Tahrif edilmemiş kutsal kitaplar bizlere geçmişten örnekler verirken aynı zamanda bugünü anlamamızı ve gelecekle ilgili açtığı pencereden geleceği doğru kavramamıza yardımcı olmak içindir. Bugünkü yazımda bu çerçeveden bakarak Hz. Nuhun kıssası ile dünü, bugünü ve yarını anlamaya çalışacağım.
Hz. Nuhun yaşadığı toplumun gemi ile ilgili bilgileri vardır. Çünkü Hz. Nuh gemi yaparken bu ne diye sormazlar bu suyun olmadığı yerde bu kadar büyük gemiyi neden yaptığını sorarlar. Buradan anlaşılan odur ki Hz. Nuh bilinmeyen bir şey yapmamış, bilinen bir şeyi bilinenin dışında bir yöntemle geliştirerek ve şaşırtıcı bir şekilde yapmıştır. Böylece de yapmış olduğu o günkü acayip yenilik, bir çağı kapatmış yeni bir çağ açmıştır.
Hz. Nuh, o günkü şeytani aklın bütün hesaplarını altüst etmeyi başarmıştır. Yani aslında şeytani aklın dünyaya Egemen olmasına engel olmuştur. Buna benzer bir tarihsel belgede bizim geçmişimizde mevcuttur. Barutun ateşli silahlarda kullanıldığı gibi, savaşlarda topun kullanıldığı bir dönemde, o günkü teknik gelişmeleri hatsafaya çıkarmış olan pagan Doğu Roma imparatorluğunun yenilmez olduğu kabulünü, mevcut silahlardan yola çıkarak yıkan bir geçmişimiz vardır.
Fatih Sultan Mehmet Han, barutu yeni keşfetmemiş ve topu yeniden icat etmemişti. Mevcudu İstanbul surlarını yıkacak büyüklükte projelendirerek yapmış ve böylece o günkü şeytani aklın hesaplarını bozarak bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmayı başarmıştır.
İyi de bugün biz bunlardan ne anlayacağız diye soracak olursanız şunu söyleyebilirim. İnsanlık tarihi boyunca Yüce Yaratıcının koymuş olduğu kuralların işlemez hale gelmesini isteyen ve aynı zamanda kendi kurallarının dünyaya hakim olmasını arzu eden şeytani aklın varlığını unutmamalıyız. Dünkü geçmişlerimizde nasıl iman edenlerin şeytani aklı mağlup ettiğini bu olaylarda gördüysek, bugün bizde aynı yolu izleyerek yenilmez gibi görünen şeytani aklı yenebileceğimizi hatırlayalım istiyorum.
Bilmeyen, bilmediği için inanmayan, inanmadığını hayata aktarmak için uğraşmayan, hayata aktarması için uğraşmadıklarına fikir ve proje üretmeyen bir toplum ancak karşısındaki herhangi bir şeytani güce teslim olmuş demektir.
Geçmişini ve Yüce yaratıcısını bilen, geçmişine, Yüce yaratıcısına ve geçmişte atalarının yaptıklarına inanan, bugün şeytani akla teslim olmak yerine nasıl alt edeceğini düşünebilip proje üretebilen bir toplum olmazsak şeytani aklın kölesi olmak zorunda kalabiliriz. Oysa Allah Celle celalühü bizden hem kendimizi hem de insanlığı kurtaracak bir nesil çıkarmak için ufak bir gayretimizi beklemektedir.
Bugün olduğu gibi tarih boyunca silah ve para aynı şeytani aklın elinde olmamıştır. Dün silah Firavunda para Karunda idi. Hz. Musa ikisinin arasını ayırarak nasıl o günkü şeytani aklı yendiyse bugün de bizler aynı yolları kullanarak günümüz şeytani aklı yenebiliriz.
Bugünkü mevcut teknik gelişmeleri insanlığın kurtuluşu için geliştirmek suretiyle, aynı zamanda silah lobisi ile para baronlarını birbirine düşürebilirsek bugünde şeytani aklın planlarını altüst edebiliriz. Ben yeni bir şey söylemiyorum zira yapılanları gördüğüm için bu yazıyı yazıyorum. İnşallah şeytani akla teslim olmak ve onların planlarını tutturabilecek bir yol izlemek yerine, 8-9 yıl sonra şeytani aklım pes ettiğini görecek bir ömrü Rabbim bizlere nasip eder.