Osmanlı döneminde tapu tahrir defterlerinde bile adı geçen Manavgat susamı, yurt içinin yanı sıra Japonya'da bile talep görürken kontrolsüz artan muz seraları nedeniyle üretimi düşüyor.
Osmanlı döneminde tapu tahrir defterlerinde bile adı geçen Manavgat susamı, yurt içinin yanı sıra Japonya'da bile talep görürken kontrolsüz artan muz seraları nedeniyle üretimi düşüyor. Antalya'nın Manavgat ilçesinde yetişen ve Türk Patent Enstitüsünce coğrafi işaretli ürün olarak "Manavgat Altın Susamı" olarak tescillenen susam üretim bakımından ilgi azalmaya başladı.
“EKİLEBİLECEK ALAN KALMADI”
Türkiye'deki susam üretiminin yüzde 20'sini Manavgat susamının karşıladığı biliniyor. Altın Susam üreticisi ATB 2. Meslek Komitesi Üyesi Orhan Karasu, bölge halkının muz üretimine yöneldiğine dikkat çekerek “Manavgat Serik Aksu Bölgesinde verimli arazilerimiz vardı. Bu bölgeleri hep demir yığınına çevirdiler. Serik’ten sonra susam dikilebilecek alan kalmadı. Şuan için susam Ekimi çok zayıf. Fiyatları çok düşük olmasından dolayı millet ekimi bu sene yüzde 10’a indirdi. Yüzde 50 ekim varken yüzde 10’a indi. Bunun yanında pamuğa yöneldi. Bir ümit oradan kapı açmak istediler ondada umut bulamadılar. Susamın fiyatı yıllardır aynı işçilik maliyetleri çok yüksek” dedi.
MALİYETLER İŞÇİLİĞİ BİLE KURTARMIYOR
Karasu, susamdan elde edilen gelir ile işçilik maliyetlerini bile sağlamakta zorlandıklarını belirterek “Ben kendimi örnek veriyim; 10 dekar susam ektim, 30 bin lira işçilik parası verdim. Bu ne demektir; 1 dekarda, 1 çiftçi 50 kilo susam aldığı zaman, 10 dönümde ne yapar? 500 kilogram susam yapar. 500 kilogram susam, 50 bin TL yapar. Bilinçsiz bir çiftçi bunu yaptığı zaman ne olur; eksi 5’e düşer. eEksi 5 cepten gider. Araziye birde icar parası verirsen yani külliyen zarardasın” diye anlattı.
SUSAM EKİMİ YÜZDE 10’A DÜŞTÜ
Ekilebilecek alan kalmadığını, arazilerin icara verildiğine dikkat çeken Karasu, “Geniş ekilebilecek araziler icara verildi. Manavgat’tan Aksu’ya gelene kadar tamamen muz serası oldu. Altın susamı ekecek alan kalmadı. Altın Susam ekimi yüzde 10’a düştü. Kalite bakımından bizim susamımız dünyada birinci ama ekim yok. Coğrafi işaretli Altın Susam’ımız tehlikede” diye konuştu.
SUSAM SAHİPSİZ KALDI
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Üyesi Prof. Dr. Bülent Uzun, bir dönem Antalya ovalarını süsleyen ticari değeri yüksek susamın sahipsiz kaldığını söylerken, “Antalya ve özelinde Manavgat için susam ihmal edilmiş bitkidir. Susam çok kıymetli bir ürün susam ithalatı için her yıl 200 milyon doların yurtdışına gönderiliyor. Topraklarımızda üretebilecekken, yeterince üretmediğimiz için 200 milyon dolarımız yurtdışına gidiyor. Bu az bir para değil” dedi.
SUSAM DESTEK BEKLİYOR
Susamın ürün kaybı nedeniyle makinayla hasadının yapılamadığını, bu nedenle susamda en büyük sıkıntının işçilik olduğunu belirten Uzun, ıslah çalışmalarıyla makina ile hasatta ürün kaybı yaşanmayan çeşit geliştirdiklerini ancak patent için maddi desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi. Uzun, “Tohumun kapsülden kolay kolay ayrılmadığı bir çeşit geliştirdik. Patent için maddi destek bekliyoruz. Patentini alırsak susamda makina ile hasat çok rahat yapılır. İşçilik sorunu da ortadan kalkar” diye konuştu. Dekarda 200 kilogram ürün alınabilecek bir çeşit geliştirdiklerini ancak üreticiden talep görmediklerini anlatan Uzun, “Manavgat susamıyla aynı kalitede bir çeşit geliştirdik ancak maalesef talep yok” dedi.
MUZUN PLANSIZ BÜYÜMESİNİN ALTIN SUSAMA ETKİSİ
Antalya Ticaret Borsası 2021 yılında “Muzun Dünü, Bugünü ve Yarını” başlıklı çalıştay raporunda da sunulduğu üzere muzun Altın Susam’a etkisi şu ifadelerle kaydedilmiştir: “Muz, yeni üretime giren örtüaltı alanları ekolojik açıdan ticari üretime uygun değildir. Örtüaltı muz üretiminin plansız büyümesi, alternatif tarım ürünlerinin (çok yıllık turunçgil bahçeleri, yerel, coğrafi işaretli özellikli zeytin çeşitleri ile kurulan bahçeler, örtüaltı sebze üretimi, susam vb.) üretimini olumsuz etkilemektedir. Bu ürünlerden Manavgat Altın Susamı coğrafi işaret tescilli ve ekonomik öneme sahip bir türdür. Bu durum ihracatta gelir kaybına da neden olacaktır.”
Haber: Mühübe TAŞKIN