Şirk ile tevhit arasında ince bir çizgi vardır. Şirkte Tevhit gibi bir inanış şeklidir. İkisinde de bir yaratıcıya yani Allah inancı olmakla birlikte; Tevhit Sözlükte tek ve bir olmak anlamındaki vahd (vahdet,vühûd) kökünden türeyen tevhit bir şeyin bir ve tek olduğunu kabul etmek demektir. Şirk ise Terim olarak Allahın zatında,sıfatlarında, fiillerinde veya Ona ibadet edilmesinde ortağı, dengi yahut benzerinin bulunduğuna inanma kısaca Allaha inanmakla birlikte Allah-u Teâlâya ait gücü veya güçlerden bir kaçını yaratılmışlardan birine vermek demektir.
Temeli itibariyle Allah-u Teâlâya ait güçleri yaratılmış bir nesneye olan yıldızlara gezegenlere veren,Yıldızların gezegenlerin insanları ve olayları etkilediği inancına dayanan Astroloji, göksel cisimlerin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan bilimdir. Kısaca Astroloji, Dokuz tane gezegenin insanlar üzerinde doğduğu aya göre etki ettiği fikrini savunan sözde bir bilim dalıdır. Astrologlar bir bakıma gezegenlerin kısmi ilahlık gücü olduğunu iddia ediyorlar. Gezegenler insanlar üzerinde kısmi etkisi olan ilahlar olunca, Astrologlarda otomatikman onları elçileri veya dini tabirle peygamberleri oluyorlar.
Yarı ilahlık atfettikleri gezegenler dokuz tane olmasına rağmen bunlar adına söz söyleyen elçilerinin sayısı milyonları bulmaktadır. Hepsi dokuz gezegenin insanlara etki ettiği fikrini savunmalarına rağmen, insanlar üzerinde yaptığı etki konusunda fikir birliğinin olmadığını görürsünüz. Fikir birliğinin olmama sebeplerine kısaca baktığımız zaman; ilk başta meşruiyetlerini ispatlayacak hiçbir ne dini nede ilmi delilleri sahip değiller. Sonra Dünyadaki tüm astrologlar tarafından kabul görmüş kitap ve kaynakları yoktur. Kitapları olmadığı için Sabit bir kuralları veya metotları da yoktur. Falcılarda, Kuranın ifadesiyle cinlerin aşırdığı bilgi kırıntısı olmasına rağmen(Cin/9), astrolojide bu bilgiden hiç bir eser yoktur. Tüm söylenen kehanetleri astrolojiyle ilgilenen kişilerin kendi fantezileri ve yorumlarından oluşmaktadır.
Burç yorumlarına göz attığınız zaman aynı ülkede yaşamalarına rağmen farklı yorum yapan astrologların farklı farklı kehanetlerde bulunduğunu görürsünüz. Burç aynı ülke aynı gezegen ve yıldızlar aynı lakin yorumlar farklı. Birde bu yorumları Dünya genelinde düşündüğünüzde falcılıktan daha tutarsız olduğu görürsünüz. Lakin tüm bu ve buna benzer olumsuz gerçeklere rağmen azımsanmayacak kadar astrolojiye inananlar vardır.
Prof Dr. SadıkKILIÇ,şeküler dünyanın gizli dini: falcılık (astroloji) adlı çalışmasında Astroloji ve astrologları tarif ederken satır aralarında onlara inanan insanların inanç yapılarını şöyle dile getiriyor.Sosyo-psikolojik açıdan da,şeküler ve profan bir dünyanın cendereleri altında ezilen insanın manevi yoksunluk ve açlığını rant'a dönüştürmeye azmetmiş popüler ve gözde bir alt-kültür. Belirsiz bir gizemciliğin yedeğinde, beşer menşe'li pseudo-religion: "sahte din!". Ya da."dinmiş gibi" bir şey. Yahut da, ruhlardaki derin metafizik ve Tanrıyla ilgili boşluğu doldurmaya talip bir "müstağrep" . İnsanın, tarihin ve kâinatın algılanışında yer yer Manevi yırtıklar ve travmalar oluşmuş kimselerin hayatlarına el koyan, dumanlı havaların mahir fırsatçıları.(sayfa/8)
Allah-u Teâlâ kuranı kerimde, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır. Dikkat edin,yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur(Araf/154) buyurmaktadır. Bu ve buna benzer hükümlere rağmen insan hayatını, mutlak ilim, hikmet ve kudret sahibi olan Allah'ın Kudret Eli'nden alıp da, cansız ve aciz varlıklar olan gök cisimlerinin konum ve hareketlerine havale etmek; ancak Allah'a özgü olan "yaratıcılık"sıfat ve enerjisini onlara da yüklemek; bu, akıl ve hikmet dışı bir tavır olmakla birlikte şirkin ta kendisidir. Gezegenlerin insanlar üzerinde etki ettiğini söyleyen herkese Kuran-ı Kerimin sözüyle Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin ( bu delili içeren) kitabınızı! (saffat / 157) diyoruz.