Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonla mücadelede beklenti yönetiminin önemine vurgu yapan Bahar, enflasyonla güçlü şekilde mücadele edileceğine dair tüm kesimleri ikna eden, güven veren bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Başkan Bahar açıklamasında şunları kaydetti:
2022 Ekim enflasyonu bir önceki aya göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ’de %3,54, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE)’de %7,83 olarak açıklanmıştır. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında %85,51, yurt içi üretici fiyatlarında %157,69 olmuştur.
Aylık en fazla artış gıda ve giyimde
TÜFE’de grup bazında en yüksek aylık artış %8,34 ile “giyim ve ayakkabı” ve %5,09 ile “gıda” gruplarında gerçekleşmiştir. Açıklanan veriler, düşük gelir grubu için nispeten daha önemli olan gıda, giyim gibi kalemlerde aylık enflasyonun daha güçlü hissedildiğini göstermektedir. Ekim ayında, endekste kapsanan 144 mal ve hizmet kaleminin 127’sinde artış yaşanırken yalnızca 13 başlıkta düşüş görülmüştür. Ekim ayında en yüksek artış gösteren ürün %26,23 ile sebze olurken bu ürünü %12,72 ile makarna çeşitleri ve %12,38 ile kadın giyim izlemiştir. En fazla düşüş ise %19,42 ile evcil hayvanlar ve bununla ilgili diğer ürünlerde olurken, bunu %4,21 ile kişisel bakımda kullanılan elektrikli aletler ve %2,90 ile karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı izlemiştir.
Enerji krizinin fırsat olabilmesi için maliyetleri düşürecek destekler gerekiyor
Üretici fiyatlarında aylık artış %7,83 olurken yıllık artış %157,69 ile tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Özellikle elektrik, gaz ve enerji gruplarında yaşanan yüksek artışlar, endeksin zirve yapmasına en fazla katkı sağlayan sektörler olmuştur. Aylık bazda elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme grubunda %32,55, enerji grubunda %26,50, giyimde %6,47, içeceklerde %5,59, gibi yüksek fiyat artışları görülmektedir. Avrupa’da başlayan enerji krizinin ülkemize yatırım ve ihracat açısından yeni fırsatlar sunabilmesi için maliyetleri düşürecek sektörel desteklerin hızlandırılması önem arz etmektedir.
Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,49, imalatta %3,19, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %32,55 ve su temininde %2,80 artış olarak gerçekleşmiştir.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %2,38, dayanıklı tüketim malında %2,29, dayanıksız tüketim malında %4,30, enerjide %26,50 ve sermaye malında %3,10 artış olarak gerçekleşmiştir.
Terzi işi kredi ihtiyacı
Mevcut politikalar bize ekonomi yönetiminin enflasyon pahasına büyüme tercihinde bulunduğunu gösteriyor. Bu tercihin kısa vadede etkileri ekonomide canlılık yönünde olabilir. Ancak enflasyonun gelir dağılımını olumsuz etkilediğini, belirsizliği ve verimsizliği artırdığını, maliyet artışını fiyatlara yansıtamayan işletmelerin de işletme sermayelerini erittiğini biliyoruz. Bu yapının orta ve uzun vadede büyümeye olumsuz etkilerinin olması beklenir. Diğer taraftan böylesine enflasyonist bir ortamda bankaların da kredi musluklarını kısması üretim üzerinde baskı doluşturmaktadır. Nitekim sanayinin seyrine dair güçlü işaretler barındıran ISO PMI endeksindeki düşüş trendi sektördeki yavaşlamaya işaret etmektedir. Bu vesileyle verimli ve karlılık potansiyeli taşıyan üreticilere terzi işi kredi paketleriyle destek verilmesi gerektiği çağrımı da yinelemek istiyorum.
Enflasyon katılaşmasın
Enflasyonla mücadelenin ana unsurlarından birisi de beklenti yönetimidir. Enflasyonun daha da yükseleceğine dair beklentiler fiyat artış oranlarının katılaşmasına neden olur, fiyatlardaki artışı durdurmak zorlaşır. Öyle ki, özellikle üretici fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, enflasyonun gelecek dönem de sorun olmaya devam edeceğini beklentisini kuvvetlendirmektedir. Bu noktada ekonomi yönetiminin beklentileri düzeltecek, tüm kesimleri ikna edecek, güven veren bir yol haritası ile enflasyonla mücadeleyi öncelikli hale getirdiğine dair güçlü bir mesajı kamuoyu ile paylaşması gerektiğini düşünüyoruz.