Antalya Ticaret Borsası(ATB), hububat hasadı öncesinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini görüşmek üzere Hububat Sektörel Analiz Toplantısı düzenledi.
Antalya Ticaret Borsası(ATB), hububat hasadı öncesinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini görüşmek üzere Hububat Sektörel Analiz Toplantısı düzenledi. ATB Başkan Yardımcısı Halil Bülbülün başkanlığında online yapılan toplantıya, ATB 1. Meslek Komitesi üyeleri, sektör temsilcileri ve kurum temsilcileri katıldı.
ATB Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, her yıl hasat öncesi düzenledikleri hububat sektörel analiz toplantısını, bu yıl da geniş katılımla düzenlediklerini belirtirken, yeni sezonun bereketli geçmesini diledi. Bülbül, tarımda en büyük sorunun ölçek sorunu olduğunu vurgularken, Ölçek sorununu çözemediğimiz sürece tarımda sorunların üstesinden gelemeyiz dedi. Bülbül, katılımcılara katkıları nedeniyle teşekkür etti.
SULAMA FONU ÖNERİSİ
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Akar, Türkiyenin ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylerken, bunun buğdayda rekolte ve verimi etkileyeceğini kaydetti. Kuraklığın iç piyasada buğday fiyatlarını dalgalandıracağını kaydeden Akar, Yapılan araştırmalar bize kuraklık yıllarının gıda fiyatlarını ve enflasyonu tetiklediğini gösteriyor. Gıdanın, enflasyona etkisi yüzde 30larda. Bu nedenle önlemimizi almalıyız dedi. Türkiyede buğdayın yüzde 75inin kuru tarım alanlarında üretildiğine dikkat çeken Akar, Ülkemizde 2.5 milyon hektar sulanması gereken arazi var. Sulama yapabileceğimiz alanda buğday üretimi yapsak rekoltemiz yüzde 50 artar. Buğday sulanmaz diye önyargı var, bunu kırmalıyız. Gıda güvenliğini garanti altına almak için sulanabilir alanlara ihtiyacımız var. Bunun için sulama fonu oluşturmalıyız. Karar vericiler acilen bunu gündemine almalı diye konuştu.
OVALARDA HUBUBAT ÜRETELİM
Taner Akar, özellikle Akdeniz bölgesinde muz, zeytin, narenciye gibi ürünlerin dağların eteklerinde yetiştirilmesini, ovaların temel ihtiyaç olan hububat üretimine ayrılmasını gerektiğini vurgularken, Bu noktada destekleme politikalarını gözden geçirmeliyiz. Ovalarımız çok yıllık ağaçlar yerine soya, mısır, buğdayı gibi ürünlerin üretimine açılmalı dedi
BU YIL BUĞDAY FİYATI ÇOK KONUŞULACAK
Toprak Mahsulleri Ofisi eski Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, Koronavirüs döneminde 80 ülkenin kısıtlamadan, ihracat yasağına dış ticaret rejimine yönelik önlemler aldığını, 30 ülkenin ise tarım ve gıda ticaretiyle ilgili önlemler aldığını belirterek, kendi kedine yeter hale gelmenin önemini vurguladı. Bu yıl kuraklık nedeniyle buğday fiyatının çok konuşulacağını kaydeden Kemaloğlu, daha fazla ithalatın gündeme gelebileceğini söyledi.
ÜRETİMDE SIKINTI YOK GIDAYA ULAŞIM POLİTİKALARLA İLGİLİ
Buğdayda dünyada üretimle ilgili risk olmadığını, 790 milyon tona yakın üretim, 300 milyona yakın stok devri beklendiğini kaydeden Kemaloğlu, buna rağmen fiyatta yüzde 30un üzerinde artışın konuşulduğuna dikkat çekti. Kemaloğlu, hububatta fiyat artışının nedeninin ihracatçı ülkelerin kota gibi önlemlerle piyasayı etkilemesi olduğunu kaydetti. Buğdayın ihracatında 4 aktör ülke olduğunu belirten Kemaloğlu, Türkiyenin temel tarım ürünlerini ithal eden bir ülke olduğunu kaydetti.
İsmail Kemaloğlu, TLnin yüzde 30-50 arası değer kaybı ve kur artışının ithal maliyetini artırdığına dikkat çekerken, açıklanan hububat fiyatlarının dünya fiyatları ve ithal maliyetlerinin gerisinde olduğunu vurguladı. İsmail Kemaloğlu, Çiftçi desteklenmeli. Çiftçi olmazsa bunları bile konuşamayız. Girdinin maliyeti neyse çıktıya da bu fiyatlar yansır. Çiftçi sonuna kadar desteklenmeli ama bu sadece fiyat odaklı olmamalı diye konuştu.
TMO SATIŞ FİYATINI ACİLEN AÇIKLAMALI
Hububatın yem sanayi ve un sanayinin ana hammaddesi olduğunu belirten Kemaloğlu, TMOnun acilen satış fiyatını açıklaması gerektiğini söyledi. Kemaloğlu, Beklenti ve fiyatta dedikoduyu yönetmek lazım. Elinde mal olan satmıyor, alıcı kaçtan alacağını bilmiyor. Bu nedenle satış fiyatı acilen açıklanmalı dedi.
ÇİFTÇİ YÜKSEK GİRDİLERLE BAŞ EDEMİYOR
Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, girdi fiyatlarındaki yüksekliğe dikkat çekerken, üreticinin hububat üretiminden vazgeçmeye başladığını söyledi. Alp, Bütün arazileri ekelim, arazi boş kalmasın deniyor, 25 kg olan gübrenin fiyatı 400-5TL iken, 1 kg tarım ilacının fiyatı 2 bin 500 TL iken çiftçi nasıl üretim yapsın. Devlet bizi desteklerse biz üretiriz. Para kazanan çiftçi asgari ücrete dönüp bakmaz. Üretmezsek hangi parayla kaç gün ithalat yaparız varın siz düşünün diye konuştu.
Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, buğday kilogram fiyatının 2250 TL olarak açıklandığını belirtirken, Biz bu rakama sevinemeden arkasından mazota zam geldi. 1 yılda mazota ödediğimiz fark yüzde 32 arttı. Buğday üretiminde girdi fiyatları belliyken, üretici bu şartlarda üretim yapamaz. İthalata ödediğimiz paraları buğday üreticisine destek olarak versek çiftçi üretimine yönelir dedi. Metin, anız yakımı konusunda üreticileri uyarırken, Toprağa ve topraktaki canlıya zarar veren anız yakma işinden vazgeçelim dedi.
YAYLA BUĞDAYINDA VERİM KAYBI
BATEM uzmanı Ali Koç, Antalyada bu yıl buğday veriminde sahil kesiminde çok büyük verim kaybı olmayacağını ancak yayla kesiminde yağmurun yeterince yağmaması nedeniyle yüzde 20-60 arasında verim kaybı beklendiğini bildirdi. Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim Şube Müdürü Safinaz Arslan, bu yıl hububatta süne sıkıntısı olmadığını bildirirken, Genel anlamda hububatta hastalıklı bir dönem geçirmiyoruz dedi.
ERKEN HASAT BÜYÜK SORUN
ATB 1. Meslek Komitesi Üyesi Nuri Büyükselçuk, hububatta zor bir dönemden geçtiklerini belirterek, artan hububat fiyatlarının yem fiyatlarına dolayısıyla et ve süt fiyatlarına yansıdığına dikkat çekti. Büyükselçuk sanayici olarak üreticinin ürününü yüksek fiyattan satmasını istediklerini belirterek, Eğer çiftçi kazanamazsa, biz işleyecek ürün bulamayız. Devlet desteği şart dedi. 1. Komite Üyesi, Murat Köseoğlu bu yıl yaşanan saman sıkıntısı nedeniyle biçerdöverin buğdayı dipten hasat ettiğini bildirirken, buna önlem alınmasını istedi. Köseoğlu, erken hasadın da bu yıl buğdayda kalite kaybına neden olacağını söyledi. 1. Komite üyesi Ahmet Yılmaz, Elmalıda ciddi kuraklık yaşandığını belirterek, bunun buğdayda rekolte ve verim kaybına neden olduğunu ifade etti. 1. Komite üyesi Yusuf Sarıcalar da yaylada buğdayda yüzde 60a varan verim kaybı beklediklerini bildirdi. Sanayici Oğuz Kırtız, cari açığın olduğu, kur riskiyle karşı karşıya olunan bir dönemde ithalattan yana olmadıklarını söylerken, Sanayici olarak bizler yerli malı kullanmak istiyoruz. Bunun için üretici doğru ve zamanında desteklenmeli dedi.