GÜNÜMÜZDE HURAFELERİN YAYGINLAŞMA SEBEPLERİ

  • imsa

İlk beş bölümünü geçen haftalarda paylaştığımız İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı görevlisi Prof. Dr. Saffet SANCAKLI’NIN İslami İlimler dergisinin,  2015 yılı güz döneminde yayımlanan çalışmasının altıncı bölümü ile kaldığımız yerden devam edeceğiz.

İçinde yaşadığımız ortam ve şartlar hurafelerin yaygınlaşmasına oldukça müsaittir. Her türlü Teknolojik imkânın kullanılması da bazı olumsuzlukların yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Batıl inanışlar ve hurafeler, çağımızın olumsuz anlamda gelişme gösteren değerlerinden biridir. Oysa ilk bakışta, pozitif bilimlerin baş döndürücü bir şekilde ilerleme kaydettiği, sosyal bilimlerin geliştiği, bilimsel araştırmaların hayatın her alanına nüfuz ettiği günümüzde hurafelere ilginin azalması gerektiği düşünülür. Ne var ki satanist hareketler, medyumluk ve fal başta olmak üzere çeşitli amaçlarla türbe ve yatırlara çaput bağlamak mum yakmak, kurban adamak, kurşun döktürmek, çeşitli nesneleri uğursuz saymak gibi sayısız hurafelerin ilgi gördüğü ve insanları etkilediği müşahede edilmektedir. Hatta bunların bir kısmının birer meslek haline geldiği ve bu alanda modem iletişim araçlarının kullanıldığı görülmektedir.

   Hurafeler, asılsız şeylere dayandıkları için, kendilerine kapılan insanları, büyük ölçüde Kur'an'dan ve Kur'an'ın gösterdiği dosdoğru yoldan uzaklaştırmakta, onları, şeytanın telkinlerine ve masal türü asılsız şeylere doğru yönlendirmektedir. İslam dini açısından, Kur'an ve sünnet çizgisinden ayrılan insanlar, bir sapıklığın içerisine girmiş olmaktadırlar. Bu şekilde yanlış bir yola sapan insanların, haliyle psikolojileri/ruh yapıları da bozulmaktadır. Müslümanlara ve genel olarak tüm insanlara çeşitli zararlar getirmekte, fitne ve tefrikaların insanlar arasında yayılmasında etkili olmaktadırlar. Bu etkileşimin hiçbir ayırım olmadan okumuş ve cahil kesim arasında cereyan ettiğini görmekteyiz.

   Tarihin her devrinde hurafi ve batıl inançlar olmuş ve yayılmıştır. Bunların temelinde bilgisizlik, taassup ve taklit bulunmaktadır. Nitekim Mısır, Yunan, Fenike, Roma ve Ortaçağ Avrupa'sına varıncaya kadar hepsinde ayrı ayrı hurafeler türemiştir. Bunlardan Ortaçağ Avrupa'sındaki hurafi inançlardan bazıları şöyledir: Evlerin kapılarına at nalı asılması, uğursuzluk getirdiğine inanılmasından dolayı on üç sayısının kullanılmaması, aynanın kırılmasının uğursuzluk getireği birinin öldüğü evdeki aynaların örtülmesi, kötü ruhları savmak için ahşaptan bir nesneye vurulması, baykuşun ötüşünün ölüm habercisi olduğu, kara kedi görenlerin belaya maruz kalacağı, ölü ruhunun yeryüzüne dönmesini önlemek için cenaze sırasında siyah giyilmesi gerektiği gibi pek çok gelenek Hıristiyanlığa ait hurafe örneklerindendir.

  Müslüman toplumlarda bu tür hurafelerin yaygınlaştığı müşahede edilmektedir. Ayrıca yıldızlardan ahkâm çıkarma, kahve, ok, bakla, iskambil kâğıdı, suya bakma ve kitap açma gibi yöntemlerle yapılan falcılık, İslam öncesi döneme ait batıl inançlardandır. Bazı hayvanları görmek veya sesini duymak, belirli günlerde ve zamanlarda iş yapmak, mavi boncuk vb. şeyleri takmak yine batıl inançlardandır. Öte yandan köpek ulumasını duymak, elden ele sabun veya makas vermek, salı günü iş yapmak veya yolculuğa çıkmak, iki bayram arası nikâh kıymak, insan elbisesi üzerindeyken söküğünü dikmek uğursuzluk alameti sayılmıştır. Bu uğursuzluğa karşı korunma amacıyla yine hurafe olarak at nalı, kurt dişi, leylek keçi inek veya koçboynuzunu taşımak veyahut evin dış kısmına asmak uğurlu kabul edilmiştir. Ölülerin türbelerini ziyaret ederek onlardan yardım beklemek de batıl ve hurafedir. Dileklerin gerçekleşmesi için veya hastalıktan kurtulmak amacıyla türbelere mum yakmak, bez bağlamak, taş yapıştırmak ve adak adamak suretiyle ölülerin ruhaniyetinden medet ummak da batıl ve hurafi inançlardandır. Dindar olduğu söyleyen insanlarda da ciddi oranda hurafe saplantısının olduğunu görmekteyiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.