Taksim İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı sonrası yapılan açıklamalara değinen Düzen, “Bu alçak saldırı, “hesabını soracağız”, “en ağır şekilde karşılık vereceğiz” gibi rutin ifadelerle ve muğlak açıklamalarla geçiştirilemez. Biz hayatta karşılaştığı
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Taksim İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı sonrası yapılan açıklamalara değinen Düzen, “Bu alçak saldırı, “hesabını soracağız”, “en ağır şekilde karşılık vereceğiz” gibi rutin ifadelerle ve muğlak açıklamalarla geçiştirilemez. Biz hayatta karşılaştığı her meseleyi 'seçimde oy getirir mi?' ölçüsüne vuracak politikayı benimsemeyiz. 'Terör' ile 'oy kazanmak veya kaybetmek' kelimeleri aynı cümlede yan yana geldiğinde dahi tüylerimiz ürperir.” dedi.
Düzen’in açıklamaları şöyle:
“Öncelikle geçtiğimiz pazar günü İstiklal Caddesi'nde meydana gelen ve hepimizi derinden sarsan hain saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da Allah’tan acil şifalar diliyorum. Emzikli bebekleri dahi hedef alan terör örgütlerini, siyaset ile şiddet ve terör mefhumlarını birlikte düşünenleri, buna alet olanları ve tüm işbirlikçilerini lanetliyorum.
Terör ile insanlık, şiddet ile vicdan, patlama ile siyaset kelimelerinin aynı cümle içerisinde kullanılır hale gelmesi bile acı vericidir, kabul edilemez bir durumdur. Öncelikle amasız ve fakatsız herkes bunu böyle bilmeli, böyle kabul etmelidir. Ardından da elbette, kamuoyunun zihninde oluşan tüm soru işaretleri de giderilmelidir.
Sınır güvenliğinden, aksayan istihbarat ve emniyet zafiyetine kadar her sorun mutlaka cevaplandırılmalıdır. Teröristlerin ayakkabı numaralarını dahi bildiklerini iddia edenler, bu hain saldırıyı gerçekleştirenlerin kim olduğunu da herhalde biliyorlardır, bilmeleri gerekir. "Mesaj alındı" cümlesini kuranlar, hangi mesajları aldıklarını ve bunun karşılığında hangi adımları atacaklarını ne zaman açıklayacaklar? Elbette insanlarımızın zihninde daha çok soru ve ayrıntılar var; ancak bu ifade ettiğim konular aydınlatılması ve cevaplarının tatmin edici şekilde verilmesi gerekir. Zira bu alçak saldırı, “hesabını soracağız”, “en ağır şekilde karşılık vereceğiz” gibi artık sıkça tekrarlanan rutin ifadelerle ve klasik açıklamalarla geçiştirilemez...”
Bu konuda hem kamuoyu sağlıklı bir şekilde aydınlatılmalı hem de tekrar tekrar böylesine acıların yaşanmaması için bütüncül bir bakışla tüm tedbirler alınmalıdır diyen Düzen, meselelere bütüncül bakabilmek olmazsa olmazdır...altını çizerek; “ Zira terör; dış politika, adalet, eğitim ve ekonomiden bağımsız düşünülemez. Bu konuların herhangi birindeki zafiyet, bir diğerini etkilemekte; bir yerde yapılan bir yanlış, diğer tüm sonuçları etkilemektedir. Bugün hâlâ terörü konuşuyarsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir” dedi.
Düzen, açıklamasına şu ifadeleri kullandı:
“Eğitim alanında yapılan küçük bir hata, diğer tüm alanlarda büyük problemlere neden olur. Adalet duygusunu zedeleyecek en ufak hareket, telafisi mümkün olmayan acılara sebep olur. Ekonomide düzeltilmeyen bir problem, tahmin etmeyeceğiniz zincirleme sıkıntılara yol açar. Bu nedenle biz adalet derken, sadece mahkemelerde davaların doğru ve çabuk sonuçlanmasından bahsetmiyoruz. Ekonomi derken, sadece enflasyondan ve döviz kurundan bahsetmiyoruz. Eğitim derken, sadece okul binalarından bahsetmiyoruz.
Hepsinden önemlisi 1969'dan bugüne biz önce ahlak ve maneviyat derken, burada oluşacak tahribatın her şeyi etkileyeceğinin bilinciyle söylüyoruz. Ahlaki ve manevi değerlerimizin yozlaşması adaletsizliğe, eğitimsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, teröre ve dış politikada tavizlere yol açmaktadır. Bu nedenle, burayı ihmal edemeyiz, asla da etmemeliyiz. Altını bir kez daha çizerek ifade ediyorum: Meselelerimizi bir bütün olarak ele almalı, hiçbir alanı ihmal etmeden hızlı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz. Zira insan bir hedefe kilitlendiğinde ister istemez bir gözünü kapatıyor. Bu nedenle etrafında olan biteni bir bütün olarak göremez. Bu sebeple dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Aynı anda birden çok hedefe kilitlenmeye ve bir bütün olarak politikalarımızı planlamaya ihtiyacımız var.
Bizler, Milli Görüşçüler olarak, Saadet Partisi olarak sorumluluklarımızın farkındayız... Sırtlandığımız yükün ne kadar ağır ve kıymetli olduğunun idraki içindeyiz. Biz, hayatta karşılaştığı her meseleyi; "seçimde oy getirir mi?" ölçüsüne vuranlar gibi olamayız!”
İnsanı Eşref-İ Mahlukat kabul eden inancımız var diyen Düzen, Terör ile oy kazanmak veya kaybetmek kelimeleri aynı cümlede yan yana geldiğinde dahi tüylerimiz ürperir. Bu saldırı kime yarar cümlesini duyduğumuz anda, kan beynimize sıçrar. İnsanların katledildiği bir olay üzerinden seçim hesapları yapıldığında, oy oranları tartıya vurulduğunda hicap duyarız. Biz bu siyasi anlayışı bütünüyle reddediyoruz diyerek; "Bu sebeple insan canının, kirli hesaplara rakam olarak yazıldığı çarpık anlayışların canı cehenneme diyoruz. İnsanı eşref-i mahlukat kabul eden inancımız var bizim. Vatandaşlarımız müsterih olsun; kurulan tuzakları bozacak ferasetimiz var bizim. 85 milyonun huzur, barış ve güven içerisinde insanca yaşam süreceği bir Türkiye ahdimiz var bizim. İnanıyoruz ve kararlıyız Allah'ın izniyle de bunu hep birlikte başaracağız” diye açıkladı.