• imsa
GÜNDEMHaber Girişi : 08 Aralık 2021 12:19

İklim Krizinin Faturası Pandemiden Ağır Olacak…

İklim Krizinin Faturası Pandemiden Ağır Olacak…
Dünya olarak Covid-19 pandemisi ile büyük bir sınavdan geçtik. Uzun süredir kapalı mekanlarda havalandırma yapmanın önemine vurgu yapsak da hala bu konuda yeterli eylemin gerçekleşmemiş olması son derece üzücü.

Dünya olarak Covid-19 pandemisi ile büyük bir sınavdan geçtik. Uzun süredir kapalı mekanlarda havalandırma yapmanın önemine vurgu yapsak da hala bu konuda yeterli eylemin gerçekleşmemiş olması son derece üzücü. Yaşadığımız bu salgın aslında global sorunlar karşısında dünyamızın ekonomiden sosyal hayata kadar birçok alanda kırılgan bir yapıya sahip olduğunu da gözler önüne serdi. Unutulan bir diğer gerçek de aslında sonuçları itibariyle pandemiden daha büyük bir kriz oluşturacağını düşündüğümüz iklim değişikliği gerçeğidir. Karbonsuzlaşma yolunda önemli adımlar söylemden öteye taşınarak eylemsel olarak atılmazsa bu krizin de ağır faturalarıyla yüzleşmemiz, kaçınılmaz gözükmektedir. 2001 sonrası yılların sıcaklık değerleri, tespit edilen en yüksek sıcaklıklar olması vasfıyla iklim değişikliğinin artık kaçınılmaz etkilerinin kendini göstermeye başladığının da göstergesidir. Yaşanan yangınlar ve seller bunun açık ilk belirtileridir. Susuzluk ve neden olabileceği gıda kıtlığı ile birçok canlı türünün tükenmesi ile oluşabilecek zincirleme sonuçlar, önümüze en büyük tehdit olarak çıkıyor. Yerelden başlayarak globale doğru eylemsel olarak çözüm odaklı projeler gerçekleştiremezsek insanoğlunun sosyal problemlerden doğal afetlere kadar birçok gerçekle yüzleşeceği ve faturanın pandemiden de ağır olabileceği açıkça görülmektedir.

Sınırlar geçilmeden karbonsuzlaşma adımları atılmalıdır…

İklim değişikliğinin ana sebebinin karbon salınımları olduğu bilinen bir gerçektir. 1.5 santigrat derece sıcaklık artışına sebep olan atmosferik karbondioksit yoğunluğunun üzerine çıkılmaması gerektiği bilinirken dünyanın tehlikeli sınır olarak referans alınan 2 santigrat derecelik artışa sebep, atmosferik karbondioksit yoğunluğuna doğru yol aldığı görülüyor. Çare ise özellikle endüstriyel binalardan sanayiye, tarımdan ulaşıma kadar her alanda, karbosuzlaşma adımlarının atılması ile mümkün görünüyor. Bu da fosil yakıtların verimli kullanılması veya fosil yakıtlara ikame sağlanması ile mümkün olacaktır.

Endüstriyel binalarda net sıfır enerjiye yönelim sağlanmalı…

Günümüz şartlarında yaşantımızın önemli bir kısmını kapalı ortamlarda binalarda geçirmekteyiz. Ofis binaları, plazalar, Alışveriş merkezleri, oteller, hastaneler, okullar gibi birçok endüstriyel binada ısıtma, soğutma, aydınlatma ve özellikle de pandemi koşullarında iyice artan oranda havalandırma temelli ciddi oranda enerji harcamanın olduğu gayet açık. İklim krizi ile mücadelede karbonsuzlaşma adımına, bu endüstriyel binalar hızlıca adapte olmalıdır. Öncelikle enerji verimli cihazlar, otomasyona dayalı akıllı bina enerji yönetim sistemleri, ısı geri kazanım üniteleri, ısı pompası uygulamaları ve ikili veya üçlü enerji üretim sistemleri olan kojenerasyon ya da trijenerasyon gibi uygulamalar ile binalarda tasarruf boyutu sağlanarak, binanın enerji gideri azaltılmalıdır. Ardından ise geriye kalan enerjinin temini için güneş gibi yenilenebilir enerjilere yönelim sağlanmalıdır. Net sıfır enerjili bina denince akla gelen doğrudan yenilenebilir enerjiye yatırım olmaktadır. Enerji verimli sistem ve teknolojiler kullanılmaksızın doğrudan yenilenebilir enerji ile bina enerji giderlerini sağlama girişiminin hayal kırıklığı olacağı açıktır. Bu nedenle ilk önce verimlilik sağlayacak teknolojilere yatırım öncelik olmalıdır. Bu hususta toprak, su ve havadaki enerjiyi kullanarak verimli iklimlendirme sağlayan ısı pompası sistemlerini, fosil bir yakıt olan doğalgaz ile elektrik üretilirken atık enerji ile ısıtma veya soğutma yapılabilen kojenerasyon veya trijenerasyon sistemlerini önemsiyoruz. Bu sistemlerin ideal bir şekilde çalışması ise ancak yapılacak ölçüm ve kontroller ile mümkün gözükmektedir. Bu nedenle de sistemler akıllı bina otomasyon sistemleri ile takip edilebilir olmalıdır. Özellikle pandemi koşullarında artan havalandırma ihtiyacı bu otomasyon sistemleri ile ortamı kullanan insan sayısına bağlı olarak kontrollü bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yine ısı geri kazanım sistemlerinde dışarıya atılan kirli hava ile içeriye alınan temiz hava arasında enerji geçişi sağlayan ısı geri kazanım sistemleri enerji verimliliğine ve karbonsuzlaşma sürecine katkı sağlayacak teknolojilerdir.

Tarımda karbonsuzlaşma süreci için sondaja dikkat…

Tarımsal sulamada su temini sondaj ile yapılırken, muhakkak gerektiği miktarda su yeraltından temin edilmeli, verimli sulama sistemleri tercih edilerek, çekilmesi gerekli su miktarları muhakkak azaltılmalıdır. Gereğinden fazla miktarda suyun yeraltından çekilmesinin su kaybı olduğu kadar, enerji kaybı anlamı da taşımaktadır. Zira çeşitli derinliklerdeki kuyulara inilerek kuyu pompaları ile yapılan su çekme işleminde, önemli miktarlarda elektrik enerjisi kullanılmaktadır. Gereğinden fazla harcanan enerjinin küresel ısınmayı tetiklediği, küresel ısınmanın da yağışları azalttığı düşünüldüğünde, olay tamamıyla kısırbir döngüye dönüşmektedir. Bütün bu nedenler bir araya geldiğinde, kesinlikle bilinçsiz sondaj yapılmamalı, izinsiz kuyu açımına asla müsaade edilmemelidir. Suyun, sulamada verimli kullanılması ile azaltılan miktarda yeteri kadar suyun çekilmesi hem içerisinde bulunduğumuz su kıtlığı hem de karbonsuzlaşma süreci açısından önem arz etmektedir.

Tarımsal alanda yüksek enerji girdilerinin söz konusu olduğu bir diğer alanda örtüaltı tarımdır. Tarımsal üretimin yapıldığı seralarda kömür yanı sıra emisyonu yüksek birçok atığın yakıldığını üzülerek görüyoruz. Bu alanda da toprak, su ve havanın enerjisini verimli kullanan ısı pompası sistemlerinin yaygınlaşması, akıllı sera iklimlendirme sistemlerine geçilmesi karbonsuzlaşma sürecindeki önemli unsurlar olarak görülmektedir.

Sanayide enerji verimliliği karbonsuzlaşma sürecinin öncüsü olacaktır…

Sanayide birçok üretim için temel girdinin enerji olduğu ele alındığında bu alanda yapılacak enerji verimliliği uygulamasının karbonsuzlaşma süreci için öncü rol oynayacağı düşünülebilir. Bir mal veya mamulün üretiminde en yüksek girdinin enerji olması ile sanayide enerji verimliliği yönünde önemli adımlar atılıyor olduğunu görmek oldukça sevindirici. Sanayide atık ısının geri kullanımı, yine trijenerasyon gibi çoklu üretim sistemlerine olan yatırımlar, mevcut tesisat ve ekipmanın yalıtımı, değişken devirli sürücülerin kullanılması gibi enerji tasarruf odakları günden güne artarak yer bulmaktadır.

Ulaşımda karbonsuzlaşma için öncelik raylı toplu taşımaya yatırım olmalı…

Bir tek yolcu ile yol alan bir otomobil şehir içinde kilometre başına yaklaşık 100 gram karbondioksit salınımına neden oluyor. Raylı bir sistem ile taşımada ise bu oran yaklaşık 20-30 grama düşüyor. Bu bakımdan karbonsuzlaşma sürecinde raylı toplu taşıma sistemlerine yatırımın önemi oldukça açık. Ulaşımda bir diğer husus ise elektrikli araç tercihine yönelim olacaktır. Fosil yakıt ile üretilen elektrik ile bataryası doldurulan bir aracın sürece katkı sağlaması düşünülemez. Tabi ki bu araçların yenilenebilir enerji ile üretilen elektrik ile şarj edilmesi sağlandığı zaman karbonsuzlaşma sürecine katkı sağlayacağı açıktır. Bu nedenle ulaşımda öncelik toplu taşıma sistemlerine ve bunda da raylı sistemlere yapılacak yatırımlar olmalıdır.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.