İşgali tanımıyor, işgalci İsrail rejimi ile işbirliğini kabul etmiyoruz diyen İHH Başkanı Mehmet Yıldırım, Bizim seferimiz hala bitmedi ve Mavi Marmara yoluna devam ediyor ifadesini kullandı.
İşgali tanımıyor, işgalci İsrail rejimi ile işbirliğini kabul etmiyoruz diyen İHH Başkanı Mehmet Yıldırım, Bizim seferimiz hala bitmedi ve Mavi Marmara yoluna devam ediyor ifadesini kullandı.
KRİZ FİLİSTİN İLE SINIRLI KALMADI
Gelinen noktada Filistin topraklarının neredeyse tamamının, apartheid İsrail rejiminin işgaline uğradığını dile getiren Başkan Yıldırım, Kurulduğu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmalı üretmiştir. Bu kriz, sadece Filistin toprakları ile de sınırlı kalmamış; dalga dalga tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüse dönüşmüştür. İsrailin son yıllardaki karnesine baktığımızda, hemen hemen her gün ayrı bir hak ihlali ve yerinden etme ile geçmiştir. Çocuk, yaşlı ve kadınlar üzerinde uyguladığı sert ve acımasız politikalar ile milyonlarca insanın yerinden edilmesi, evleri yıkarak toprakların işgal edilmesi, mabetlere saldırarak din özgürlüğünün elinden alınması bu ihlallerden yalnızca bazılarıdır. Filistinlilerin yaptığı insancıl gösterilere uyguladığı orantısız güç ile binlerce gencin sakat kalmasına ve bir ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına sebep oldu şeklinde konuştu.
SİYASİ YAKINLAŞMAYI ANLAMIYORUZ
Son 70 yıldır Ortadoğuda sadece problemden, kandan ve gözyaşından beslenen Siyonist işgal çeteleri, sadece Filistin için değil; Türkiye içinde bir güvenlik sorunu olduğunu kaydeden İHH Antalya Başkanı Mehmet Yıldırım, 2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararası sularda yaptıkları hukuksuz saldırı ile 9 vatandaşımız şehit edilmiş, 1 kişi 4 yıl boyunca komada kaldıktan sonra şehit olmuştur. 56 insani yardım gönüllüsü de, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu süreçte apartheid İsrail güçleri, Türkiyeye onlarca söz verdi. Gazzede hala devam eden karadan ve denizden ambargonun kaldırılması, Kudüste bulunan Müslüman nüfusun taciz edilmesinin durdurulması, İslam dininin kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksadaki saldırıların önlenmesi ve Filistinlilere seyahat ve din özgürlüğü tanınması gibi yerine getirilmeyen onlarca söz verildi. Yaşanan bunca sıkıntının ve hesabı hala sorulmamışken ve bu hukuksuz saldırının üstüne,Türkiye devleti yöneticilerinin işgalci apartheid rejimi İsrail ile başlattığı siyasi yakınlaşmayı anlamakta güçlük çekiyoruz açıklamasında bulundu.
YOL YAKINKEN YANLIŞTAN DÖNÜN
İsrailın verdiği sözleri asla tutmadığının altını çizen Yıldırım şöyle konuştu: İsrail bölgedeki istikrarsızlıktan beslenmektedir. Siyonist inancın temelinde; kendisi dışındaki bütün din, dil ve renklere yaşam hakkı tanımamak yatmaktadır. Buradan siyasi yetkililere sesleniyoruz. Türkiye tarihi mirası ve kültürü ile dünyanın bütün bölgelerine adalet ve yardım götürmüştür. Devlet geleneği olarak teröristlerle, haydutlarla ve hırsızlarla işbirliği içinde olmamıştır. İsrailin senelerdir tüm Ortadoğuda finanse ettiği terörü ve Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarını katlederek sergilediği şımarık tutumu görmezden gelerek, siyasi bir yakınlaşmanın daha büyük problemlere yol açacağını biliyoruz. Apartheid rejimi İsrailin, Türkiyenin dış politikası için bir tehlike olduğunu iyi biliyoruz. Halkın iradesini yok sayarak ve kendi vatandaşlarının hukuki mücadelesi hala devam ediyorken bu tür bir yakınlaşmanın, ülkemizdeki adalet sistemini yerle bir edeceğini iyi biliyoruz. Gelin bu yanlıştan yol yakınken ayrılın.
Kendi vatandaşlarının hukuki mücadelesi hala devam ediyorken bu tür bir yakınlaşmanın, ülkemizdeki adalet sistemini de olumsuz etkileyeceğini iyi biliyoruz. Mavi Marmaranın,Hatayda verdiğimiz şehitlerin, Gazzedeki ablukanın, Mescid-i Aksaya saldırıların hesabı sorulmadan İsrail ile başlayacak bir normalleşme; sadece bölgedeki krizlerin daha da kurumsal zeminlerde karşılık bulmasına sebep olacaktır. Bizim seferimiz hala bitmedi ve Mavi Marmara yoluna devam ediyor.
Yalçın KÜÇÜK