• imsa
GÜNDEMHaber Girişi : 18 Ağustos 2022 11:43

Estetikten uzak Antalya

Estetikten uzak Antalya
Antalya’nın merkezi ilçeleri olan Muratpaşa ve Kepez’de insan nüfusunun hızla artmasıyla birlikte binalar da çoğaldı. Binaların çoğalması, ağaçların neredeyse gözükmediği çarpık bir kentleşmeyi ortaya çıkarttı.

İmar sebebiyle bazı mahallelerdeki binaların yüksek katlı olması bazı binaların ise az katlı olması ve düzensiz yapılaşma yüzünden Antalya’ya yukarıdan bakıldığında estetik sorunlarının olduğu açıkça görülüyor. Antalya’ya üst bir binadan veyahut yukarı bir noktadan bakıldığında şehirde hiçbir yeşillik ve ağaç gözükmüyor. Yapılan plansız yapılaşmalar,doğaya önem verilmemesinden mütevellit insani ihtiyaçları ve görsel güzelliği ikinci plana atmakta.

DÜZENSİZ, PLANSIZ VE DENETİMSİZ BİR YAPILAŞMA

Nüfusun hızlı artması konut yetersizliğini ve kentleşmeyi olumsuz etkilemekte. Antalya’da çarpık kentleşmenin en önemli sebeplerinden bir diğeri ise göç yolu ile artan nüfus olmakta. Dünyanın turizm başkentlerinden biri olan Antalya’ya her yıl tatil için milyonlarca turist gelmekte. Yerli ve yabancı birçok kişi ise tamamen yerleşiyor. Antalya’nın genellikle doğal güzelliğine ve denizine gelen kişiler, giderek artan düzensiz,plansız ve denetimsiz, estetik kaygıdan uzak yapısal olarak merkezden dışa doğru altyapısız bir şekilde büyüyen bir şehre gelmek istemeye devam edecekler mi?

ULAŞIM VE TRAFİK EN BÜYÜK SORUN

Çarpık kentleşmenin en kötü sonuçlarından bir diğeri ise, yüksek katlı binaların sıklıkla bulunduğu bölgelerde insan nüfusunun artması. Bu da artan nüfusla birlikte artan özel araç sayısı anlamına geliyor. Bu da bölgedeki trafik yoğunluğunu etkiliyor. Trafik yoğunluğu yüzünden toplu ulaşım araçlarını kullanan vatandaşlar da gidecekleri yere zamanında yetişemiyor ve uzun süreler trafikte vakit geçiriyorlar.

ÇARPIK KENTLEŞMENİN REÇETESİ İNSAN CANI İLE ÖDENEBİLİR

Antalya henüz büyük bir şehir değilken dünyaya gelen 76 yaşındaki İbrahim Atakul, Antalya’nın doğal güzelliğine büyük bir ihanet edildiğini vurguladı. Denize kıyısı olan bir şehrin daha çok yeşilliğe ve ağaçlara ihtiyacı varken betonarmeden başka hiçbir şey görmediğini gelecekte herhangi büyük bir deprem sonucunda bu betonarmelerin bedelini insanların canıyla ödeyeceklerini ifade etti. Henüz bir felaket yaşanmamış ve imar planlamaları, kentsel dönüşüm yeni başlamışken kamu,belediye ve siyasi temsilcilerin gerekli çalışmaları yapmaları gerektiğini söyledi.

 İbrahim Atakul, “Geçmişteki yapılaşma ve kentleşme, bu kentin hak ettiği şekilde olmamış. Deniz kumunun binalarda kullanılması bunun en büyük göstergesi. Zamanında şehrin dışında kalan,şakasına dutluk diye bahsettiğimiz bölgelerin hepsi şimdi şehrin merkezi konumunda ve hızla estetik kaygısı, doğal hiçbir çekiciliği, planlaması ve projelendirilmesi olmadan bina inşalarına devam ediliyor. Yakın mahallelerin faklı kat imar kuralları yüzünden Antalya, çarpık kentleşmeye maruz kalmış. Yeni binaların yanında eski, özellikle ruhsatsız ve denetimsiz dikilmiş binalarında kent bütünü dikkate alınarak kentsel dönüşüm planının yeniden ele alınması ve bu binaların yenilenmeleri gerekiyor. Çünkü çarpık kentleşme çoğaldıkça doğal afetlerin etkileri de artıyor. Yanlış kentleşme politikaları sonucu olarak afetlerin büyüklüğünü görüyoruz. Antalya’da da büyük bir deprem yaşanması sonucu hem çarpık kentleşmenin hem de denetlenmeyen binaların reçetesi insan canı ile ödenecektir. Bu noktada kamu, belediye ve siyasi temsilcilerin ortak paydada buluşarak, kentin menfaati için elini taşın altına koyması ve gerekli çalışmaları bir an önce faaliyete geçirmesi gerekli.’’ dedi. 


www.haberseri.com

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.