Dizmin aklın değeri ve aklı kullanmanın önemi konusunda önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca Batı dünyasında peşin hükümlerin yıkılmasında, Yahudilik ve Hıristiyanlığın dışında kalan dinlere karşı daha makul bir tavrın yerleşmesinde faydalı bir hizmet gördüğü de inkâr edilemez. Bu olumlu etkilerine rağmen deizm, ateizmin yaygınlık kazanmasında son derece etkili olmuştur. Şöyle ki: Deistler dinin esrarengiz yönünü eleştirirken oldukça aşırılığa kaçmışlar, peygamberlik müesseseni dahi inkâr etmişlerdir. Kaldı ki, bir şeyin esrarengiz olması onun batıl Olduğu anlamına gelmez. Bilimin konusu olan evren dahi aslında esrarengizdir. Eğer esrarengiz olan her şey, akıl dışı olarak bir tarafa bırakılsaydı, bilimin ilerlemesi imkânsız olurdu. Deizmin en zayıf yanı, dini hayatın mahiyet ve fonksiyonuna ters düşen bazı anlayışlara bünyesinde yer vermiş olmasıdır.
Âlemle ve insanla ilişkisi olmayan bir Tanrı anlayışı, dini duygu ve düşünceyi tatmin edemez.
İman hayatında; dayanma, bağlanma, teslim olma, dua ve tövbe merkezi bir yer işgal eder. İnsan kendisiyle veya âlemle ilgilenmeyen bir Tanrıya nasıl ve niçin dua etsin? Böyle bir Tanrıya inanmak ne işe yarar? Dini, tamamen akli bir çerçeveye oturtan deistler, yukarıdaki sorulara yeterli cevap veremedikleri gibi, vahiy dâhil din için önemli olan birçok konuyu bir yana itmişlerdir. Bu da ateistlerin işine yaramış, deistin vahye dayalı dinlere yönelttiği tenkitleri, ateistler gayet rahatlıkla deizme karşı da yöneltmiş, böylece ateizmin yaygınlaşmasına sebep olmuşlardır.?
Bir kaç asırdan beri yeryüzünde deist, ateist ve nihilist düşünceler üzerin kurulmuş bir uygarlık hâkimdir. Bu dönemde tek yönlü olarak bilim ve teknoloji sürekli gelişme kaydetmesine rağmen insanlığın problemleri azalmamaktadır. Gereksiz üretim ve tüketim ile ekolojik dengenin bozulması, çevre sorunları, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, cinsel özgürlük vb düşüncelerle aile nizamının yıpratılması sonucu ortaya çıkan pek çok problemi n arka planında bu düşünceler vardır.
Muhammed Hamdi Yazır'ın ifade ettiğigibi Allah'ı inkar, yalnız ateizmden ibaret değil, bir olan Allah'a inanırız fakat peygamberliğe ve peygamberlere inanmayız diye peygamberliği inkar etmekle beraber Allah'ı birleme mezhebi demek olan "deizm"de de Allah'ı inkar vardır. Nitekim "Allah vardır ve birdir amma bize falan nimeti veren O değildir. Veya O bizim işimize müdahale etmez." demenin şirk ve inkârdan farkı olmayan bir tenakuz olduğu apaçık ortadadır. Bunların inkârlarında temel prensipleri 'Allah bir şey indirmemiştir' diye Allah'ın her şeyde görünen kudret ve yardımına karşı kafalarında kurdukları olumsuz bir taassuptan başka bir şey olmadığıdır. Corci Zeydan gibi nice Batılı filozof deneysel ilimlerde, düşündükleri gibi düşünmeyip nefislerinde 'Allah bir şey indirmemiştir ve indirmez, başka türlü düşünen hata eder' diye dalalete saplanmışlardır. Ne yazık ki Müslüman kimliği taşımasına rağmen kendi dininden habersiz olan bazı kişilerle Allah'ın dinini az bir menfaat karşılığında satan sözde âlimler, Kur'an'ın temel hedefi açık şirk olan putperstlik ile örtülü şirk olan deizmle mücadele etmek iken "Kur'an deizmi teşvik eden terviç eden bir kitap değil ama ona kapı aralayan bir kitaptırdiyerek Corci Zeydan vb oryantalistlerin peşine takılabilmektedirler.
*Bu yazı NEÜ AK İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. dr. İbrahim COŞKUN'un2017 yıkında düzenlenen DİN KARŞITI ÇAĞDAŞ AKIMLAR VE DEIZM adlı seminerdeki sunumundan alıntılanmıştır.