Ankaradaki Tıp Fakültesi öğrencisinin ölüm nedeni olarak arı sokması düşünülünce akıllara arı alerjisi ölüme neden olabilir mi geliyor. Arı sokmaları genellikle soktuğu yerde biraz şişliğe neden olurken bazen de çok ciddi, alerjik şok olarak tanımladığım
Arı sokmasına bağlı genellikle arının soktuğu yerde küçük bir şişlik, kızarıklık, yanma ve kaşıntı olur. Bu reaksiyonlar genellikle birkaç saat ile birkaç gün içinde, bazı önlemler alarak veya kendiliğinden düzelir. Bazen de arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon görülebilmektedir.
Böcek sokmalarına bağlı alerjik reaksiyon gelişebilir. Arı sokmasına bağlı sokma yerinde şişlik 10 cmden büyük olduğu zaman büyük bir reaksiyon gelişmiş demektir. Arı sokmasına bağlı alerji, sokma bölgesinin etrafında şişme ile başlar ve bu şişlik birkaç saat içinde olur, bir ile iki gün boyunca şişlikte artış olur ve daha sonra üç ile on gün içinde düzelme görülür. Büyük şişlikler her 4 kişiden birinde görülebilir. Büyük şişlik olması arı alerjisin ciddi alerjik reaksiyon olduğu anlamına gelmez ve daha sonra da ciddi alerjik reaksiyon olacağı anlamına gelmez. Arı sokmasına bağlı bazen ciddi alerjik reaksiyonlar bazen ölüme neden olabilmektedir.
Arı sokmasına bağlı ciddi alerjik reaksiyonlar iki tiptir. Birinci tip sadece ciltte görülen, ikinci tip ise nefes sıkışıklığı tansiyonda düşme şeklinde görülen alerjik belirtilerdir. Cildi etkileyen alerjik reaksiyonlarda vücudumuzda yaygın kurdeşen, şişlik, kaşıntı ve kızarıklık olur. Çocuklarda görülen ciddi alerjik reaksiyonlar genelde bu şekilde olur. Yetişkinlerde ise bu şekilde olmaz.
Yetişkinlerde arı sokmasına bağlı ciddi reaksiyon geliştiği zaman sadece ciltte belirti olmaz. Ciltte yaygın kurdeşen, şişlik olmasıyla birlikte, öksürük, hırıltı, nefes darlığı, boğaz sıkışması, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve tansiyonda düşme, nabızda hızlanma belirtileri görülebilmektedir. Alerjik şok gelişen beş kişiden birinde ciltte alerjik belirtiler görülmez. Sonuç olarak çocuklarda arı sokmasına bağlı ciddi alerjik reaksiyonlar ciltte görülürken yetişkinlerde, tansiyonda düşme, nabızda hızlanma, nefes sıkışması gibi belirtiler görülür.
Ciddi alerjik reaksiyonlar yetişkinlerde, çocuklardan daha sık görülmektedir. Yetişkinlerin her 15inden birinde çocukların ise her 30undan birinde ciddi alerjik reaksiyon görülmektedir. Ciddi alerjik reaksiyonlar, arı sokmasından hemen sonra dakikalar içinde ortaya çıkmaktadır.
Her 4 kişiden üçünde arıya karşı alerjik reaksiyon 20 dakika içinde gelişir. %90ı ilk 40 dakikada gelişir. Bazen böcek sokmasından 5 saat sonra bile ciddi alerjik reaksiyon gelişebilmektedir. Aynı anda birden fazla sokma varsa veya 2 aydan az bir süre gibi kısa bir süre içinde tekrarlanan sokmalar varsa daha ciddi reaksiyonlar meydana gelebilir. Genel olarak arı sokmasından sonra alerjik reaksiyonlar arı sokmasından sonra ne kadar hızlı gelişirse alerjik reaksiyonun ciddiyeti de o kadar büyük olur. Tüm ölümcül reaksiyonların yarısı, önceden arı alerjisi olmayan kişilerde görülmektedir.
Arı sokmasına bağlı sadece ciltte alerjik reaksiyon belirtisi görülmüşse ilerde ciddi alerjik reaksiyon gelişme riski düşüktür. Sadece ciltte alerjik reaksiyon gelişenlerden 10 kişiden birinde ilerde kalbi ve solunumu etkileyen reaksiyon gelişme riski vardır. Arı sokmasına bağlı bir kez tansiyonda düşme ve nefes sıkışması gelişmişse daha sonra arı sokmasına bağlı yine ciddi alerjik reaksiyon gelişme riski ortalama yüzde ellidir. Arı sokmasına bağlı 10 cmden büyük şişliği olan 10 kişiden birinde ciddi alerjik reaksiyon gelişir. Böcek sokmasına bağlı ciddi bir reaksiyon riski olanlarda kandan bazı tahliller ile ciddi alerjik reaksiyon riski değerlendirilmektedir. Tüm ölümcül reaksiyonların yarısının, arı sokmasına önceden tepki öyküsü olmayan kişilerde görüldüğünün de bilinmesinde fayda vardır.
Sonuç olarak arı alerjisine karşı ciddi reaksiyon riski olanlar:
-Böcek sokmalarına ciddi reaksiyon geçirenler veya neredeyse ölümcül reaksiyon geçirenler,
-Alerji aşısı sırasında arı sokmasına bağlı alerjik şok geçirenler,
-Şiddetli bal arısı alerjisi olanlar,
-Mastositoz hastalığı olanlar
-Kontrolsüz astım hastalığı gibi tıbbi sorunları olanlarda ciddi reaksiyon riski yüksektir.
En büyük endişelerden biri, ölümcül arı sokması reaksiyonlarının %50sinin ilk reaksiyonla ortaya çıkması ve bu nedenle, yalnızca reaksiyon geçmişi olanların mevcut test ve tedaviler ile önlenemeyeceğidir.
Arı sokması olanlarda arı alerjisi belirtileri dikkatlice sorgulanmalıdır. Belirtiler varsa alerji testleri teşhiste yardımcı olmaktadır. Böceğin soktuğu ortam ve mümkünse böceğin görsel olarak tanımlanması ve böceğin deride gömülü bir iğne bırakıp bırakmadığı da teşhis için bize önemli bilgi sağlar. Böcek sokması sonrası belirtilerin hızlı gelişip gelişmediği de sorgulanmalıdır. Cilt belirtilerinin varlığı ve/veya yokluğu ve hastanın oturması veya uzanması gerekip gerekmediği gibi bilgiler sorgulanmalıdır. Daha önceki sokmaların ve/veya ciddi alerji ataklarının öyküsü de değerlendirilmelidir.
Astım hastalığının olup olmaması çok önemlidir. Özellikle astım kontrolü kötü olanlarda daha şiddetli alerjik şok için bir risk faktörüdür. Astım dışında diğer alerjik hastalıkların da gözden geçirilmesi gerekmektedir. Tüm ilaçlar, özellikle kullanılan tansiyon ilacı olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bazı tansiyon ilaçları alerjik reaksiyonun daha ciddi olmasına neden olabilmektedir.
Böcek alerjilerinde, alerji testlerinin sadece böcek sokması sonrası alerjik şok gelişenlerde yapılması gerekir. Çünkü ciddi alerjik reaksiyon riski arı sokmasına bağlı sadece ciltte görülen ciddi reaksiyon ve büyük şişlik olanlarda düşüktür. Bu nedenle bu durumlarda alerji testi yapılması şart değildir. Alerji testi, arıya bağlı ciddi alerji gelişmeyen hastalarda tarama testi için de gerekli değildir. Arıya bağlı alerji gelişmemesine rağmen alerji testlerinde arı hassasiyeti sıklıkla vardır.
Her beş kişiden birinde alerji testlerinde arıya karşı hassasiyet mevcuttur. Bunların sadece on kişiden birinde gelecekte arıya bağlı alerjik reaksiyon riski vardır. Ailede arı alerjisi olan birisi var diye arı alerjisi için test yapmaya gerek yoktur. Genellikle kalıtsal değildir ve belirti vermeyen duyarlılaşma mümkündür.
Arıya bağlı alerji testi, alerji olmadan yapılması gereken durum mastositozlu hastalarıdır. Bu hastalarda arı sokmaları, alerjik şokun en yaygın nedenidir ve reaksiyonlar ortaya çıkarsa daha şiddetli olur ve potansiyel olarak ölümcüldür. Mastositozlu hastalarda, daha önce reaksiyon öyküsü olmasa bile böcek sokması olanlarda test gereklidir.
Teşhiste deri testi ve kan testleri kullanılmaktadır. Bununla birlikte, kan testi hassasiyeti, deri testinden daha düşüktür. Madx Mat moleküler alerji testi ile çapraz reaksiyon ve gerçek alerjiler ortaya çıkabilmektedir.
Arı alerjisi için herkes alerji testi yaptırmalı mı?
Hayır. Çünkü her 5 kişiden birinde zaten arıya karşı alerji testinde hassasiyet vardır. Bu hassasiyet, alerjiye ve ciddi reaksiyona neden olmaz. Ölümcül reaksiyonların yarısında da daha önceden arı sokması olmayan kişilerde görülmektedir. Sonuç olarak şikayeti olmayan birinin arıya alerjim var mı diye test yaptırmasına gerek yoktur.
Arı sokmasında büyük bir şişlik gelişmişse antihistaminikler, ağrı kesiciler ve soğuk kompresler yapılabilir. Şişlik çok büyükse, baş ve boyun gibi belirli bölgelerde gelişmişse kortizon tedavisi düşünülebilir. Antibiyotikler gerekli değildir.
Arının soktuğu yer dışındaki yerlerde cilt reaksiyonu varsa antihistaminikler gibi semptomatik önlemler gerektirir. Kortizon tedavisine genelde ihtiyaç olmaz.
Alerjik şok gelişmişse ilk olarak kas içi adrenalin tedavisi uygulanır. Daha sonra ambulans çağrılır ve en az 4 ila 6 saat gözlem yapılır. Tedavide pozisyon önemlidir. Çünkü ayakta müdahale edilenlerde alerjik şok nedeniyle ölüm riski artmaktadır. Alerjik şokta antihistaminikler, nefes açıcı tedaviler, damardan serum tedavisi ve oksijen tedavisi gerekebilir.
Acil serviste gözlem en az 4 ila 6 saat olmalıdır. Acil servisten taburcu olmadan önce, alerjik şok reaksiyonu olan hastalara kendiliğinden enjekte edilebilir adrenalin reçete edilmelidir.
Arı alerjisinde sadece alerjik şok geçirenlerde adrenalin acil iğnesi taşımak gerekir. Bazen arı alerjisi olan kişi ve doktorun birlikte karar vermesi gerekebilir. Böcek sokması hastalarına önceki sokma reaksiyonun ciddiyetine bağlı olarak bir adrenalin oto enjektörü, antihistaminikler ve kortizondan oluşan bir acil durum kiti taşımaları önerilebilir.
Arı sokmasına karşı alerjisi olanların kaçınma önlemleri alması gerekir, bunlar:
-Dışarıda çıplak ayakla yürümekten kaçınmak,
-Uzun süre dışarıda iken kol/bacakları örtmek,
-Açık havadaki çöp kutuları gibi açık yiyeceklerden uzak durmak,
-Açık havada yemek yemekten/içmekten mümkün olduğunca kaçınmaktır.
-Böcek uzaklaştırıcılar böceklerin sokmalarını önlemez, ancak böcek öldürücüler etkili olabilir.
-Arı alerjisi olduğunu gösteren künye, kolye veya kimlik kartı gibi bir belirteç kullanılabilir. -Arı sokmasına bağlı alerjik şok geçiren kişilere alerji testi yapılması ve alerji aşısı gerekli olup olmadığını gözden geçirmek için bir alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. -Alerjik şok durumunda yapılması gereken acil eylem planı düzenlenmelidir.
Arı alerjisi varsa kendi kendine düzelmez. Arı alerjisi alerji uzmanlarınca alerjinin ciddiyeti, aşı gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. Aşı tedavisi ile düzelme şansı yüksektir
Arıya karşı aşı tedavisi, bal arısında ortalama %80, yaban arılarına %95 etkilidir. Aşı tedavisi ile alerjik şok riski %70den, yaklaşık %2 oranına düşmektedir. Bu oranlar tek arı sokmasına karşı oranlardır. Fazla sayıda ve aynı anda arı sokmasının riski fazla olabilir. Aşı tedavisi genelde 2 ile 5 arı sokmasına karşı etkinlik göstermektedir. Bu nedenle arı alerjisine bağlı alerjik şok geçirenlere arıya karşı alerji aşısı yapılması faydalı olacaktır
Alerji aşısı arı sokmasıyla alerjik şok gelişmiş olanlarda ilerde yeniden böyle reaksiyon gelişmesini önlediği için etkili bir tedavi yöntemidir.
-Arıya bağlı alerji aşısının, alerjik şok geçirenlerde alerji testleri ile sorumlu arı zehrine karşı hassasiyetin tespit edilen çocuk ve yetişkinlerde yapılması gereklidir.
-Ayrıca sadece cilt belirtileri olmasına rağmen yeniden böcek sokmasına maruz kalma ihtimali yüksek olan veya yaşam kalitesinde bozulma riski olan yetişkinler için de düşünülebilir.
Sonuç olarak alerji aşısı:
-Alerji testlerinde arıya karşı alerji saptanmış, alerjik şok gelişen çocuk ve yetişkinlerde, -Böcek sokmasına cilt reaksiyonu olmasına rağmen yaşam kalitesi bozulan yetişkin hastalarda önerilebilir.
-Arı sokmasına bağlı tekrarlayan büyük şişlikler reaksiyonlar oluyorsa, reaksiyonların boyutunu ve süresini azaltmak için alerji aşısı önerilebilir.
Ölümcül sokma reaksiyonlarının %50sinin ilk reaksiyonla ortaya çıktığını da göz önünde bulundurduğumuzda aşı kararına hastanın isteği, psikolojisi ve riskleri birlikte değerlendirilerek karar verilmesi, daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Arı alerjisinin etkili olması isteniyorsa doğru aşı seçimi yapılması önemlidir. Arı alerjisinde birden fazla böceğe alerji görülme oranı yüksektir. Bunun nedeni çapraz reaksiyona bağlı olabilir. Moleküler alerji testi ile gerçek alerjiler çapraz reaksiyon ile ayrılabilir. Bu nedenle arı alerjisinde gerektiğinde madx mat moleküler alerji testine göre alerji aşısı planlanması faydalı olacaktır. Çünkü Madx Mat moleküler alerji testi alerji uzmanlarınca analiz edilip yorumlanması yapıldığı için daha doğru bir test seçimi olabilir. Bazen iki arı türüne de alerji aşısı gelişebilmektedir.
Arıya karşı alerji aşısı 5 yaşından sonra başlanır. Ancak beş yaş altındaki çocuklarda aşı tedavisi düşünülebilir. Özellikle şiddetli böcek sokması reaksiyonları durumunda ve çocuğun uyum gösterme olasılığı yüksek olduğunda düşünülmelidir.
Cilt altına enjeksiyon şeklinde yapılır. Öncelikle ilk 6 ay haftada bir aşı uygulanıp daha sonra aralar açılarak tedavinin 12. ayından sonra ayda bir tedavi yapılır. Arıya karşı alerji aşısı 1 yıldan sonra 2 ile 5 arı sokmasına karşı etkili olmaktadır. Daha fazla arı sokması riski olan arıcılarda daha yüksek dozda aşı tedavisi yapılabilir. Çocuklarda aşı tedavisi yetişkinlere göre daha düşük dozda yapılmaktadır.
İkinci yıldan sonra 6 haftada bir ve üçüncü yıldan sonra 8 haftada bir verilmesi tavsiye edilir. Beş yıldan daha uzun kullanımlarda 3 ayda bir uygulanması önerilir ve herhangi bir yan etkiye ve etkide azalmaya neden olmamıştır.
Arıya bağlı alerji aşısının uzun süreli etkisi olması için en az 5 yıl süre uygulanması gerektiği bildirilmiştir. Çocuklarda 3 yıl sürenin yeterli olduğu bildirilmiştir. Alerji aşısının yapılmasının bitirilmesine arı alerjisi olan hastaya göre karar verilmelidir.
Arıya bağlı alerjide alerji aşısını kesmek için, testlerde alerjinin önemsiz seviyelere düşmesi veya cilt testinin negatif olması kriter olarak değerlendirilebilir. Ancak bu durum 5 yıldan az bir sürede çok seyrek görülür.
Arı işiyle uğraşan ve arı sokmasına bağlı ciddi alerjik reaksiyon gelişmişse mesleği bırakmak doğru bir yaklaşım olacaktır. Mesleğini bırakmak istemeyenlerin mutlaka arı sokmasına karşı sıkı önlemler almanın yanında mutlaka alerji aşısı yaptırması gerekir. Arı tedavisinin ilk 6 ayında işine ara verilmesi daha uygun olur. Çünki aşı tedavisinde belirli bir doza ulaşıncaya kadar risk yüksektir. Mutlaka yanlarında acil iğnesi bulundurmalı, antihistaminik, ağrı kesiciden oluşan acil yardım kitini yanlarında taşımalıdır. Arı işiyle uğraşan ve arıya alerjisi olanların daha yüksek dozda aşı olması ve ömür boyu aşı tedavisini sürdürmesi gerekir.