CUMHURBAŞKANIMIZ ve GENÇLİK

  • SUR YAPIIIIIII

Sayın Cumhurbaşkanımızın gençlerle yaptığı sohbetin sosyal medyada beğenilmemesi konusu gündem oldu. İster organize edilerek bu olay şekillendirilmiş olsun isterse gençlerin kendi düşüncelerini yansıtan bir sonuç olsun bundan ders çıkarılmalıdır. İktidar partisinin genel başkanına hem de devlet başkanına gençlerin yaptığı bu hareket, 18 yıl boyunca gençlerle doğru frekansta ilgilenilmediğinin göstergesi olarak düşünülmelidir. Bu olayın anlaşılması için Sayın Cumhurbaşkanımızın sosyal medyadaki tepkiyle karşılaşması gerekmemekteydi. Çünkü en az 6 yıl önce AK partinin gençlerle özelliklede üniversite gençliğiyle il ve ilçe teşkilatları olarak ilgilenilmediğini, bu yüzdende gençliğin %15’inden ancak oy alabildiğini dile getirmiştim. İktidara yakın vakıflar ve STK’lar çalışma yapıyorlar ya diyebilirsiniz. Genellikle STK’lar, o illerdeki bazı gelecek hesabı yapan simsarlar tarafından ele geçirildiğinden milletin geleceğini düşünen nesil yetiştirmeleri mümkün olmuyor.

Neyse konuya kaldığım yerden devam edeyim. Bulunduğum yerdeki parti teşkilatlarına ben size gençlere yönelik projeler yapayım, ne ben nede dernek olarak bu çalışmaya dâhil olmayalım, hatta sonradan bile, bizi bu çalışmalarla ilintilendirilmeyecek şekilde siz teşkilat olarak bu projeleri kendiniz uygulayın diye teklif ettim. Abi çok güzel fikir dedikten sonra selam veren bile olmadı. Neden mi? Reis çalışıyor bizim çalışmamıza gerek yok diyen ve kendileri sadece mevzilerini sağlama almaya çalışan bu teşkilatlarla gelecek hesabı yapılamaz. Devletin her türlü imkânı elinde olan bir siyasi iktidar gençlerin ortaya koyduğu tepkiye karşı, nerede yanlış yapıyoruz diye şapkasını önüne alıp düşünmeli. Geç kalınmış sosyal medya düzenlemesinden tutunda gençlerin ufkunu, istikametini, inancını ve geleceğini bozacak bütün faaliyet ve akımların nereden gelirse gelsin önüne geçecek yasal düzenlemelerin zamanı gelmiş ve geçmiştir. Gençlerin tamamını kapsayacak, gelecek ideallerini verebildiğimiz, dışarıdan gelen yanlış telkinlere kulak asmayacak onurlu duruşa sahip bir gençlik yetiştirecek programların eksikliği ortadadır. Seçmeli derslerle veya bazı eğitim kurumlarının teşvikiyle toplumun % 10’unu geçmeyen uygulamalar iyide olsa toplumsal inkişafı sağlamaya yetmeyecektir.  

Ellerine fırsatı geçirdiklerinde hiçbir iş yapmayacaklarını bile bile 25 yıl sonra başka bir partiye yerel yönetimleri neden teslim ettiler acaba diye hala düşünüldüğünü hissettiren bir ibare görülmemektedir. Toplumun ahlakını hiçe sayan, inancının tersindeki icraatları normalmiş gibi yapabilen ve toplum tarafından bizden biri olarak düşünülen bir iktidar yerine zaten yanlış yapacakların o yanlışları yapmasını daha normal gördükleri için olabilir mi?

18 yıl boyunca AK parti iktidarının bilerek veya bilmeyerek üretmiş olduğu ve bu toplumun mütedeyyin insanlarını da rahatsız eden beyaz Müslümanlardır. Bu toplum beyaz Müslümanların gelecek düşüncesinin sadece kendi gelecekleri olduğunun farkına varmıştır. Toplum, inancıyla, idealiyle, gelecek tasavvuruyla kendi gibi düşündüğünü sandığı kimselerin yanlış yapmasına müsaade etmiyor artık, bunu anlayın. Halkın, çok az sayıda da olsa başka partilere oy vererek ya da sandığa gitmeyerek tepkisini gösterdiği açıktır. Diyeceksiniz ki diğer partiler daha iyi bir şey yapmayacaklar. Doğru söylüyorsunuz ama anlamadığınız konu, diğerlerinden doğru bir iş beklentisi içerisinde olduklarını sanıyorsanız siz toplumu yanlış okumuşsunuz demektir.  Bu halk kendi gibi düşündüğünü sandığı kimselerin, toplumun inancına, geleneğine ve geleceğine yanlış yapmasını istememektedir.

Zulme dönüşen aile yasalarından tutunda, çocuk icrasına kadar, evli gençlerin tecavüzcü olarak mahkûm edilmelerinden tutunda, gayri ahlaki eğilimlerin yasal dayanağını oluşturan uluslararası sözleşmelere kadar topluma ters olan işlerin, AK parti iktidarının yapmasını istemediği için toplumsal uyarı olarak algılanması lazımdır. Toplumun hissiyatını anlama yerine yapılanların ne kadar doğru olduğunu kendi kendinize söylemeye devam edebilirsiniz. Ama bu toplumun geleceğini düşünen idareci, bu toplumun mütedeyyin tabanının sesine kulak vermelidir. Toplumun ahlakını ve birlikteliğini bozan uluslararası sözleşmelerden vazgeçilse bile yıllardır uygulamalardan doğan özellikle okul kitaplarında yer alan CİNSİYETSİZ dilin temizlenmesi, insanın ERKEK ya da KADIN olmasını anormalleştiren fikriyatında kitaplardan çıkartılması ve evlilik kurumunu çökerten kanun ve uygulamalarında düzeltilmesi gerekir.

Geçmişte Padişahlar halkın nabzını tutmak için tebdili kıyafet yaparak halkın içine karışırlar ve birinci elden halkın nabzını tutarlarmış. Çünkü padişahım çok yaşa demekten başka işe yaramayan danışmanların toplumu yansıtmadığını bilirlermiş. Eh o zaman, bugün yeni bir yöntemle padişahım çok yaşa diyenlerin getirdiği haberlerin yerine güncel bir tebdili kıyafet yöntemi geliştirmek gerektiği ortadadır. Kalan azıcık ömrümüzde bu toplumun ve ümmetin geleceği adına daha çok doğru işler yapmamız nasip olsun.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.