HZ LUT, HZ İBRAHİM, EVLİYA VE ŞEYH ÇERÇEVESİNDE GAYB!

  • imsa

Hz Lut ve Hz İbrahim (as) kuran-ı kerimde ismi geçen ülül-azm peygamberlerdendir. Aynı zaman
diliminde yaşamalarına rağmen farklı bölgelerde insanları Allahın dinine davet etmekle görevli idiler.
Aynı zamanda Hz Lut, Hz İbrahim’in kardeşinin oğlu olurdu. Ayrı bölgelerde olmak kaydıyla insanları
Allahın dinine davetle görevli iki peygamberdiler. İnsanları Allahın dinine tebliğ etmenin yanında bir
başka konuda da birlikte anıldıklarına şahit oluruz. Kuran-ı kerimde Allah-u Teâlâ Hz Lut’un (as)
kavmini helakle görevli meleklerin kıssasında da Hz İbrahim’i de (as) de anar. Onun için ilk önce Hz
İbrahim ile melekler arasındaki geçen diyalogu ayetlerle anlatıp, daha sonrada ayetlerle
meleklerle Hz Lut (as) arasında geçen diyalog anlatılacak. En son olarak bu olayların gayb’la
olan ilişkisine değineceğiz inşallah.
Meleklerin Hz İbrahim’e gelişi ve aralarında geçen diyaloglar kuran-ı kerimde şöyle anlatılır. Onlara
İbrahim’in gerçekte birer melek olan misafirlerinden söz et: Bu misafirler, İbrahim’in yanına girip ona:
“Sana selâm olsun!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun” diye mukabele etti ve zaman
kaybetmeden gidip önlerine güzelce kızartılmış bir buzağı getirdi. Fakat yemeğe el uzatmadıklarını
görünce, onların bu hâlini yadırgadı ve içine bir korku düştü. O da: “Doğrusu biz sizden
korkuyoruz” diye cevap vermişti. Onlar da: “Korkma!” dediler. Onların melek olduğunu
anlayınca: “Ey elçiler! Esas vazîfeniz nedir, niçin gönderildiniz?” diye sordu. Onlar şöyle cevap
verdiler “Aslında biz günaha gömülmüş inkârcı bir toplumu helâk etmek için gönderildik.” : Biz Lut
kavmini helâk için gönderildik “
Aynı melekler Hz Lut (as) peygambere giderler ve onunla geçen diyaloglar ayetlerde şöyle anlatılır:
Derken elçiler Lut’un evine geldiler. Elçilerimiz Lut’a gelince, onlara sapık kavminin musallat
olabileceğinden dolayı endişeye kapıldı, bu yüzden göğsü daraldı “Bugün, gerçekten pek
çetin bir gün olacak!” dedi. Melekler ona şöyle dediler: “Ey Lut! Şüphesiz ki biz Rabbinin elçileriyiz.
Onlar senin kılına bile dokunamayacaklar. “Endişe edecek bir şey yok! Fakat biz sana, hakkında o
günahkâr topluluğun hep şüphe ede geldiği azabı getirdik.”
Yukarıdaki ayetlerde de geçtiği gibi Melekler her iki peygambere insan şeklinde geliyor.
Lakin her ikisi de peygamber olmalarına rağmen, yanlarına kadar gelen kişileri, kendilerini
tanıtana kadar bir melek olduklarını anlamamışlardı. Buda demektir ki; ülül-azm peygamber
olsalar bile Gayb konusunda bilgilerinin, aynı sizin bizim gibi sıfır olduğuna şahit oluyoruz. Allah-u
Teâlâ peygamberlerine bile gayb’dan pay vermediğini bize bu örneklerle anlatıyor. Çünkü
melekler İbrahim peygamber ve Lut peygamber ile saatlerce birlikte olmalarına rağmen her iki
peygamberde ziyaretçilerinin bir melek olduğunu anlayamamışlardı.
Meleklerin ilk olarak Hz İbrahim’e uğraması ve daha sonra Hz Lut’a gitmesinde gelişen bu olayda
verilen bir mesaj daha dikkatimizi çekiyor. Melekler ilk önce Hz İbrahim’e uğrayıp kendilerini
tanıtmasına ve Hz Lut’un kavmini yok etmekle görevli olduklarını söylemelerine rağmen, bir
peygamber olan Hz İbrahim hiçbir şekilde bu olaydan yeğenin Hz Lut’u haberdar edemediğini
ayetlerden anlıyoruz.
Böylelikle bu insanların Peygamber olmalarına rağmen, Allah-u Teâlâ’nın beşer için koyduğu tüm
özellikleri aşamadığına şahit oluyoruz. Buda demektir ki: Unvanınız ister peygamber, ister şeyh
isterse evliya olsa bile, her insan takdir edilen beşer özellikler içinde hareket etmek zorundadır. Allah-
u Teâlâ hiçbir beşere uçmak kaçmak gibi bir özellik vermemiştir. Bu gerçeğe rağmen bazı kişiler
ülül-azm peygamberlere bile verilmeyen, Allah-u Teâlâ’ya ait bazı özelliklerin kendilerinde
veya sevdiklerinde olduklarını iddia edebiliyorlar. Birileri hala şeyhlerinin, evliyaların veya
hocalarının oturdukları yerden başka yerlerde gelişen olaylardan/ konuşmalardan haberdar
olabildiklerinden ve insanlarla hiçbir vasıta olmadan iletişim kurabildiklerinden hatta zihinleri
okuyabildiklerinden dem vurabiliyor.