Ülkemiz herkesin malumu olduğu üzere çok ama çok zor günlerden geçiyor.
Dünyada da durum aslına bakılırsa çok farklı değil
Pandemi derken bu kez ekonomik kriz kapımıza dayandı.
Dövizi durdurmaya kimsenin gücü yetmezken gizli develüasyon yaşandı.
Derken bu kez Rusyanın Ukraynayı işgali ortaya çıktı.
Savaş ortamını yani sisli havayı fırsat bilen sözde kurtlar ile meydanlara inmeye çalışıyor.
Savaş ortamının bahanesi ile birlikte petrolün varil fiyatı adeta kanatlanıp uçarken bir de baktık mazot 20 liranın üzerine çıkmış.
Neredeyse iki güne bir hatta her gece benzin ve mazota zam gelir oldu.
Daha önce petrol istaysonuna vardığımızda 50 liralık derken şimdilerde 100 liralık desek de sanki arabaya mazotu şırınga ile koyuyorlar.
Petrol istasyonundaki pompacının arabaya yaklaşması ile uzaklaşması neredeyse aynı anda oluyor.
Elinize anahtarı ve fişi tutuşturup parayı istiyor
Dünya az yakan araçlara ve hatta elektrikli araçlara yönelirken Türkiyede ise 1,6 ve üzeri motorlu araç sayısında hızlı bir artış yaşandı.
Ülke olarak toplu taşıma araçlarını kullanmayı öğrenemedik ne yazık ki!..
Toplu taşıma demişken yeri geldi diye söylüyorum daha dün gibi toplu taşımaya zam gelmiş ve 5,20 lira olmuştu.
Bugün yarın 6 lira 65 kuruş olması bekleniyor.
Toplu taşıma işi yapan esnaf da haklı.
Sonuçta koskoca otobüs su yakmıyor
Hergün gitmek zorunda olduğu bir kilometre var.
Mazotun litresi 20 lirayı geçmişken 5,20 liradan taşıma yapmak da hiç mi hiç akıl karı değil.
Araçların bir kısmının çalışmaması da çözüm değil.
Burada hem ulaşım esnafı hem de belediye zarar etmekte.
Sonuçta sadece mazot ile iş bitmiyor.
Bunun yedek parçası var bakımı var lastikleri var.
Var oğlu var yani
Üzerine şoför maaşını ekleyin bir de onun sigortasını ekleyin.
Bunların üzerine vergi ve muhasebe giderlerini ekleyin.
Şu anki tabloda bu işin içinden çıkmak hiç de kolay değil.
Belediyeler deseniz zaten ayrı bir konu.
Dövizin artışı ile birlikte döviz borcu olan belediyelerin borcu bilmem kaç katına çıkarken bir yandan da hizmet etmek!
Her ne kadar ulaşım konusu belediyenin bir şirketinde gibi görünse de sonuçta belediye ile bağlı ve sürekli zarar eden bir kurumu kimse istemez.
Bütçeler arasındaki geçiş ile bir süre zararı süspanse edebilirsiniz ama bu sadece geçici çözüm olur.
Rusya ve Ukrayna savaşı devam ettiği sürece ve petrolün varil fiyatının artmaya devam ettiği sürece sanırım benzin ve mazota daha çok zamg elecek.
O zaman da sanırım toplu taşıma ücretleri de böyle giderse 10 liraya bile dayanabilir.
Peki ya vatandaş!
Vatandaşı neden kimse düşünmüyor?
Toplu taşımada çözüm elektrikli bisikletler olabilir gibi görünüyor.
Yani yakın zamanda elektrikli bisiklet satışları patlayabilir.
Ama bu kez de sanırım onlara büyük büyük zamlar gelir.
Sonuçta arz talep meselesi ve gözünü para bürümüş kişilerin insafına kalınmış!..