HZ OSMAN DAN A NIN 101 DEN B NİN BİM İNİN ŞOK LAMASINA BİR YOLCULUK

  • SUR YAPIIIIIII

Hz Osman peygamber efendimizin(sav) damadı olmanın yanında İslam ahlakıyla şöhret bulmuş bir sahabedir. Halife oluncaya kadar sakin bir hayat yaşamasına rağmen halife seçildikten sonraki hayatı çeşitli çalkantılarla doludur. İslam tarihi kaynakları halife olduktan sonraki on iki yıllık hayatını iki bölüme ayırır. İlk altı yılı sükûnet son altı yılı ise kargaşa dönemi olarak adlandırılır. Genelde Müslümanlar nazarında Hz Osman’ın kişiliği hakkında iki çeşit kanaat hâkimdir. İlki halifelik dönemi öncesi Osman tasavvuru. İkinci olan Hz Osman tasavvuru ise halifelik dönemine aittir. Halifelik öncesi zühdüyle ön plana çıkan Hz Osman hilafeti zamanında yönetim kadrosunu akrabalarından ataması tercihiyle ön plana çıkmıştır. Bu tercihi nedeniyle çokça da eleştiriye maruz kalmıştır. Bende birkaç gün öncesine kadar birçokları gibi Hz Osman’ın halifeliği döneminde akrabalarını gözettiği bu tercihinden dolayı hatalı tercih yaptığı fikrine sahip olanlardandım.

   Birkaç gün önce mahalle arasında yürüyüş yaparken, bir yandan da artan gıda fiyatları sebeplerini analiz etmeye çalışıyordum. Her köşe başında tezgâh açmış marketler zinciri mağazalarının önünden geçerken bir anda bu mağazaların ilk zamanları aklıma geldi. Kuruluş amaçları ve söylemleri hafızamda canlandı. Halkı kapitalist büyük marketlerin esaretinden kurtarmak ucuza hizmet vermek için açıldıklarını söyleyerek bizlerden destek beklediler. Hatta fiyatlar ucuz olsun diye stant yapmıyoruz bile dediler. Bizlerde Karınca misali tarafımızı belli etmek için desteğimizi esirgemedik. Her yerde şubeleri olmamasına rağmen destek vermek için gerek yaya gerekse arabayla kapılarını çaldık. Bizden aldıkları destek devletten aldıkları desteğin yanında devede kulak bile olmazdı. Devlet yeter ki halkın mutfağına ucuz gıda girsin diye deveyi önemsemedi. Devlet büyüklerimiz, Deve sizin olsun lakin hamutuna dokunulmamasını istedi.

   Deve kafi gelmemiş olacak ki A nın 101 leri ile B nin BİM leri  ŞOK’u atlatıp corona virüsü bahane ederek bir anda rakip oldukları kapitalist firmalarla kanka olarak, devenin hamutuna da göz diktiler. Corona virüs BRÜTÜSLERE gökte aradıkları sebebi yerde verdi. Nasıl olsa artık köprüyü geçmişlerdi ve her köşe başını tutmuşlardı. Fiyatlar yüksek olmasın diye mağazalarını tefriş etmediği yalanını söyleyen bu Brütüs’ler, gerçek niyetlerini daha fazla saklayamazlardı. Doların artışı birkaç gün %50 bandında seyretmesini fırsat bilerek, dolarla ilgisi olmayan ürünlerde dâhil, iğneden ipliğe %100 zam yaptılar. Dolar fiyatı gerilemesine rağmen, Brütüsler fiyatları düşürmek yerine, milleti ve kendilerine devletin tüm imkânlarını ayakları altına sunanları,  enayi yerine koyma pahasına gramaj oyununa başvurdular. İlk yarı sahada rakibi olmayan Brütüsler kazandı. İkinci yarıda tarım kredi kooperatifleri sahada olacak. Kazananı ikinci yarının bitiş düdüğü belirleyecek.

    Konumuza dönersek, Hz Osman halife olduktan sonra sorumlu olduğu halkı kendi adına düşünecek insanlara ihtiyacı vardır. O günkü konjonktür gereği olarak kendi akrabalarına diğer insanlardan daha çok güvenmek zorundaydı. Hele birde yaşadığı toplumun gelenek ve görenekleri anlayışından bakarsak yaptığı tercihin yüze yüz doğru olduğunu anlıyoruz. Tercih doğru olmasına doğru lakin tercih edilenler makam mevki para sevdasına yenilince doğal olarak kabak Hz Osman’ın başına patladı.

   Hayatımız boyunca birileri bize, bizde birilerine güvenmek zorundayız. Hz Osman’da hilafet yolunda birilerine güvenmek zorundaydı. Tercihini o günkü şartlara göre akrabalarından yana kullandı. Asıl sormamız gereken soru şu olmalı; Hz Osman bu insanların görevlerini kötüye kullanacaklarını bile bile mi seçti? Yoksa insan olmanın gereği o güne kadar edindiği intiba sonucunda mı seçimini yaptı? İlk seçenek onun şahsiyeti ve ilmine yakışmayacağı için, bugün buldukları ilk fırsatta devenin hamutuna da göz diken A nın 101 leri ile B nin BİM lerinin bizlere yaşattığı ŞOK u,  güvenip görev verdiği akrabaları da muhakkak ona da yaşatmıştır. İyilikten maraz doğmaz, lakin maraz doğurtuyorlar. Sonrada yaptıklarının yanına kar kalacağını zannediyorlar.  Onlar nasıl bir yaratıcıya inanıyor bilmem, lakin benim inandığım yaratıcı (cc) adalet sahibidir. Önce veya sonra, yarattığı kullarının hakkını kimsede bırakmaz da. (Enbiya/47)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.