Her konuda öngörülebilirliğin önemli olduğunu söyleyen Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, “Bir ülkede insanlar yarın başına ne geleceğini bilmeden ve hiçbir şeyi öngörmeden yaşıyorsa, o ülke karanlıkta ilerliyor demektir. Bu da yönetimin suçudur” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Meslek Odaları Komitesi’nin düzenlediği toplantıya katılan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Türkiye’nin her an herkesin başına bir şey gelecek karanlık bir yola itildiğini belirtti. Hukukta, eğitimde, sanatta, sporda ve akla gelebilecek her alanda öngörülebilirliğin ortadan kalktığını ifade eden Başkan Esen, bunun sebebinin insanların her an herhangi bir terör örgütü mensubu olduğu iddiasıyla tutuklanma ihtimalinin olmasından kaynaklandığını belirtti. Hiçbir terör örgütü veya yapısıyla uzaktan yakından alakası olmayan insanların bile bu korku ile yaşadığını kaydeden Esen, bu korku ve öngörüsüz ortamın beraberinde güvensizliği de getirdiğini dile getirdi.
GÜVEN ORTAMI YOK OLDU
Belirsiz bir ortamda ticaret yapan insanların kendini güvensiz hissetmesi, sürdürülebilir ekonomiyi ortadan kaldırdığına dikkat çeken Başkan Esen, ülkenin bu şekilde daha fazla yönetilemeyeceğini dile getirdi. Bir an önce güven ortamının yeniden kurulması gerektiğini ifade eden Esen, “Bir ülkede hukuki öngörülebilirlik çok önemli. Yani insanlar, bir gün FETÖ’cü, PKK’lı veya ismini bilmediğimiz başka bir terör örgütünün mensubu olduğu iddiasıyla tüm mal varlığına el koyulup koyulmayacağına dair bir güvenlik, bir öngörülebilirlik istiyor. Bugün adını bilme bilmediğimiz herhangi bir terör örgütünün mensubu olduğunuz iddiasıyla sabah dörtte evleriniz basılabilir mi, basılabilir. O yüzden bunun adına öngörülmezlik deniliyor. Böyle bir tehdit ve risk altında ticaret de yapılmaz, sanat da yapılmaz, siyaset yapılsa da ancak bu kadar olur” şeklinde konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ŞART
Üretimin durduğu bir ülkede sürdürülebilirlikten bahsetmenin olanaksız olduğunu söyleyen Esen, dışarıdan satın almak yerine imal etme yoluna gidilmesi gerektiğinin altını çizdi. Her sektörün kendi ihtiyacı olan ürünleri üretebilme hayali kurması gerektiğini dile getiren Başkan Esen, sözlerini şöyle sürdürdü, “Bir yapı marketin normalde bir fırça veya boya imal etmeyi hayal etmesi lazım. Sürdürülebilirlik budur. Bir mobilyacının, beyaz eşyacının, bir diş hekiminin veya bir hırdavatçının kendi mesleği ile hayaller kurup, o konuda ilerleyip ülke ekonomisine katkı koyması gerekiyor. Kendi parasını da oradan kazanması lazım. Bizler, bu vahşi ortam içerisinde idmanlı, hazırlıklı, kuralları az çok kendimizce çözmüş ve mücadele etme yeteneğine sahibiz. Ama bizim 3 yaşındaki 9 yaşındaki kızlarımız ve oğullarımız bunu yapamayacak. Bir deyim vardır, hazıra dağ dayanmaz. Sizlerden ricam, ‘ben size kural, güvenlik, çocuklarınıza gelecek vaat ediyorum, diyenlerin yanında durun.”