HELVA YİYİP KIZINI ÖLDÜREN SAHABİ

  • SUR YAPIIIIIII
21. yüzyılın bilgi ve teknoloji çağı olduğundan sürekli dem vurur dururuz. Teknoloji kısmında gerçekten çok güzel gelişmelere şahit olmakla birlikte ne yazık ki bu teknolojiyi bilgiyle taçlandırmada başarılı değiliz.
Teknoloji bize hizmet edeceğine biz ona hizmet eder olduk. Gerek dini gerek dünyevi bilgilere ulaşma noktasında teknolojiyi kullanamadık. Okuma alışkanlığımızın olmamasına birde teknolojiyi bilgi içerikli kullanamama eklenince Beynimiz; Gerek inancımızı gerekse yaşantımızı bulandıracak yanlış bilgilerle dolmaya başladı. Bu yanlış bilgileri düzeltmek ve doğru bir inanca sahip olmak için teknolojiden faydalanmayı becer(e)medik. Bu yanlış bilgilerden biride Hz Ömer(r.a) ile ilgilidir. Hz. Ömer’in (ra) İslâm öncesi hayatı anlatılırken en fazla gündeme getirilen mesele kendi elleri ile kız çocuğunu gömmesidir.
Böyle bir vakanın gerçekliği ve kaynağı hiç sorgulanmadan araştırılmadan, gerek kitaplarımızda gerekse sohbet ve vaazlarda sürekli anlatılır durur. Tarihi metin ve kaynaklardan olayın aslına baktığımız zamanda, nasıl bir savrulma içinde olduğumuzu görürüz.
Bir gün Hz Ömer genç Müslümanlara hilafet günlerinde Cahiliye ile İslâm arasındaki farkları anlatıyor ve diyor ki: “Biz öyle insanlardık ki kendi ellerimiz ile helvadan putlar yapar sonra acıkınca onları yerdik. Kız çocuklarımızı dayına gidiyoruz diye evden alır, kendi ellerimizle diri diri toprağa gömerdik!” Bu
sözleri duyan gençler: “Ey Mü’minlerin Emiri! Siz bunları nasıl yapabildiniz? Bunları yaparken aklınız yok muydu?” diye sordular. Bu soruya Hz. Ömer (ra) şöyle karşılık verdi: Ey Oğulcuğum! Aklımız vardı, ama hidayetimiz yoktu.” Hidayet olmadıktan sonra akıl tek başına ne işe yarar. Akıl gözdür, hidayet ise nur, yani
ışıktır. Işık olmayınca göz görür mü? (Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrût 1415/1995, I, 117.)
Bilgi nitelikli olan bir konuşma zaman içerisinde kulaktan kulağa anlatılırken evrim geçirerek: Hz. Ömer (ra), bir gün şöyle demiştir: “Cahiliye hayatı hakkında iki şey aklıma gelince birine güler, birine ağlarım. Güldüğüm şey kendi ellerimizle helvadan put yapar sonra acıkınca o putları yerdik. Ne zaman bu aklıma gelse gülerim. Ağladığım şey ise kız çocuklarımızı dayıya gidiyoruz diye yanımıza alır götürür, şehrin dışında bir yerde kendi ellerimizle toprağa gömerdik. Bunu da ne zaman hatırlasam ağlarım.” Şekline dönüşmüştür.
Ancak böyle bir rivayet; Kaynak niteliğinde olan ne yerli nede yabancı eserlerin hiçbirinde geçmemektedir.
İnsanların dillerinde dolaşan ve bazı kitaplarda zikredilen o rivayetin aslı ve astarı yoktur. Cahiliye dediğimiz o devirde kız çocuklarını öldürme geleneği olmasına rağmen bu gelenek şehir hayatından ziyade göçebe hayatı yaşayan topluluklarda yaygındı. Yoksulluk endişesi sebebiyle öldürülmeden bahsedilmekle birlikte;
Bu topluluklar genelde fuhuş ve kölelik sektöründen kız çocuklarını koruyamayacakları endişesi ile öldürüyorlardı. Hz. Ömer (ra)’in ailesine baktığımızda o; Adiyoğulları’ndan, babası Hattab b. Amr çok bilinen
biri ve Zengin. Ailesi ise kültürlü. Hz Ömer Evlat katili olmasını gerektirecek hiçbir endişesi olmayan bir sülaleye sahip.
 İkinci delil ise şudur: Bugün elimizdeki mevcut ensap kitapları Hz. Ömer’in gerek Cahiliye döneminde, gerek İslâm döneminde yaptığı tüm evlilikleri ve bu evliliklerden olan tüm çocuklarını bize verirler. Hz. Ömer (ra), tam 10 evlilik yapmış, bu evliliklerden 3 kız, 8 oğlu olmuştur. Bu kızlardan en büyüğü Hafsa
validemizdir; onun doğum tarihi ise miladî 604’dür, yani nübüvvetten tam 6 yıl önce doğmuştur. Eğer Hz. Ömer (ra) böyle bir şey yapsaydı, Hz. Hafsa’ya da yapardı. Hz. Hafsa doğduğunda Hz. Ömer (ra) 20 yaşlarında idi. İşte bu bilgiler de gösteriyor ki Hz. Ömer (ra) için kız çocuğunu gömdü iddiası doğru değildir.
Hz Ömer sevabıyla günahıyla bizim gibi bir insandır. Her insan gibi onunda yanlışları ve doğruları vardır. Lakin yapmadığı bir şeyi Hz Ömere yakıştırmak, O güzel insana iftira ve hakaret etmek demektir. Birileri bilinçli ve ya bilinçsiz olarak Hz Ömere iftira ediyor ve onu bilinçaltımızda itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Bizlerde bu iftiranın nesilden nesile yayılmasına yardımcı oluyoruz. Hadi farazi olarak bir an olsun olayın doğru olduğunu kabul edelim. Lakin çözemediğim bir konu var. On binlerce sahabe içinde Hz Ömer'den başka kızını gömen kimse yok muydu? Bir tek Hz Ömer mi kızını canlı canlı toprağa gömmüş?
Varsa: O zaman neden bu insanlardan ne Tarih, nede hocalar hiç bahsetmez? Bir tek Hz Ömer den bahseder? Cahiliye deki kız çocuklarını öldürme konusu anlatılsa, sanki kızını öldüren birtek oymuş gibi, hemen Hz Ömer diyip söze başlarlar. Sizce de Ortada birazdan daha fazla; Bir tuhaflık-bir yanlışlık yok mu?
Hem bir yandan İnanan veya inanmayan insanların bilinçaltına öz kızının katili baba imajını nakşedeceksin sonrada Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!" diye sabah akşam kürsülerden, sohbet halkalarında anlatacaksın. Sonrada yan gelip yatarken, bu insanlardan, bu nesilden, bu gençlikten adam olmaz diyip vicdanını rahatlatacaksın.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.