Fahiş kira fiyatlarının önüne geçilmek için kira artışları yüzde 25 ile sınırlandırılmıştı. Bu önlem gıda fiyatları için de uygulanabilir mi ve hukuki temeli nasıl olur sorusunu, Tüketici Başvuru Merkezi Başkanı ve TÜKONFED Başkan Vekili İbrahim Güllü cevapladı.
ÜRETİCİ ZAMLARA MECBUR KALIYOR
Son gelen zamla beraber nakliye ücretlerinin de eklenmesiyle zaten halihazırda yüksek olan gıda fiyatları iyice yükselişe geçti. Haldeki fiyatı 8 ila 10 TL arasında değişirken markete geldiğinde domatesin fiyatı 25 liradan satılıyor. Ispanak halden çıkışı 10 lirayla 15 yıl arasında değişiyorken markete geldiğinde 28 liradan satılıyor. Üreticiler ise, yakıt fiyatlarına gelen
zamların onları zorladığını, tekrar üretim yapabilmeleri için bu zamlara mecbur kaldıklarını söylediler.
“İLK SINIRLANDIIRLMA TEMEL GIDALARA GETİRİLMELİDİR”
Yüzde 25’lik artış sınırlandırması gıda fiyatları için de uygulanabilir mı bunun hukuki bir temeli olabilir mi sorusuna Güllü, “Konut fiyatları için getirilen düzenleme devam ediyor. Bu gıdalar için de uygulanabilir mi sorusu için konuttaki kira fiyatlarıyla değerlendirilmekte fayda var. Bana göre
gıda fiyatlarına da kesinlikle bir sınırlandırılma getirilmelidir. Hal ve market fiyatlarına baktığımızda neredeyse 2 ve 3 kat fark olduğunu görüyoruz. Kira artış fiyatlarına getirilen sınırlandırma maalesef bir çözüm olmadı. Çözüm olmamasının sebebi düzenlemeye baktığınız zaman yeni kiraya verilecekler, 5 yıldır kiraya vermiş konutlar ve 10 yılı bitirmiş kiralar için bir düzelme yoktu. Dolayısıyla kira artış fiyatlarına yüzde 25 getirilen sınırlandırma ne ev sahiplerini ne de kiracıları tatmin etmedi. Gıda zam fiyatlarına bir sınırlandırılma getirilecek ise ilk olarak peynir, süt ve yumurta gibi temel gıdalara getirilmelidir” dedi.
DENETİM OLMADIKTAN SONRA GETİRİLEN DÜZENLEMELER ÇÖZÜM OLMAZ
Hangi sistemi getirilirse getirilsin denetim olmadıktan sonra çözüm olamayacağını dile getiren Güllü, “Bu noktada Tüketici konfederasyon olarak öteden beri dijital takip sisteminin kurulması gerektiğini söylüyoruz. Çiftçimizin kazanması lazım ki üretebilsin ama çiftçimiz kazanmıyor.
Üretim olabilse fiyatlar düşebilecektir. Üretici kazanmadığı noktada üretimini kısıyor ya da üretmekten vazgeçiyor. Tarım Bakanlığı’nın “çiftçi cepte şeklinde” bir uygulaması gündeme geldi. Güzel bir uygulamaydı fakat bu üreticiden satıcıya kadar aradaki fiyat farklarını tespit ediyor. Peki alıcı bunu aldıktan sonra son tüketiciye giden aşaması buradan kopmuş durumda.
Burada Ticaret Bakanlığı mutlaka devreye girmeli. Dijital takip sisteminden bizim kastımız şu üreticiden çıkış fiyatı ile son kullanıcı yani nihai kullanıcı dediğimiz tüketiciye kadar fiyatlar nerede artıyor, kim ne kadar artış sağlıyor? Zincir marketler geçmiş dönemlerde sektörde piyasayı düzenleyen kuruluşlar halindeydi bunlar rekabet halinde. Rekabet kurumu bunların piyasayı birlikte düzenlediği eylem birliği içerisinde olduğundan bunlara 2.7 milyar lira gibi bir
ceza kesmişti. Fakat bu cezaları zincir marketler etiketlerine zam yaparak bir şekilde aşmış oldu” şeklinde konuştu.
Bunlara yönelik ne yapılması gerektiğini belirten Güllü, “Aynı zamanda şunu da belirteyim bu fiyat artışlarında zincir marketin bir başka firması üreticiden alıyor ve toptancı zincir markete çok fahiş fiyatlarla devrediyor. Fiyatın 3 ve 5 katlanmasının sebebi budur. Kişisel takip sisteminin getirilmesi hâlinde bu fiyatların nerede kim tarafından yapıldığı ortaya çıkacak ve dolayısıyla da
bunun önüne geçilmesi mümkün hale gelecektir” ifadelerini kullandı.
Haber: Çiler İLTUŞ