Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan yıldızların her birinin geçmişte kurulmuş olan Devletleri temsil ettiği bilinmektedir. Bu forsta temsil edilen devletlerin içerisinde Türkiye Cumhuriyeti ve günümüzdeki diğer Türk Cumhuriyetleri yoktur. Buradan da anlaşılacağı gibi aslında kurulmuş olan ve mevcut olan Türk devletlerinin sayısı oldukça fazladır.
Tarih boyunca büyük devletler kurabilen bir köklü kültüre sahip milletiz. Hep 16 büyük imparatorluk kurduğumuzla övünüyoruz. Lakin bu 16 büyük imparatorluğun yıkılma sebebinin ne olduğuna hiç bakmıyoruz. Bu 16 büyük imparatorluğun dışarıdan saldırılarla yıkılmadığını; iç kargaşa, kardeş kavgaları ve satılmışların menfaatleri uğruna dışarıya yönelik teslimiyetleri neticesinde yıkıldıklarını asla unutmamalıyız. Bugüne kadar kurmuş olduğumuz devletlerin,şirketlerin ve ailelerin çökme sebebi şahsi menfaatler ve bu menfaatlere yönelik iç çekişmeler olduğunu unutmayalım. Yeni büyük bir imparatorluğun kurulmasının doğum sancıları yaşanırken bu hatırlatmayı göz ardı etmemeliyiz.
Bu arada şunu da hatırlatmak isterim. Çok para kazanmak için kolay yöntemler seçmek yerine üretime ve imalata yönelik çalışma yapmak gerektiğini bu topluma öğretebilmek gerekmektedir. Son coin olayları aslında ihtiyaç sahibi gibi görünse de milletin cebinde çarçur etmeye yönelik 2 milyar dolarının oldu ortaya çıkmıştır. Oysaki bu sadece bir coin de ortaya çıkan sonuçtur, bunların başka coinler dede ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekiyor. Bu da bize gösteriyor ki yatırımdan ve imalattan kaçırılmış olan halkın cebindeki para, 3 milyar doların altında değildir. Şahsen buradan anladığım ve daha önce de dikkat çekmiş olduğum, iki profesör kardeşimizle hazırlamış olduğumuz ihracat garantili imalat sektörü başlıklı proje taslağımızın incelenerek değerlendirilmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyorum. Artık toplumumuzun kolay para kazanma sevdasından vazgeçip üreterek para kazanmayı hayatına aktarması gerektiğini anlamalıdır veya cazip yöntemlerle devletin bunu anlatması gerekmektedir.
Tarımında, imalatında, sanayisinde, bilişimin her alanında kendini yetiştirmiş bir nesil oluşturabilir ve bu nesille dünyaya doğru yön verecek büyük bir devlet olabiliriz. Bunu başardığımız zaman Türk cumhuriyetleri dahil Müslüman ülkelerde bizlerin peşinden gelecek ve işte böylelikle dünyada büyük bir imparatorluk kurabilecek seviyeye gelmiş olacağız.
Ama her şeyden önce çalışmadan para kazanma sevdasından kurtulmamız gerektiğini anlamalı ve anlatmalıyız. Hani hep söylenir durur ya bedava peynir fare kapanında vardır veya dolandırmak isterken dolandırılırsınız sözleri, aslında yabana atılacak sözler değildir.
Kendinizin geleceğini, çocuklarınızın geleceğini ve ülkemizin geleceğini gerçekten düşünüyorsanız başta kendinize, çocuklarınıza,çevrenize çalışmanın şart olduğunu, alın teriyle kazanmanın şart olduğunu,üretmenin şart olduğunu öğretmek zorundayız. İyi de biz neyi nasıl üreteceğiz bunları bilmiyoruz diyenlere acizane bir tavsiyem şudur. Kendi başına yatırım yapabileceğine inananlar ve birlikte yatırım yapabileceklerine inananlar bulundukları bölgenin mülki amirine bu taleplerini dile getirmek suretiyle devletin bu konuda yol göstericiliği sağlanabilir. Kısacası elimizdeki sermayeyi nereye kullanacağımızı bilmiyorsak, devleti üretim alanlarını belirleme de aktif hale getirmenin yöntemi kullanılabilir. Bu üretim alanları sadece yurtiçinde tüketilecek malzemelerle sınırlı kalmayıp, ihracat yapabileceğimiz malzemelerin üretilmesine yönelik olmasına dikkat etmek zorundayız.
Artık yerli üretimlerimizin dünyanın diğer taraflarındaki üretimlerden daha kaliteli ve tercih edilir olması gerekmektedir. Böylece ithalatımızı azaltarak ve aynı zamanda ihracatımızı çoğaltarak müthiş bir döviz girdisi oluşturabiliriz. Bunun için devletin danışmanlığına ihtiyaç olduğu ortadadır. Tekrar hatırlatıyorum ihracat garantili imalat sektörü mutlaka harekete geçirilmelidir.