DİNDE FİKİR HÜRRİYETİ

  • SUR YAPIIIIIII
Geçen haftanın gündem yoğunluğundan biriside Prof. Mustafa Öztürk’ün sosyal medyadaki sözleriydi. Benim, şu haklı, bu haklı diyerek ortaya konuşacak kadar ilmi kariyerim olmadığı için bu konuda halktan birisi olarak bizleri yani toplumun büyük bir çoğunluğunu nasıl etkilediği hakkında yazayım istedim.
Ordudan atıldığını söyleyen bir askerin ‘’Ben ordudayken akşam derslerinde dini bir konu anlatmak yerine askerlere soru sorarak onları konuştururdum. Bir gün içinizden gusül abdestini bilenler ayağa kalsın dedim. 700 askerin içinden 150 civarında asker ayağa kalktı. Peki, gusül abdestinin alınışını anlatabilecekler haricinde diğerleri otursun deyince 20 kadar kişi ayakta kaldı’’ diye devam eden kısa bir sohbet yaşamıştım. Aslında bu hal yaşadığımız toplumun içinde bulunduğu durumu özetler vaziyettedir. Bu hatırayı şunun için anlattım. Toplumun içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurmadan yapılan veya yapılacak olan her şey amacına ulaşma yerine zarar bile verebilir. 
Şöyle düşünelim atış poligonunda usta bir atıcının silahından çıkan bir kurşun bir kişiye isabet ederse burası poligondu denmez ve atıcının usta olmuş olmasına bakılmaksızın bir kişinin hayat kaybettiğine bakılır.  
O halde Ey din adına söz söyleyen akademisyenler, cemaat liderleri, tarikat şeyhleri veya kendini bu konuda yetkin zanneden kişiler, sizlerde din alanında fikir poligonunda olduğunuzu unutmayın. Yalnızca iki kişiyken bir mermisi olan ama namlu halka döndüğünde milyonlarca mermisi olan fikir silahını elinizde tuttuğunuzu unutmayınız. Kendi kendinize yani baş başayken biz cahil halka yansıtmadan, fikir sopalarınızla birbirinizi istediğiniz kadar dövebilir, fikir silahlarınızla birbirinizi öldürebilir veya yaralayabilirsiniz. Uzlaşınızın haricindeki, tartışmalı yani halkı aşan hiçbir ilmi konunun bize yansımaması lazım. Neden mi böyle diyorum. Yukarıda yazdığım asker anısıyla toplumun içindeki inandım dediği halde toplumdaki inancın yansımasını anlatmaya çalıştım. Böyle bir topluma, sizce normal olsa da, tetiğe basıldığında milyonlarca mermi çıkan fikir silahıyla ateş ettiğinizde karşınızdaki milyonlarca insanın neresine geleceğini bilebiliyor musunuz?  
Şunu söyleyebilirsiniz bir Müslümanın hayatını idame ettireceği kadar bilgi öğrenmesi şarttır. Evet ama, bu bilgilerin tamamının dini terminolojiden olması mı gerekmektedir. Hadisi şerifin metni biraz uzun ama aklımda kaldığı kadarıyla bir bedevi “Sen ALLAH(cc)’ın bir olduğunu, günde beş vakit namaz kılınması gerektiğini, yılda ramazanda bir ay oruç tutulması gerektiğini, gücü yetenin zekât verip hac etmesi gerektiğini söylüyormuşsun doğrumu diye sormuş. Peygamber efendimizin evet cevabından sonra bundan bir fazla ve bir eksik yapmam deyip ayrıldığında eğer sözünde samimi ise cennetlik birini görmek isterseniz bu adama bakın ”dediği rivayet edilir. 
Bana okulda, bu hadisten iman ve o imanı muhafaza edecek amelleri yapmanın yeterli olduğunu anlatmışlardı. Gereklilik duyanlar bilgisini arttırmak isterlerse onlar kendi tercihleri olabilir. Yani herkes sizin, fikir silahınızdan çıkacak milyonlarca kurşuna hazırlıklı olamayabilir. Ve bu sizin fikir mermileriniz, birinin imanına, birinin ameline, birinin dünyasına veya ahiretine hazırlıksız denk gelebilir. İslam’ın güzelliklerini anlatmak yerine, ihtilaflar üzerinde kontrolsüzce fikir silahınızı ateşlememenizi halktan birisi olarak, sözde siz din büyüklerimizden arz ediyorum.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.