İLAHİ DİNLERDE ORUCUN AMAÇ, KAYNAK VE UYGULANIŞI BAKIMINDAN MUKAYESESİ*

  • imsa

Oruç, İslam’da olduğu gibi İslam’dan önceki diğer ilahi dinlerde de önemsenen bir ibadettir. “Oruç, sakınasınız diye sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” ayeti fiilen uygulanan bir ibadetin Kur’anî bir doğrulamasıdır. İlahi dinlerin üçünde de oruç tutacak kişilerde asgari şartlar aranmış, yükümlülük çağı sınırlanmış, hastalar, hamileler, özel hallerinde kadınlar ve yaşlılar için bazı muafiyetler getirilmiştir. Bu, dinlerin insan sağlığına ve yükümlülük-istitaat dengesine riayet ettiğini göstermektedir. 

Her üç ilahi dinde herkes için mecburi oruçlar bulunmaktayken sadece Yahudilik ve Hıristiyanlıkta din adamları tarafından ihdas edilmiş oruçlar vardır. Özellikle Hıristiyanlıkta kiliselerin oruç uygulamaları şekil ve süre farklılığı göstermektedir. Katolikler orucu katı kurallarla uygulamakta iken, Protestanların çok azı oruca riayet etmektedir. Ortodokslar orta yol izlemekte, Süryaniler ise orucun uygulamasında daha ciddi tutum sergilemektedir. Yahudilik ve İslam’da mecburi/farz oruçtan bahsedilmekte iken, Hıristiyanlıkta mecburi oruç yoktur. 

Yahudilikte Hahamların oruç ihdas etme yetkisi olduğu için yaşanmış olaylara ve egemen kültüre bağlı olarak çok sayıda değişik oruç çeşitleri ortaya çıkmıştır. Diğer ikisinin aksine İslam’da hiç kimsenin oruç ihdas etme yetkisi yoktur. İslam âlimleri sadece içtihat gereği konulmuş orucun hükümlerini naslara göre yorumlamakla yetkilidir. 

Yahudilikteki oruç süresi tam perhizli yirmi beş saat iken, Hıristiyanlıktaki oruç süresi en fazla üç saattir. İslam’daki oruç gün doğumu ile batımı arasında tutulduğu için Yahudilik ve Hıristiyanlığa göre vasat bir durumdadır. Yahudilerin Yom Kippur orucu boyunca dünyevi iş yapmaları yasak iken Müslümanların Ramazan’da oruçlu iken çalışmaları yasak değildir. Hıristiyanlıkta zorunlu oruca benzeyen genel oruçlarda dünya işleri terk edilmez. Ancak Hıristiyanlıkta oruç, yeme içmeyi tamamen bırakma şeklinde değil, kısmi perhiz şeklinde tutulması sebebiyle İslam’daki ve Yahudilikteki oruçtan ayrılmaktadır. Yahudilikte Hahamların, Hıristiyanlıkta Kilisenin oruç emretme ve bozdurma yetkisi olduğu halde İslam’da bu şekilde yetkilendirilmiş hiçbir görevli yoktur. İslam’daki Ramazan orucu doğrudan Allah tarafından farz kılınmıştır. 

Yahudilik ve İslam’da oruç günleri, Ay takvimi esas alınarak belirlenmektedir. Hristiyanlıkta oruç günleri ise Gregoryen yani Güneş takvimine göre belirlenmektedir. Kameri takvim, kişiye ömründe yılın her vaktinde oruç tutma imkânı sağlamaktadır. Güneş takviminde süre yıl içinde sabittir. 

Oruç tutmak için sorumluluk çağı üç ilahi dinde farklı farklıdır. Yahudilikte on iki yaşını dolduranlar, Hristiyanlıkta yirmi bir yaşını dolduranlar, İslam’da ise akıllı olmak kaydıyla büluğ çağına girmiş olanlar oruç tutmakla yükümlüdür. 

İslam’a göre bir mazerete binaen Ramazan’da tutulamayan veya ister farz ister nafile oruç olsun bozulan oruçlar daha sonra günü gününe kaza edilir. Sadece Ramazan ayı orucunu mazeretsiz kasten bozanların 61 günlük kefaret orucu tutmaları gerekmektedir. Diğer iki dinde zamanında tutulamayan oruçların telafisi kişisel tercihe bırakılmıştır. Yaşlıların hangi yaştan itibaren oruçtan muaf olacağı konusunda Yahudilikte bir sınırlama yok iken Hıristiyanlıkta 60 yaş sınırı getirilmiştir. İslam’da ise sınır olmamakla birlikte yaşlının beden sağlığının tutamayacak kadar kötüleşmiş olması esas alınır. Bu sadece yaşlılar değil, daha erken yaştaki hasta ve mazur kişiler için de geçerlidir. Ancak sağlıkları ileriye dönük de elvermediği için oruç tutamayanlar imkânları varsa fidye verirler, yoksa başka bir sorumlulukları yoktur.

 

 

 *Bu makale AYBÜ, İslami İlimler Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğr. Üyesi, Dr. Rahim Ayın15 Haziran 2021tarihinde Journal of Analytic Divinity International Refereed Journal dergisinde yayımlananİlahi Dinlerde Oruç: Kaynağı, Amacı ve Uygulanışı Bakımından Karşılaştırmalı Bir İnceleme adlı makalesinden alıntılanmıştır.