İnsanlık var olduğundan beri yeryüzünde zulmü ile abad olmaya çalışan insanlar varlığını hep korumuştur. Kıyamete kadarda bu insanlar varlığını sürdürecektir. Bunların bir kısmı gelecek nesillere örnek olsun diye kuranı kerimde anlatılmıştır. Zulmü ile nam salmış kişilerin başında ise firavun gelir. Bunun için olsa gerek ki diğer zalimlere göre, kuranda firavun ve İsrailoğulları ilişkisine daha çok değinilir.
Bu kıssada dikkatimizi çeken en önemli meselelerden biri zulüm gören o günkü Müslüman kitle olan israiloğulların içinde bulundukları zillet halidir. Asıl sorulması gereken sorulardan biriside tükürseler boğabilecekleri bir insan ve topluluğu, nasıl oluyorsa milyonlarca insana zulüm edebiliyordu?
Geçenlerde sosyal medyada gelen sansürden dolayı bir kısım insanlar veryansın ediyorlardı. Veryansın etmelerinin sebebi neymiş efendim: Filistin’e ve Müslümanlara yapılan zulmün sosyal mecrada paylaşılmasına sansür uygulamışlar. Bundan dolayı da: Vay efendim nasıl olurda siz Müslümanların acılarını paylaşmasına engel olursunuz, haberleşme özgürlüğüne engel olunuyor gibi okkalı laflar eşliğinde veryansın ediyorlardı. Bir Allahın kulu da çıkıp da: sizin/bizim firavunun zulmüne katkıda bulunan israiloğulları gibi bugün de bizim veryansın etmeye hakkınız yok demedi ve diyemiyorlar da.
Dün kardeşlerine yapılan zulme, eziyete bazı insanlar soğan sarımsak yemek için ses çıkaramıyordu/çıkarmıyordu. Çünkü: dün soğan, sarımsak Firavunun tekelinde idi. Bugünde sosyal medya birilerinin tekelinde. Dün İsrailoğulları nasıl soğan sarımsağın bağımlısıydıysa, bugünde bizler sosyal medyanın bağımlısıyız. Tabiri caizse sosyal medya yaşam emziğimiz. Bunu bilen kurucuları özellikle ücretsiz olarak bu platformları bizim hizmetimize verdiler. Nefsimize hoş gelen yapıları/içerikleri ile bizi alıştırdılar ve sosyal medyaya bağımlı hale geldik. Bir çocuğun yalancı memeye bağımlılığı gibi bizlerde sosyal medyaya bağımlı hale geldik. Emziği elinden alınan bir çocuk nasıl feryadı figan ediyorsa, sosyal platformlar kapanınca bizde emziği elinden alınan çocuk gibi feryadı figan ettik. Bundan dolayı asıl mesele (samimi insanları tenzih ederek) ne Filistin ne Gazze. Asıl mesele emzik meselesi. Yoksa siz hala anlamadınız mı?
Çünkü üç yüz günü aşkındır tüm sanal ortamlarda milyarlarca paylaşım yaptık da ne oldu ki? Sizi duyanda sanacak ki sanal ortamda yaptığınız milyarlarca paylaşım sonucu savaş ve zulüm durmuştu da siz birkaç gün sosyal medyada paylaşım yap(a)mayınca savaş yeniden başladı. Tüm bu feryadı figanlardan sonra sosyal medyadan sansür kalktı da ne oldu? Ne değişti? Hala Müslümanlar eziyet görüyor ve katliama son sürat devam ediyor. O zaman bu canhıraş feryat haykırış niyeydi? Kim ne derse desin bence asıl mesele sosyal medya emziğimizin elimizden alınmasıydı. Öyle olduğunu kendimize itiraf etmekten korktuğumuz için Filistin, Gazze kalkanını kullanıyoruz.
Dün soğan sarımsak uğruna İsrailoğulları yapılan zulme sessiz kalmanın yanında yaptıkları işçilik ile firavunun saltanatını bile bile devam ettiriyorlardı. Bugünde bizler bedava olarak bize sunulan sosyal medya programları sayesinde başta Filistin olmak üzere Müslümanlara zulmeden bu insanlara katkıda bulunuyoruz. Bu insanlar senin benim sırtımdan güçlerine güç katıyor. İsrailoğulları’nın Firavuna verdiği sayısal destek gibi bizlerde bu insanlara sağladığımız sayısal kullanım desteğiyle yaptıkları ve yapacakları zulümlere ortak oluyoruz. Onlarda bizden aldığı gücü yine bize kullanıyor ve bu güç sayesinde istedikleri gibi at oynatıyorlar. Gerçekten Müslümanlara yapılan zulümden muzdarip olan birileri varsa hodri meydan: telefonlarınızdan/telefonlarımızdan bu uygulamaları silelim.Yok, silmemek için: İşimdi, aşımdı eşimdi, dostumdu gibi onlarca mazeret üreteceksek, emziğimizi korumak adına, bari Filistin’i ve Gazze’yi meze malzemesi yapmayalım.