HZ. DEM’İN DIŞLANDIĞI CENNETİN DÜNYASI MESELESİ-4

  • imsa

Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Prof. Dr. Bahattin DARTMA’nın 2009 yılında kaleme aldığı tarafımızdan dörde bölünen çalışmasının bugün dördüncü ve son bölümünü sizlerle paylaşacağız.

 

   G. Yedinci (Araf/25) âyette onların bir süre yaşadıktan sonra ölecekleri haber verilmektedir.

Eğer Hz. Âdem ve eşinin çıkarıldıkları cennetin âhiretteki ebedî cennet olduğu kabul edilirse bu onların iki defa öldükleri anlamına gelmektedir. Hâlbuki Kur’ân ölüm olayının bir defa yaşanacağını haber vermektedir:

“İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).”

Bu hususun da Hz. Âdem ve eşinin dışlandığı cennetin âhiretteki cennet olmayıp bu dünyada bir bahçe (cennet) olabileceği ihtimalini kuvvetlendirdiğini söyleyebiliriz.

   H. Yukarıda zikredilen Araf (7) süresinin 20, 22 ve 27.âyetlerinde onların elbiselerinin şeytan tarafından soydurularak ayıp olan (avret) yerlerinin açıldığından yani, çıplak kaldıklarından bahsedilmektedir. Tâhâ (20) süresinin 118. Âyetin de ise orada,“çıplak kalınmayacağı” ifade edilmektedir.

   İlk bakışta âyetlerin birbirleriyle çelişkili olduğu zannedilebilir. Şunu önemle belirtelim ki Kur’ân’da, birbirleriyle tenâkuz halinde olan ve çatışan hiçbir âyet yoktur. Dolayısı ile bu âyetler

arasında da herhangi bir çelişkili durum söz konusu değildir. Bunu şöyle îzâh etmemiz mümkündür: Âcizâne kanaatimize göre siyakı ve sibakından da anlaşılacağı üzere Tâhâ süresinin (20)118. âyetindeki “çıplaklık” hakiki manada kullanılmış olmalıdır. Zira âyetlerde (Tâhâ/118-119) hakiki manada olmak üzere söz konusu cennette acıkmak, çıplak kalmak, susamak ve sıcaklıktan bunalmak gibi birtakım sıkıntıların yaşanmayacağı bildirilmektedir. Buna göre Araf (7) süresinin 20, 22 ve 27. âyetlerinde, görünmemesi gereken yerlerin açılmasına sebep olan “ağaca yaklaşma/ağacın meyvesinden tatma” eyleminin mecâzî manada meselâ, cinsî ilişki şeklinde yorumlanması, çelişkinin izalesi bakımından gerekli görünmektedir.  Çünkü, “ağaca yaklaşmanın/

ağacın meyvesinden yemenin” hakiki manada olduğu kabul edilirse bununla “avret yerlerinin açılması” arasında makul bir irtibat kurmak yani, bu iki farklı eylemin arasını bağdaştırmak

oldukça zordur. “Cinsî yaklaşma” ile “ayıp olan yerlerin açılması”nın arasını telif etmek ise rahatlıkla mümkündür. İşte burada böyle bir mecâzî mananın varlığı kabul edilirse âyetler arasında

herhangi bir çelişkinin bulunmadığı görülmüş olur. Konuyu noktalamadan önce şunu da belirtelim ki burada, çelişki vehmini giderecek başka yorum ve îzâhlar da yapılabilir.

Sonuç

   İnsanlığın atası olan ve nübüvvetle görevlendirilen ilk şahsiyet olarak temâyüz eden Hz. Âdem’in bir süre cennet hayatı yaşaması ve hemen her türlü paha biçilmez nimetin cömertçe sunulduğu

bu cennetten atılma hâdisesi Kur’ân’da özetle yer almaktadır. İslâm kültür hayatında Hz. Âdem merkezli pek çok mesele ortaya atılmış ve bu mevzular hakkında farklı görüşler serdedilmiş,

değerlendirmeler yapılmıştır. İşte biz de tartışılan bu konular arasında Hz. Âdem ve eşinin

ihlal ettikleri bir yasak nedeniyle çıkarıldıkları cennetin hangi dünyada (yani bu dünyada mı yoksa âhirette mi?) konumlandırılmış olabileceği meselesini inceleme konusu yaptık.

   Araştırmamız esnasında olayın geçtiği âyetlerle diğer âyetleri karşılaştırdığımızda, Hz. Âdem ve eşinin dışlandıkları cennetin, üzerinde yaşadığımız bu dünyada olma ihtimalinin daha ağırlıklı

olduğu mümkün gibi görünmektedir. Yukarıda sırladığımız hemen her maddenin bu tezi desteklediği söylenebilir. Söz konusu cennetin bu dünyada olabileceğinin kabul edilmesi, hiçbir itikâdî esâsa da münâfî değildir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.