AYETLERİ ALGILAMADA HADİS ALGISININ (KADININ YARATILIŞINA ve KADINA BAKIŞ DÜŞÜNCESİNE) ETKİSİ-2

  • imsa

   Bu haftada köşe konuğumuz olan on dokuz mayıs üniversitesi ilahiyat fakültesi arşiv görevlisi Salih KESKİN’in ayetleri algılamada hadis algısının etkisi makalesinin ikinci bölümünü paylaşmaya devam ediyoruz.

Çalışmamızda Nisâ sûresi 1. âyetiifadesinin anlaşılması üzerinde duracağız. Ayetteki bu ifadeler kimi meal-tefsir çalışmalarında “ Hz. Adem’in yaratılışı ve ardından Hz. Havva’nın Hz. Adem’den yaratılması” şeklinde anlaşılırken, kimi meal-tefsir çalışmalarında ise “ Hz. Adem ile Hz. Havva’nın aynı özden yaratıldıkları” şeklinde anlaşılmıştır.

   Meallerde de görüldüğü üzere, âyet çevirilerinin farklılaştığı nokta, “ nefs” kavramının nasıl anlaşılacağı ve buna bağlı olarak da “ minha” ifadesinin nasıl anlamlandırılacağı hususundaki kanaat farklılığı olmuştur. “Nefs”‘in kişi,nefis, can, canlı, can özü ve cevher olarak anlamlandırıldığını gördüğümüz meallerde bu anlam çeşitliliğinin arkasındaki temel sebebin “ nefs”e verilen anlama göre insanın eşinin yaratılışına dair kanaatlerin değişecek olmasıdır.

   “ Nefs” kişi anlamıyla kullanılacak olursa bu Hz. Adem olarak algılanacak veeşinin “ondan”/“ minha” yaratılmış olduğu ortaya çıkacak, eğer “ nefs” cevher,can özü anlamında algılanacak olursa “ nefs” hem Hz. Adem’in hem de eşinin ayrı ayrı yaratıldığı ortak kaynak olarak algılanacaktır. Meallerde bu hususta yer alan kanaat farklılığı aynı şekilde tefsirlere de yansımış ve âyetin anlaşılmasıyla ilgili çok farklı kanaatler ortaya çıkmıştır

   Klasik ve modern dönem tefsirlerimizi incelediğimizde meal çalışmalarında olduğu gibi âyetin anlaşılmasında iki farklı yaklaşıma şahit olmaktayız. Âyetler üzerindeki bu anlam farklılığının ise rivayetlere dayanarak şekillendirildiğine, Taberî’nin(v. 310/923)22, Kurtubî’nin(v. 649/1252)23, Nesefî’nin (v. 537/1142)24, Fahreddin Râzi’nin(v. 606/1209) tefsirlerini incelediğimizde görmekteyiz. Mezkûr tefsir çalışmalarında Nisâ sûresinin 1. âyeti açıklanırken âyet-i kerime’de açık bir beyan olmamasına rağmen “ nefs” kelimesine “Hz. Âdem”, ve konuyla ilgili rivayetlerden yola çıkarak “ minha” ifadesine de “Hz. Âdem’in kaburga kemiği” anlamı verilmektedir. Son dönem çalışmalarından Muhammed Hamdi Yazır’ın tefsirinde de bu yaklaşım kendini göstermektedir. Şöyle ki Yazır, çalışmamıza konu olan âyeti açıklarken şu ifadeleri kullanmaktadır:

   Bu bir kişiden maksat, Hz. Âdem, eşinden maksat da Hz . Havva olduğunda fikir ve görüş birliği vardır. Hz. Âdem “Şüphesiz Allah Âdem’i seçerek üstün kıldı” (Âli İmran, 3/33). Ve “Allah Âdem’i topraktan yarattı. Sonra ona ‘ol’ dedi ve o da oluverdi” (Âli İmran, 3/59) âyetlerinden anlaşıldığı üzere, topraktan seçilerek yaratılmıştır. Hz . Havva da, Âdem’in kendisinden ayrılarak

yaratılmıştır. Bu mânâ hadislerde “Havva, Âdem’in bir kaburga kemiğinden yaratıldı” diye nakledilmiştir ki bir yarılma mânâsına gelir. bu mânâ eşlik ilişkisinin temeli demektir.

   Yine ülkemizde birçok evde bulunan asrımızın ilim adamlarından Vehbe Zuhaylî’nin tefsirine baktığımızda da benzeri bir yaklaşıma şahit olmaktayız. Zuhaylî, “İlim adamlarının cumhurunun görüşüne göre tek bir candan kasıt, insanlığın babası olan Âdem (a.s.)’dir, Eşinden kasıt da Havva’dır. Havva, Hz. Âdem’in sol kaburga kemiğinden uykuda bulunduğu sırada yaratılmıştır. Hz. Âdem uyanıp da Havva’yı gördüğünde onu beğenmiş ve karşılıklı birbirlerine yakınlık duymuşlardı.

   Buna delil ise Buharî ile Müslim’de yer alan sahih hadistir” ifadeleriyle rivayet üzerindeki algının âyeti anlamlandırmada ne kadar etkin bir rol oynadığını bizlere göstermektedir.Rivayetleri zâhiri olarak algılamayan müfessirler ise kaburga kemiğinden yaratılışı ifade eden rivayetlerin mecazi anlam ifade ettiğini kabul etmişler, buna bağlı olarak da “ nefs” kavramını “Hz. Âdem’in ve Hz . Havva’nın yaratıldığıortak öz” olarak değerlendirmişlerdir. Bu yaklaşıma örnek olarak da Diyanetİşleri Başkanlığınca yayınlanan Kur’an Yolu isimli meal-tefsir çalışmasını zikredebiliriz.

   Bu çalışmada konu ile ilgili âyet şu şekilde açıklanmıştır: Ayette önce “sizi bir tek nefisten yaratan” denilmiş, sonra da “ondan da eşini yaratan” buyrulmuştur. İnsanlardan her birinin babası ve anası bulunduğuna, her birey üreme kanunları çerçevesinde meydana geldiğine göre burada

“nefisten, ondan yaratan” sözünü “Onun bir parçasından” (mesela kaburgasından) şeklinde değil “onun özünden, ona benzer (misli) olan asıldan ve kökten (buradaki ifadeye göre nefisten) yaratan” şeklinde anlamak gerekir.

   Yukarıda da görüldüğü üzere tefsirlerde de âyeti anlama hususunda iki farklı yaklaşıma şahit olmaktayız. “ Nefs”’i kişi anlamıyla anlamlandıran müfessirler bunu Hz . Havva’nın, Hz Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığını ifade eden rivayetlerle delillendirmekte, bu rivayetler ışığında âyetteki “ minha” lafzının Hz. Adem’e (kaburga kemiğine) atfını kabul etmektedirler. Burada Hz .

Havva’nın yaratılışını konu eden rivayetlerin âyeti anlama üzerinde ne kadar belirgin bir şekilde etkili olduğunu görmekteyiz. Bu durum ise bizi mezkur rivayetleri incelemeye ve Hz. Peygamber’in sözlerindeki maksadı anlamaya sevk etmektedir. Bu minvalde araştırmamıza konu olan rivayetlerin Kütüb-i Tis’a kaynaklarında hangi varyantları ile nasıl yer aldığını(yazının son bölümünde(18/02/22) inceleyeceğiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.