğinin Güç birliğine dönüştürüldüğü bu projede; başta ASKON Antalya Başkanı Sayın Cahit URFANa, İl tarım ve Orman Müdürü Sayın Gökhan KARACAya, BATEM Müdürü Sayın Abdullah ÜNLÜye ve AGEB Başkanı Sayın Mustafa EROLa şahsım ve TÜRSAD adına teşekkür ederim. Tüm bunların yanında Kanal V televizyonu ve diğer Basın kuruluşları ve temsilcilerine de yanımızda ve arkamızda olmalarının bizlere kattığı kıymetten ötürü, teşekkürü borç bilirim.. İnşallah hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Gökhan KARACA: Antalya, Tarımın başkenti. İklim Coğrafya olmak üzere, birçok avantajımız var bizim Antalyada. Ülkemiz çok farklı iklim yapısına ve coğrafi özelliklere sahip olduğu için, bizim Tarım Politikalarını tek başına, tek bir model ile yönetilmesi çok zordur. Onun için politikaların farklı olması gerekiyor. Önemli unsur olan; Üretim planlamasında ilk önce bizim ne ürettiğimizi bilmemiz gerekiyor. Biz bütün üretimi kayıt altına alabilirsek;planlama daha kolay olur diye öngörüyorum. Bu anlamda Yerelde; gelişmiş ülkelerden rol modelleri edinmek, işletmelerimizin büyütülmesi, aile işletmelerimizin geliştirilmesi, bilim ve teknolojiye uygun üretim yapılması ve sözleşmeli üretime geçilmesi maddelerini de çözüm olarak öneriyorum.
Antalya Komisyoncular Derneği Genel Sekreteri Mutlu EKİNCİ: Konu başlığımız Maliyet Arttırıcı Unsurlardan başlamak istiyorum; Komisyoncular hiçbir zaman maliyet artışına yol açmaz. Hal yasamızla belli olan yüzde 8'lik bir hizmet bedelimiz vardır ve bu hizmet bedeli, üreticimizin ürününü bilgi birikimi, ticari tecrübesi ve kendi oluşturduğu organizasyon ile pazarlaması sonucu belirlenen satış tutarı içinde yer alır. Ayrıca üreticilerimizin devletimize karşı yükümlü olduğu gelir vergisini de faturalandırır. Üreticimiz Hal Komisyoncusu ile ürününü pazarlaması sonucunda, hem ürününü en uygun şekilde pazarlar hem devletine karşı yükümlülüğünü en doğru şekilde yerine getirir hem de yasada kesin olarak belirtildiği üzere parasını komisyoncudan alır. Tabii bu malın hal içinde ve yasaya uygun yapılması şartı ile.
Bu sektörde HKS dediğimiz bir Hal Kayıt Sistemimiz var, ne kadar ürünün, ne kadar birim fiyata satıldığı ve nereden nereye gideceği bildirim yapılıyor. Öte yandan HKSde 1 ton ürünün birim fiyatı 1 TL olarak kaydedilirken, fatura başka türlü kesilebilir. Bu hem devletimizin vergi kaybı, hem üreticimiz in hak kaybı hem de ilgili ürünün maliyetinin doğru hesaplanamaması demektir. Hal içerisinde bunun denetimi var iken, hal dışında denetim konusunda eksiğiz. Bu denetimlerin sık şekilde yapılmasıyla bu sektördeki haksız rekabet önemli ölçüde giderilebilir.
Ayrıca HKS ile biz 1 Ocak 2020 itibari ile Yaş Meyve ve Sebze Ticareti yapan kişiler e-uygulamaya, e-faturaya geçmek zorunda kaldık. Bizim talebimiz şu; Hal kayıt sistemindeki tutar ne kadar ise, e-faturanın da aynı şekilde olup olmadığını denetleyecek bir sistem. Yani HKS ile e faturanın birbirine bağlı olmasını istiyoruz.
Tarım ile alakalı bir şey söyleyecek olursak; tarım ürünlerinin arzının günlük talep düzeyinin altında kalması. Bunu aşmamızın en önemli yolu da tarımda planlamanın doğru yapılmasıdır. Tarımda planlamanın doğru yapılması için de tarım envanterinin güncel, doğru ve güvenilir şekilde olması gerekiyor. Bu konuda özellikle Tarım Bakanlığımızdan bir an önce Tarım sayımının yapılmasını ve envanterin doğru ve güvenilir bir biçimde çıkarılmasını talep ediyoruz.
Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Genel Sekreteri Selahattin EMÜL: Kısaca bahsetmek gerekirse; günümüzde birim alandan daha fazla verim elde etmek zaruret haline gelmiştir. Bu artışı sağlamak da bilinçli gübre kullanmakla mümkündür. 1950 yılından itibaren Türkiyede gübre kullanılmaya başlanmıştır. O zaman için Türkiye Zirai Donatım Kurumu tarafından ithalat ve dağıtımı yapılıyordu. İlk zamanlarda gübrenin %100ü ithal edilmiş ve tamamen sübvanse edilerek,çiftçilere bedavaya yakın verilmişti.1980lerde tüketim yaklaşık 5,5 milyon tondu, 2020 yılına geldik, şimdi de hemen hemen aynı şekilde 5,5 milyon ton. Dünya ortalamasının yaklaşık 3te 1i kadar gübre tüketiyoruz, bunun sebebi Türkiyedeki tarım ürünlerinin ucuz olması, tarımsal girdilerinin pahalı olmasıdır. Şu an için gelinen noktada maliyet arttırıcı en büyük unsur ne dediğiniz zaman; nitratlı gübreler patlayıcı yapımında da kullanılmaya başladı. Haklı olarak Devlet bununla ilgili önlemler aldı. Gübrenin fabrikadan çıkışından, ilk toprağa girişine kadar her şey kontrol altına alındı. Gübre sektörü olarak bunun sonuna kadar destekçisi olduk. Ama zaman içerisinde organik- inorganik bütün gübreler patlayıcı yapımında kullanılıyormuş gibi değerlendirilip, aynı formaliteye tabi tutuldu, bu sektördeki arkadaşlar töhmet altında kaldı. Bizim itirazımız oldu tabii çünkü bu formalite çok ciddi bir şekilde maliyet artışına neden oluyordu. Sadece nitrat bazlı gübreler el yapımı patlayıcı yapımında da kullanıyor, diğer gübreler kullanılmıyordu, bunu da bilimsel raporlarla vs kanıtladık. Şimdi gübrelerin katma değer vergisi önceden vardı, zamanla bu sıfırlandı. Bu önemli bir gelişme idi. çok sevinmiştik. Ancak DNA/GTS formalitesinin sektöre maliyeti de yaklaşık KDV kadar oldu. Şu an için Gübre sektöründe en önemli sorun bu, tabii iyi şeyler de oluyor; özel gübrelerin kullanılmaya başlanmasından sonra gerek damak tadı gerek verim artışı, kalite ve raf ömrü bakımından mutlak suret ile olumlu katkıları oldu.. Dediğim gibi şu an en önemli sorun bu DNA- GTS sorunu. Sadece nitratlı gübrelerde uygulanması gereken formalitenin, patlayıcı yapımı ile ilgisi olmayan gübrelerde de uygulanması. Yaşın yanında kurunun da yanmasına neden oldu. Çözüm olarak DNAnın sadece nitratlı gübrelerde uygulanması talebimizdir.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah ÜNLÜ: Ben 28 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Şimdi Ülke olarak öyle bir Coğrafik alandayız ki; Üretim Planlaması dedik, biz Kooperatifler kurduk. Yani maalesef mesleğimize gereken değeri bizler veremiyoruz. Bizim ülke olarak üretimde sıkıntımız yok,yetiştirmede sıkıntımız yok, bilgi de sıkıntımız yok. Katma değerli ürünler geliştirmemiz lazım. Öyle bir döneme girdik ki artık, özellikle şu Pandemi döneminde bunu daha net gördük; Tarımsal üretime ciddi bir geri dönüşüm var. Ama bizler konunun uzmanlarından hiçbir bilgi almadan, işler yapıyoruz. Mesela nar konusunda... Bilimsel anlamda çalışan bir bakanlık kurumuyuz Tarımda planlama gerekmekte. Örneğin; bugün muz seraları yapımında hiçbir plan yok devamlı Sera yapılıyor ama bu işin sonu nereye varır bilemiyoruz. Her gün herkes, hızlı bir karar ile hiçbir kuruma danışmadan bir şeyler yapıyor. Gerçekten Tarım zor bir bileşen. Bir mühendislik gibi, bir inşaat sektörü gibi değil. Gerçekten sorunlarımız çok ama bunları belirli bir disiplin altına toplamadığımız sürece, bu sorunları hep konuşacağız. Bu konularda çözüm önerimiz; bütün paydaşlarım bir araya gelerek, yol alabileceğimiz net işler yapmamız lazım, somut örnek vermemiz lazım.
Antalya Turizm Tedarikçileri Başkanı Cihan ÇELİK: Ben 25 yıldır bu sektörün içindeyim, Tarımda bana göre sorun; planlama olmaması. İhracatın planlanması lazım. Alternatif pazarların oluşması lazım. Mesela biz domatesi yeri geliyor 1 liraya alıyoruz,yeri geliyor 10 liraya alıyoruz. Ve bütün vadandaşlarımızın evine girmesi gereken ana kalem ürünler. Yani acil bir şekilde planlanması gerekiyor, ben bunu öngörüyorum.
Antalya Gastronomi Eğitimcileri Birliği Başkanı Mustafa EROL: Türkiye Aşçılar Federasyonu 10.000 kişilik üye kadrosu ile, Antalya Gastronomi Eğitimciler Birliği olarak ASKONun Antalya'da yapılacak Tarım Ar-Ge çalışmalarına tam destek vermekte..
Türkiye Aşçılar Federasyonu olarak, daha önce yaptığımız etkinliklerde 869 Yerli ise Yeriz Yerliyse Kullanırız, Yaşasın Anadolu projelerinde yerli tohumculuk, yerel kalkınmalar, yerli firma, güçlü marka, coğrafi işaretli ürünlerin benimsenmesi gibi ithalat bağımlısı değil, ihracat sevdalısı olmak üzere kurum ve kurumlar arası çalışmalar yapılmaktadır...
En son yaptığımız Anadolu Ar-Ge kurulu ile; tarafımızda Türkiye'nin her yerindeki coğrafi işaretli ürünlerin bilinmesi, benimsenmesi, kullanımının ve yeni nesillerin sahiplenmesini sağlamak adına büyük bir çalışma başlatıldı. Valilikler,Belediyeler, Kalkınma Ajansları, 1000'e yakın Kooperatif, Tarım Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak yapılacak olan Bu proje Türkiye'nin Gastronomi alanındaki en büyük çalışması olma özelliğine sahiptir..
Tarımda Ar-Ge konulu Çalıştaya da bu projeler aktarılmış, proje ortaklarına yapılacak çalışmalar ile ilgili Federasyonumuz adına tam destek verilmiştir. Türkiye'nin milli ve manevi değerlerine olan inancımız,kararlılığımız ile ifade edilmiştir.
Titiz Agro Group / Yurt dışı Operasyonu - Pazarlama Satış Sorumlusu Buğra URBAY: Tohum, her şeyin başlangıcı. Maliyet arttıracak faktörler (gübre, ilaç her türlü üretim faktörü) Seranın örtüsünden tutun da akaryakıta kadar bunları sağlayabiliriz. Normal bir Ar-Ge de gerekli olan ve üretim girdisi ne ise bunlar bizi de doğrudan etkilemekte. Tabii bunların içerisinde kalite faktörleri çok önemli. Aslında şöyle bir durum var; sonuçta biz domates vs tohumları serada açık alanda üretiyoruz şimdi tabi otellerin olsun marketlerin olsun herkesin istekleri çok farklı. Kışın sebze olsun yeterdi, ihtiyaç karşılansın amaç buydu, şimdi bu çok daha farklı kullanılmakta. Bu yüzden nihai tüketiciye gittiği zaman market olur, oteller olur bunların birlikte isteklerini biz eğer olgunlaştırabilirsek biz de kendi Ar-Ge mizi kendi çalışmalarımızı ona göre yönlendirebiliriz. Örneğin dünya da ve yahutta tüketicilerde talep edilen bir ürün tipi Avrupada trend oluyor, Biz diyoruz ki aaa bu da olmuş. Bu da olmuş dediğimizde zaten onlar bizden 3-4 kademe ön plana gitmiş oluyor. Biz bunlarla ilgili daha çok etkileşim, değişiklik içerisinde olursak, belki bizde Dünya pazarını domine edebiliriz, yönlendirebiliriz. Neden olmasın. Türk tipi domates, Türk tipi karpuz vs. Bizim bu trendleri takip edebilmemiz kısıtlı oluyor. Biz anca Fuarlarda gidebiliyoruz. Benim ricam, bu trendlerin bizlerin tarafına daha önceden belirtilmesi.