Türkiye'de tükenmek üzere olan ve sayılı meslekler arasında yer alan hattatlık zanaatının son ustalarından Ahmet Tunç, gelişen teknolojiye sanatıyla ayak uydurdu. 4 yıl önce sanatını dijital ortama taşıyan Ahmet Tunç, bugün cami, mescit ve okul duvarları
Türkiye'de tükenmek üzere olan ve sayılı meslekler arasında yer alan hattatlık zanaatının son ustalarından Ahmet Tunç, gelişen teknolojiye sanatıyla ayak uydurdu. 4 yıl önce sanatını dijital ortama taşıyan Ahmet Tunç, bugün cami, mescit ve okul duvarları için 57 yaşında bilgisayar başında taslak hazırlıyor.
Türkiye'de tükenmek üzere olan ve sayılı meslekler arasında yer alan hattatlık zanaatının son ustalarından Ahmet Tunç, gelişen teknolojiye sanatıyla ayak uydurdu. 4 yıl önce sanatını dijital ortama taşıyan Ahmet Tunç, bugün cami, mescit ve okul duvarları için 57 yaşında bilgisayar başında taslak hazırlıyor.
Hattat Ahmet Tunç Antalya'da cami, mescit ve imam hatip okullarının duvarları için sûre ve ayetlerin taslaklarını hazırlayarak nakkaşlarla ve hattatlarla 40 yıl boyunca iş birliği yaptı. Şu an emekli olarak hayatına devam eden Tunç, açtığı küçük dükkânı ve internet sitesini çocuklarına miras olarak bırakmak istiyor.
TEKNOLOJİYE AYAK UYDURDU
Antalya'ya yaşayan ve hattat hocası Necmi Atik’ten el alan Ahmet Tunç, 40 yıllık iş hayatında hem yurt içinde hem de yurt dışında sanatını duyurmayı başardı. 15 yaşında Mardin’den ailesiyle birlikte Antalya’ya yerleşen Ahmet Tunç, ilk yıllarda babası ve kardeşleriyle birlikte inşaatlarda boyacılık yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. Boyacılık işine gönül veren ama bunu yanlış yerde icra ettiğini fark eden Ahmet Tunç, 40 yılını adayacağı meslekle kendisiyle tanıştıran hocası Necmi Atik’le karşılaştı. Öğrenci olarak hattat sanatıyla ilgilenmeye başlayan Ahmet Tunç, gittiği cami ve mescitlerde özensizce yapılan hatları görünce bu zanaat üzerinde duracağını ve elinden geleni yapacağını ustasına söyleyerek 40 yıllık emeğin ilk kararlı adımlarını atmaya başladı. Ahmet Tunç “Şu an hayalini kurduğum mesleğin emekliliğini yaşıyorum. Türkiye’de bu işi profesyonel anlamda icra edenler beni tanır. Nakkaş olarak girdiğim bu zanaate sağlık problemlerimden dolayı devam edemedim. Teknolojinin ilerlemesi her mesleğe dokunuyor. Elle oluşturduğumuz taslakların yerini artık vektörel çalışmalar aldı. Bunun takipçisi oldum. Dijital ortamda profesyonel anlamda çalışan birine Türkiye’de rastlamadım. Mısır ve Amerika’da benim gibi çalışan 2 insana ulaştım” diyerek bu sanatı profesyonel şekilde yapan kişilerin az olduğunu belirtti. Konuşmasının devamında Ahmet Tunç, 4 yıl önce sitenin şu an rağbet gördüğünü ve yüklü miktarda ücret karşılığında satın almak isteyenlerin olduğunu söyledi. Gelen teklifleri reddettiğini belirten Tunç, siteyi çocuklarına bir miras olarak bıraktığını söyledi.
GELENEK DEĞİŞTİ, SAĞLIK PROBLEMLERİ AYNI
Hattat ustası Ahmet Tunç, yaptığı çalışmaların zorluk derecelerini çalışmaların ne kadar zaman aldığına göre yorumluyor. Verilen siparişlerde surelerdeki harflerin sıklığı, ebatı ve taslağın uzunluğu ve genişliği çalışmaların ne kadar zaman alacağını belirleyen unsurlar olduğu söyleyen Tunç, 3 ayı bulan çalışmalar yaptığını da ekledi. Bilgisayar başında program kullanarak taslaklar oluşturduğunu ifade eden Ahmet Tunç “işi bilmeyen biri için basit ve rahat bir iş gibi görülebilir ama içerisinde hummalı çalışmalar ve sağlık problemleri yatıyor. Saatlerce bilgisayar başında olmanın en büyük dezavantajların biri boyun fıtığı oldu. Sırt ağrıları da buna eklendi. Teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırmış olsa da sağlık açısından pek de bir beklenti içerisine sokmuyor bizi. 100 ile 150 metre uzunluğunda, 60 santimetre genişliğinde çalışmalar yapmak epeyce vakit alıyor. En uzun surelerden biri olan Yasin Suresi buna örnek olarak gösterilebilir” dedi.
“EMEĞİMİN KARŞILIĞI HAVADA KALIYOR”
El emeği ve zaman gerektiren çalışmalar için fiyatlandırmada inisiyatifli hareket ettiğini belirten Tunç, yurt dışındaki hattatlarla kendini karşılaştırdığında emeğinin karşılığını tam anlamıyla alamadığını söyledi. Ahmet Tunç “işinde profesyonel bir ekiple çalışan iş ortaklarıyla çalışırken emeğimin karşılığında hakkımı alabiliyorum. Ama bazı çalışmalarımda hem ucuz iş gücü hem de profesyonel çalışma bekleniyor. Bunun sonucunda da bazı noktalarda zıtlaşıp emeğimin havada asılı kaldığını görüyorum. Bu durum beni üzüyor. Saatlerimi ve sağlığımı verdiğim yolda emek kavramı bazen hiç sayılıyor. Başka yerler gibi çalışmalarımı bir defaya mahsus vermiyorum. PDF formatında verdiğim bu çalışmalar alıcılar tarafından tekrar tekrar kullanılabilir ya da bir başkasına satılabilir. Ama birçok iş ortaklığı yaptığım kişiler bunu göremiyor ve emeği yok sayan fiyatlar biçiyor” diyerek serzenişte bulundu.
“MÜLTECİ SORUNUNU BİZ DE YAŞADIK”
Ucuz iş gücünü sağlayan Suriyeli göçmenler iş alanında birçok alanda yer aldı. Ahmet Tunç “birçok yer halihazırda dilleri ve alfabeleri Arapça olduğu gerekçesiyle Suriyeli işçi çalıştırdı. Maksat uygun fiyata işi yaptırmaktı ama ortada var olan sanatı yok saydılar. Başkaları tarafından yanlışları da düzelttiğimiz de oldu. İşi bazen kısa sürede bitirmemiz o işin basit olarak algılanmasına yol açıyor ve iş başkalarına veriliyor. Bunun düzeltmesi yine bize kalıyor” dedi. Ahmet Tunç şu an emekliliğinin tadını çıkardığını söyleyerek sözlerini noktaladı.
Ayşem SİCİM