GELECEKTEKİ KAOSA ÇÖZÜM VARMIŞ...

  • SUR YAPIIIIIII
Bugün,geleceğe açık pencereden baktığımızda şeytani aklın insanlığı felakete doğru kanalize ettiğini ve hedeflediği noktaya ulaşamadığını gördüğütakdirde,insanlığı ekonomik sıkıntıyla,yoklukla,açlıkla ve sosyal mahrumiyetlerle istediği noktaya vardırmak peşinde olduğunu görebiliyoruz.Peki şeytan ve şeytanın dostlarının hesaplarına ulaşamaması için bizim yapacağımız hiç mi bir şey yok diye düşünebiliriz. 
Var tabiki. Bir insanın hayatının süreli olduğunu unutmadan bu soruya cevap bulmaya çalışalım. İnsan hayatta bir şekilde yaşar ve binlerce yaşama şeklinin içerisinden birisinin kapısından kelimeyi şahadet anahtarıyla girer.
Sosyal hayatta veya kalabalıkların içerisinde yalnızlaştığında yada sosyal hayatı sınırlandırılmış izole bir hayatla baş başa kaldığında kendisini hiç terk etmeyen ve hiçbir zaman yalnız bırakmayan ile sohbet etmenin ve bedensel hareket ihtiyaçlarını mükemmel karşılayacakyönteminhuzurunu farz ve nafile namazlarında bulur.
Açgözlülük ve doyumsuz lezzetlerin aslında insana kurulmuş olan birer tuzak olduğunu anlayan, bütün bu özendirici gıdaların aslında insanı esir almaktan ibaret olduğunun farkına varan ve kendi ihtiyacı için birkaç lokma yemekle hayatını devam ettirebilecek onurlu bir yaşam sürmenin yöntemini de oruçta bulur.
Kazanma hırsını iliklerimize kadar işletenlerin aslında elimizdeki gidince kaos ortamı oluşturmak için tasarlanan bir tuzak olduğunu görmenin yolunu;yediği, içtiği ve sadaka olarak verdiğinden başka hiçbir şeyin kendisine ait bir mal olmadığını bilerek ve asla karşılık beklemeden zekat ve sadaka vermekten geçtiğini anlayıp dünya ile bağının dengesini kurar.
Bütün bunları yaparken şeytan ve şeytanın dostlarının tuzaklarını kendince boşa çıkarmasının yeterli gelmediğini anlayan kişi bu işlerin toplu yapılması gerektiğinin ve bu toplu hareketle şeytan ve şeytanın dostlarının hesaplarını bozmanınyolunu da hac’cın anlattığının farkına varır. 
Farklı farklı yöntemlerle ve farklı farklı gidiş yollarıyla hedefe varmanın mümkün olduğunu, aslında bunların birer ayrılma unsuru olmadığını, dünyanın farklı yerlerinden aynı istikamete dönmek suretiyle tek noktaya varıldığını kabe'yeyönelmesinde anlar.
Yüce Yaratıcının temel kurallarından yola çıkarak hayatımızı şekillendirmeyerine, batılı ve batılın kurallarından oluşturulan kanunlarla hayatımızı şekillendirmenin yanlışlığını; kendi inancımızdan ve özümüzden uzaklaşıp,ahlak ve adaletten uzaklaştırıldığımızı anlar.
Dünya hayatının çok uzunmuş gibi gelse de aslında geri dönüp bakıldığında ne kadar kısa olduğunu anlayınca, bütün bu yaptıklarının doğruluğunu fark ederek,hayatını egemenlereve şeytani güce köle olmaktan uzak yaşayıp, onurlu bir ölüme ulaşmanın yöntemini bulduğunun farkına varır.
Şimdi kendimize soralım.HAYATI DOĞRU ANLADIĞIMIZDAN EMİN MİYİZ?



Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.