HAK BÂTIL MÜCADELESİ DİYORUZ AMA…

  • SUR YAPIIIIIII

Heran sürekli değişimin eksik olmadığı dünyada mevcut sistemlerin değişmemesi mümkün değil. Eğer bu değişim süreklilik arz etmeyecek olsaydı Yüce Yaratıcının koymuş olduğu sosyal hayat nizamı değişmeden dünya hayatı devam ederdi. Her şeyi yoktan var eden Yüce Yaratıcı, iyiyle kötüyü, Hak’la bâtılı, insanların tercihleri doğrultusunda sosyal hayata hâkim olacak ve dönüp duracak şekilde dünya hayatını yaratmıştır.

Günümüzde de dünyadaki kapitalist mevcut sistemle alakalı büyük bir değişimin ayak sesleri duyulmaktadır. İşte bu değişimin iyiye ve hakka doğrumu yoksa kötüye ve bâtıla doğrumu olacağı biz insanoğlunun tercihleri doğrultusunda olacaktır. İyiye, Hakk’a doğru değişimi sağlayacak bir çabanın başarılı olması için, kötünün hesaplarını iyi fark eden ve onların hedeflerine ulaşmalarına mani olacak işler yapan iyiliği, adaleti ve ilahi ahlak ölçülerini kendi hayatlarına hâkim kılan insanlar ve idarecilere ihtiyaç olduğu tarihende sabittir. Öyleyse, sanki hayatın her alanına hâkimmiş gibi algılanan sahte ilahların karşısında dik durmayı bilen örnek toplum olabilirsek sahte ve gösterişten ibaret olan şeytani sistemlerin kendiliğinden yıkıldığını göreceğiz. Ama şunu unutmamalıyız ki, biz hiçbir şey yapmadan her şeyi yaratıcıdan beklersek yaratılış ilkelerine aykırı bir beklenti içine girmiş oluruz.

Eğer bu dünya hayatında, kendimiz başta olmak üzere tüm insanlığın huzurunu düşünecek olursak ve geçici; aslında uzun gibi görünse de kısacık olan ve de sonucunu bizlerin takdir edemeyeceği bir dünya hayatının içinde olduğumuzu anlamalıyız. Hayatımızı adadığımız prensiplerin doğruluğu ve kalıcılığından emin olmalıyız. İnandığımız doğruları yaşayarak gerçek hayat formülü olduğunu insanlığa göstermeliyiz. Görmüyor muyuz? Bâtılın taraftarlarının dünya hayatına hâkim olma şekilleri; dünyalık çıkarları için inandıkları yanlışı gerçekmiş gibi anlatmakta ve insanlığı kandırmanın bir yolunu bulmaktalar.

Birçoklarının hayalini süsleyen Beş yıldızlı oteldeki bir haftalık tatili hiç bitmeyecekmiş zanneden kişi ile hırslarımızla kazıya kazıya sonuna geldiğimiz dünya hayatı arasında sizce ne kadar fark vardır? İnsanlar olarak hatta Müslümanlar olarak dünyanın geçiciliğinden bahsederiz ama insanca yaşamanın önüne geçen hırslarımıza yenik düşüyorsak dünyanın geçici olduğuna ve hatta sonumuzu bizim tayin ve tespit edemediğimizi gerçekten idrak etmediğimiz anlamına gelmektedir.

İyide bugün neden bunlardan bahsediyorsun derseniz. Bâtılın kuralları içerisinde rahatsızlığını ortaya koymadan ve etkin mücadele etmeden yaşayarak hayata huzur, adalet, özgürlük ve ahlak hâkim olmayacaktır. Bâtılın karşısında gerekirse Âdem’ce, gerekirse Musa’ca, gerekirse İbrahim’ce, gerekirse Habibi Neccar gibi Muhammedî bir duruş sergilememiz gerektiğini önce kendime ve dostlarıma tekrar hatırlatmak istedim. Bâtılın metot ve yöntemleriyle zulmün karşısında duramayacağımızı bilmemiz gerekmektedir.

Düşmanın silahıyla silahlanmamız gerektiğini de yanlış anlamamalıyız. Düşmanın silahıyla silahlanmak onlar gibi olmak değil, HAK ’kın ana ilkelerinin dışında kalan alanlardaki doğrularından istifade etmek olduğunu anlamalıyız. Eğer HAK ‘kın ana ilkelerinden haberimiz yoksa veya yokmuş gibi davranırsak bâtılın karşısında dik durmamız mümkün olmadığı gibi kendimize ve insanlığa da faydamız olmayacaktır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.